BEN BÜYÜMEK İSTEMİYORUM ANNE
BEN BÜYÜMEK İSTEMİYORUM ANNE
Karnım aç,sırtım açık olacaksa
Hayat beni hırpalayıp ezecekse
Kaderim de sana benzeyecekse
Ben büyümek istemiyorum anne
………….
…………..
Hep hayal peşinde koşacaksam
Kendi düşümden bile korkacaksam
Kaderim miş deyip avunacaksam
Ben büyümek istemiyorum anne
……………..
……………
Namussuzluk yükselmiş,ayyuka çıkmışsa
Namus yerlerde, sevgi saygı pul olmuşsa
Koca karısını ,baba öz kızını satıyorsa
Ben büyümek istemiyorum anne
…………
………..
Hayvanlar bile sahip çıkarken yavrusuna
Bırakılırsam cami avlusuna çöp kutusuna
Güven kalmamışken amca dayı babasına
Ben büyümek istemiyorum anne
…………………….devamı var….
KAŞİF KANİ ERTÜRK 14 ekim 2009
Değerli dostlar bende biliyorum ki , bu şiirin yeri burası değil.ama bu şiir olmazsa bu yazıdan da bir şey anlaşılmayacaktı..dolayısıyla etle kemik misali ,ikisi de burada bulunmak zorundaydı.diyerek konuya girmek istiyorum….
Gün geçmiyor ki internet haberlerinde ve basında , insan aklının ve ahlakının kabul edemeyeceği şeyler olmasın okunan ve yaşanan olaylar..bunu ekonomik nedene bağlayan zihniyeti de garipsemiyor değilim doğrusu..mesele öyle olsaydı insanlığın varoluşundan bu yana , fakir-zengin , ezen –ezilen sınıf farkı var olup gelmiştir hep.ve hep de olacaktır..ama sosyolojik olarak incelendiğinde tek tük , istisnai vakayı da buna bağlamak zaten mümkün olmamıştır..aklın yolu bir anlamında olamaz da .
Bir zamanların modern ve teknolojisiyle ,model almaya çalıştığımız ve resimlerde bile yanında görünmek için dokuz tombalak aştığımız (öz kızına bir hücrede yıllarca tecavüz ederek çocuk sahibi olan..sadece bir örnek bu ..) uygar ve muasır medeniyetler temsilcisi batının ,tüm insanlığa- şumul örnek davranışına ! olan bağımlılığımız ve model alışımızın ,topla tüfekle yıkılmayacak ülkem insanını nereden nereye getirdiğini , her şeyin geniyle oynamanın moda olduğu gibi benim ülkem insanının da ,genleriyle nasıl oynandığını ,öyle sanıyorum ki , artık görmekten çok , “ zararın neresinden dönersen kar “ durumuna gelindiğinin savaşı verilmeli diye düşünüyorum
Dolayısıyla ve kanımca ; duygu ve düşünceden soyutlanan ,robot ve makineleşmeye ki , (dikkatinizi çekerim hayvan bile diyemiyorum çünkü düşünme melekesi olmayan hayvanlarda bile,kendi kural ve ilahi düzenin dışından başka ,böyle bir vahşete yada akla ziyan verecek olaylara rastlanmaz..) yüz tutmuş ,insan vasfından ziyade yaratıklar topluluğu oluşma yada bilinçli bir şekilde oluşturulmaya çalışılmaktadır..dolayısıyla dile getirmeye çalıştığım duygular , rahatsız olan paydaş vicdan ve duyguların ,insani ve evrensel değerlerin erozyona uğradığı yada yok olmaya yüz tuttuğu ,ayarıyla uğraşılan ve oynanan şu zaman diliminde birkaç sözcükle ortak paydası olarak alınmalı yada değerlendirilmeli diye düşünüyorum..ve biliyorum ki, daha bir yığın konu üzerinde, eklenecek ve söylenecek o kadar çok şey ve söz var ki..bu benimkisi ummanda belki de bir damla..ama olsun ben bu damlayla ummana daldım. sizler ,denizlerle,ırmaklarla yol alın diyor ,şiir ve yazımın da bu manada değerlendirilmesini hasseten istirham ederken , ünlü düşünür alman GOTHE ‘ nin çok yıllar önce söylediği şu ; “ çocuk dünyaya geldiğinde ,hayatı anlasaydı, daha yaşına değmeden saçlarına beyazlar(aklar) düşerdi..” sözüne katılmayan parmak kaldırsın diyor saygılar sunuyorum..
