- 763 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Ayn-ül Hayat
Geçen saniyeler, geçen dakikalar, geçen saatler…
Dünya dönüyor ve bir tarafı aydınlanıyor. Yeni bir gün doğuyor, bulutları yararak.
Sabahın ilk saatlerinde bakkalını açan amca, sıcak ekmeklerini dolaba diziyordu. Birbirlerine seslenmeleriyle sokakları yankılatan pazarcılar, pazar tezgâhlarını kurmakla beraber aynı zamanda nasıl tezgâhlarını güzel gösterebilir onu tartışıyorlardı. Koşturarak servis arabasına yetişmeye çalışan kadınlar evden dert yanıyorlardı. Gözlerini ufalaya ufalaya okulun yolunu tutan minik öğrenciler, “Anne yarın okula gitmesem olur?” diye sorarak şimdiden yarının pazarlığını yapıyorlardı. Dosyalarını toplamaya çalışan öğretmenler, okul zilinden önce okulda olmak için acele ediyorlardı. Her bir durakta bir müşteri daha almak için duran otobüs şoförü, dolmuşta nefes alabilmek için bile boşluk bırakmamıştı.
Saniyeler geçti, dakikalar geçti, saatler geçti…
Dünya döndü ve bir tarafı aydınlandı. Yeni bir gün doğdu, bulutları yararak;
ve başladı bütün insanların koşuşturması.
Sabahın köründe bakkalcının müşterilerini kaybetmemesi için erkenden gelip bakkalını açması gerekiyordu. Erken saatlerde tezgâhlarını ayarlayıp, insanların gözünü boyayarak ellerindeki tüm malları satmalıydı, pazarcı. Küçücük bünyeleriyle daha ilk günlerden okula gitmek istemeyen öğrencilerinde her gün erken kalkmak zoruna gidiyordu. Bir kişi daha fazla alabilmek için her durakta durup dakikalarca bekleyen şoförün, eve biraz daha fazla para getirmekten başka bir amacı yoktu.
Bu koşuşturmaların dışında bir de minik Ayşe vardı. Soğuktan önlüğü büzüşmüş, içerisinde kaybolmuş, kirden saçları birbirine yapışmış minik Ayşe… Kuruyan dudaklarıyla; “Bir mendil alır mısın abla?” diye soruyordu gelen geçene. Cılız sesini duyan yoktu…
Bakkalcıdan, pazarcıya; öğrenciden, öğretmene; şoförcüden, minik Ayşe’ye…
Hepsinin sadece bir amacı vardı;
“Hayatta kalabilmek!”
Hayatta kalıp, daha güzel günler geçirmek için çalışmalılardı. Okumalılardı… Gelecek güzel günler için okutmalılardı da…
Saniyeler geçiyor, dakikalar geçiyor, saatler geçiyor…
Dünya dönüyor ve bir tarafı kararıyor. Bir gün daha bitiyor, yeryüzünün tüm pisliklerini örterek…
Ama biliyoruz ki yarın güneş doğacak ve karanlığın ardındaki tüm pislikler ortaya çıkacak.