KAŞİF KANİ ERTÜRK..
YORUMLAR
hiçbirimiz bilemezdik; büyümenin zorluğunu, yaşamdaki acımasızlıkları,şiddetleri, yalnızlıkları, şevkatsizlikleri,bilemezdik.
bilseydik dururmuyduk, hayır yine de büyürdük çünkü öyle gerekiyor,ama gereken bir şeyde ,büyüdüğümüzün hakkını vermek ,yaşadığımız dünyaya sahip çıkmakla olur.
duygularınızı ve kaleme alışınızı tebrik ederim.
KNİSK
bilmiyorum yazılarımın hangilerini okudunuz yada okudunuz mu?..çok mu ütopik geldi bilmem..ama bilesiniz ki (gerçi mutlaka anlamışınızdır ya zaten..)bunlar kurgudan ziyade yaşanmışlık hikayesi..bir kısmının silinmeiş olması muhatabını zorda bırakmamak adınadır..neyse çok uzun zaman sonrada olsa sizi sayfamda görmekten mutlu olduğumuda belirtmek isterim..her şey gönlünüzce olsun diyor selam ve saygılar sunuyorum..
yol alın diyor ,şiir ve yazımın da bu manada değerlendirilmesini hasseten istirham ederken , ünlü düşünür alman GOTHE ‘ nin çok yıllar önce söylediği şu ; “ çocuk dünyaya geldiğinde ,hayatı anlasaydı, daha yaşına değmeden saçlarına beyazlar(aklar) düşerdi..” sözüne katılmayan parmak kaldırsın diyor saygılar sunuyorum..
Yukarda değerli dost kalemin dediği gibi belki onlardan çağdaşlık adına alacak öğreneceklerim vardır ama,ahlak ve edep yönünden onların bizden alacağı bitmez.günümüz gençliğinin ayak uydurmaya çalıştığı yaşantılarına baktıkca sıkıntılara düşmemek elde değil geleceğim çocuklarımızı bu örfümüze ananemize ters düşen yaşam tarzından nasıl koruruz orasını kestirmek zor.aslında yazılması gereken çokk şeyler var ama sözün özü azındadır diyerek şiiri yazan kaleme katılıyorum ünlü düşünür GOTHE. ne güzel demiş kim bilir doğacak çocuklarımız ne yaşayacaklarını bilselerdi ve ellerinde olsaydı doğmazlardı!çok bir konuya el atmış anlatmışsınız üzülerek düşünerek okudumyüreğinize kaleminize sağlık değerli dost kalem.selam saygımla....
Hayvanlar bile sahip çıkarken yavrusuna
Bırakılırsam cami avlusuna çöp kutusuna
Güven kalmamışken amca dayı babasına
Ben büyümek istemiyorum anne
Hocam şiir ve yazı birbirini tamamlamış gerçekten çok doğru konulara dikkat çekmiş parmak basmışsınız yüreğinize sağlık...Malesef bu gibi durumlar haddini aşmış bir vaziyette devam ediyor Allah sonumuzu hayır etsin deyip bekliyoruz bakalım ...bir düzelme bir değişme olacak gibi görünmüyor ama ümitsizde yaşanmaz ...inşallah ..hayatta herşey yoluna girer.......Tebrikler saygılar............
* * *
Şiiriiz ve yazınız gerçekten birbirini tamamlamış sevgili ve değerli dost Kani bey, insanlık dumura uğruyor evet haklısınız. Nesiller geliyor ne yazık ki birbirinden kötü günler, kötü durumlar bekliyor onları. Her şeyin başlangıcı aile, ailede alınan eğitim sağlamsa yani atılan temeller güçlüyse yıkılmaz o insan, her koşulda kendini taşır savunur ve ayakta durur insanlık onuruyla. Ailede atılan sağlam temellerin üstüne yapılan binalarda güçlendirir bedeni, kişiliği. Yani hayatın verdiği dersler alınan eğitim daha da güçlü kılar nesilleri. Nesillerin güçlü olması milletleri güçlendirir ve ölümsüz kılar. Bir evlat dünyaya getirmek ilahi bir lütuf, ilahi bir görev. Kutsal olan bu görev, o evlat yaşama sunulduğunda; ne yaşama ne aileye ne de insanlığa yüz karası olmamalıdır. Evlat Yaradan'dan bir emanet, bu kutsal emanete ne kadar özen gösterirsek vebalimizde o denli az olur. Ruh sağlığı bozuk kişiler temeli bozuk ailelerin nesilleridir. Bence insana emek gerek bir fidana gösterilen emek kadar itina ister, yeşertip meyve ve gölge sağlayabilmek için. Özenilerek yetiştirilmesi gereken en önemli ve en değerli varlıktır insan.
Kutlarım duyarlı kaleminizi Kani bey
Sevgiler saygılar
* * *
Yazdıklarınıza aynen katılıyorum.Bu gerçekleri yansıtmayı bir damla olarak görmeyin.
Ben yazdıklarınızı cevher kadar değerli yüce dağlar kadar büyük görüyorum.Yani damlaya damlaya göl olur hesabı.Damlaların birleşip okyanus olmuş şekliyle kabul ediyorum.
Yerinde tesbitlerinizi içim acıyarak okudum.ama maalesef gerçek oluşu çok üzücü.
Duyarlı kaleminizden dökülen bu anlamlı yazıyı gönülden kutluyor,selam ve saygılarımı gönderiyorum efendim.
Her çocuk doğurulduğu ortama göre yetişir ve o ortama göre şekillenir. Afrikada doğanın anası bile açlıktan ölür. O çocuk bütün çocukları kendisi gibi sanır ! belki halsizliğinden belki iyimserliğinden gözünün incilerini bile sineklerle paylaşır. sarayda köşkte doğan çocuğunsa kuvezi altnımsıdır. Ve sevgilisini destereyle kesiyor olabilir.
İnsanı hayvandan ayıran sadece düşünmektir! ve çocuk çocukken oyundan başka ne düşünebilir ki? Kreşlere baksanız yüzlerce çocuk vardır. Yunanlısı, Ermenisi, Türkü, Kürdü, ve Moskovalısı bir arada olabilir. Eğer eğitenleri seçmeyeyecekse onlar asla birbirlerini ayrı devletliler olarak seçemeyecektir. yani çocuklar kendi hallerine bırakılmamaktadır. bunun sebebide sadece sömürü düzenidir.. Güzel ahlakın bozulmasının tek sebebi har yanımızdan sarmaşık gibi saran sömürü düzenidir!.Ve şimdi eğitim alanları tamamen büyük holdinglerin tekellerindedir.Tek amaç daha büyük kar nasıl edilmesi üzerinedir. Ben bu şekilde düşünüyorum. Ahlaksızlığın sebebi, teknolojinin her yönüyle kar amaçlı kullanılması birilerinin üçten aşağı çocuk olmaz demesiyle bağlantılıdır. Yani tüketici yetiştirilmelidir onlar için çocuklar.
İnsan kalabilmekse yine çocukların ellerinden olabilecektir! Ötekinin insanlığını kendisinin insanlığı kadar düşünüp ve kollayacağı günler gelecektir ve gelmek zorundadır!..
Güzeldi... Beğeniyle okudum. yürekten tebrik eder,Sevgiler, saygılar sunarım.
Adım başı sokaklarda kredi kartları pazarlanıyor, sosyal güvencesi var mı, düzenli geliri var mı diye sorulmuyor bile bol keseden dağıtılıyor kredi kartları. Ne yapsın insanlar alıyorlar, sanki kredi kartı ile alınınca her şey bedava.
Emek vermeden yemek, alın terinin beş para etmediğinin düşündürülür hale getirildiği örnekler………
Sonra banka peşine düşüyor alacağını tahsil etmek için.
Sonuç olarak sokakta bulmamış mıydı müşterisini, sokakta kaybetti işte. İnançlar dayatıldıkça, inançsızlık aldı yürüdü, kimsenin kimseye güveni kalmadı. Siyasi, sosyo-ekonomik ve kültürel alandaki kopukluklar, gelir dağılımındaki uçurumlar, özenme ve özendirme.
Duygusal açlık ya da doyumsuzluk.
Manen doymamış bir insan, madden ne kadar doymuş olursa olsun açtır.
Netice itibarıyla temiz toplum, her anlamda yeterli doyuma ulaşmış toplumdur.
Saygılarımla Sayın ERTÜRK.
Kutluyorum.
Hayatın gerçeklerini kabullenip bu benim alınyazım deyip kenara çekilenlerin yüzünden oluyor zaten ne oluyorsa. Size katılmamak mümkün değil. Evet öyle bir girdapın içine girdik ki insan kılığındaki yaratıklar etrafımızı sarmış bizi bırakmıyorlar, ama suç sadece onlarda değil, bu durumdan kurtulmak için çaba göstermiyoruz bizlerde. Ya da gösterdiğimiz çabalar yetersiz kalıyor. Rahmetli annem hep derdi "ne günlere kaldık, baba kzına tecavüz ediyor, yarın da çocuk peydahlarlar" diye hayıflanırdı. Evet gerçekten doğru. Düşene bir tekme daha vuruyorlar, elinden tutup kaldıracakları yerde. Her zaman yüreğim burkularak izlerim kaldırım taşında yatan kimsesizleri, karnını doyurabilmek için mendil satan, araba camı yıkayan, simit satan çocukları. Doğru onlar istemedi dünyaya gelmeyi. Ama hala doğurup doğurup çöplere, cami avlularına, tuvaletlere atılan bebecikler var. Bu düzen, yıllar öncesinden hep vardı, teknoloji ile görselleştirildi sadece. Ya bir de benim güzel ülkemin bor medenlerinin satılması, en değerli toprak parçalarının yabancılara peşkeş çekilmesine ne demeli. Bunlar daha elim geliyor bana. Binlerce atamızın şehit düşerek ve kanları ile sulanarak kazanılan, yok olup yabancılar tarafından parçalanmış bir ülkenin yeniden yaratılarak, yaşanılacak güzel bir TÜRKİYE CUMHURİYETİ haline getirilen ülkemin yok olmasına ramak kalmışken neden hala susuyoruz anlamıyorum. Amerikan emperyalizmini kanıksamış ve üç kuruşla ezilmiş halkı satın alıp, bileğimizin gücüyle kazandık diyen bir de yöneticimiz varken başımızda, çocuklarımız tabii ki büyümek istemez. Onlara iyi bir gelecek, tertemiz bir ülke, sevecen ve barış dolu bir yaşantı sağlayamadıktan sonra biz niye yaşıyoruz ki?... Sevgili dost benim duygular kabardı iyice, yaz yaz bitmez, en iyisi burada susayım diyorum. Duyarlı Yüreğine ve emeğine sağlık. Sizin gibi dostların kalemi hiç susmasın dileklerimle, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
begüm_ank tarafından 10/20/2009 9:34:40 AM zamanında düzenlenmiştir.
Ben büyümek istemiyorum demişsiniz ya; bence insanlık tarihi boyunca insanların bitmek bilmez arzularından ve hırslarından yine her yer güllük gülistanlık olduğunu sanmıyorum. Tarih boyunca daha fazla toprak için savaşlar, ölümler olmuş.
Ülkeleri geçelim, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra bile her on yılda bir iktidar kavgasıydı, sağ-sol kavgasıydı, şimdi de pkk terörü. Yani hayat hiç bir zaman güzel değildi. tek fark şimdi televizyonlar sayesinde daha çok göz önünde. Hiç bir zaman da bu düzelmez çünkü biz insanız; ne azla ne de çokla yetiniriz...
Yazınız da haklı da olsanız bu böyle...
Saygılarımla...
GOTHE ye ve size tamamen katiliyorum...
ZAMAN KOTU...
Ben aslen d.bakirliyim 1 haftadir yurt disina ciktim sehrimden ulkemden cok uzaklara gittim suan size yeni zelandadan yaziyorum daha iyi bir hayat sureriz diye ciktik geldik ozel sebeplerde var...Ama ana yok baba yok cok zor geliyor kurdum ama yanimda ve yasadigim sehirde bir tane turk bile yok ...
yabancilarin ornek alinmasi gereken bir cok seyleri var...
ahlak olarak ise bizden cok sey ogrenmeleri gerek...
ornek hic misafir perver degiller...
Kurban olayim memleketimin tasina topragina...
Tebrik ederim sizi cok guzel bir konuya deginmissiniz...
SAYGILARIMLA USTADIM...