- 875 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
UTANCIMIZ VAR
Elimiz kalem tutuyor, okumuşuz öğrenmişiz.. doğruları yanlışları aşıp gerçeği bulduğumuza inanıyoruz.. yazıyoruz hep.. ateş saçıyor kalemimizin ucu.. dağdaki sağır sultan bile duydu, anladı bizi diyoruz.. hayıflanıyoruz..
Çünkü biz aydınız, entellektüel.. vatanseveriz herkesten çok.. işçinin, köylünün, dar gelirlinin, ezilenin ve mazlumun hakkını korumak bizim misyonumuz(!).. yarıştayız kendi aramızda.. katılımcı, paylaşımcı sıfatlarımız var.. bir de içten içe kor gibi yanan, için için bir ego ile, ne kadar kültürlüyüz, yetenekliyiz ve ne kadar da önündeyiz toplumun.. birbirimize sunuyoruz, birbirimizde onaylıyoruz bunları..
Halbuki utancımız var, göz ardı ediyoruz.. bayrağı, vatanı, ahde vefayı savunuyoruz.. hoşgörü, uzlaşma, barış ve kardeşlik hep dilimizde.. hep anlatıyoruz.. ama utancımız var, kendimize gizleniyoruz.. Ne Nazım’ın ’’Büyük İnsanlık’’ şiirindeki kardeşlerimizi, insanlarımızı tanıyoruz, ne Taksim Parkı’ndaki heykelde, Mustafa Kemal ile yan yana duran Rus generallerini..
Haklıyız.. seçimle hükümet olduğunu gözümüze sokan, özgürlüğü sadece dini inançta gören, totaliter bir siyasi temsile direniyoruz.. sanıyoruz.. Utancımız var ama, hala şiirler, şarkılar, öyküler, övgüler diziyoruz, yalnızlığımızın hüznünün en ağlak haliyle.. kolay geliyor çaresizliğin isyanı.. duyguluyum, akıllıyım, ’hep biliyorum’dan kopamıyoruz sanata sığınarak.. çırpınıyoruz çala kalem.. oysa korkuyoruz, itiraf edemiyoruz.. gözdağı verilmesinden, tehditten, baskıdan korkuyoruz, hazmedemiyoruz, ’’hayatın bir anlamı yok.. hayatımızdan daha değerli bir şey yoksa’’ görüşünü kabulleniyoruz rakı sofralarında.. sevinci kısır, sohbeti tensel imalı, sevgisi ürkek yaşadığımızı aslında.. sonra hüznümüzü ölüme, uykuya taşıyoruz..
Farkında mıyız? ’’geçmişin tehlikesi esir olmaktı, geleceğin tehlikesi robot olmak’’ sözüne basiretimiz bağlanmış, çıkamıyoruz meydanlara, başlatamıyoruz sonuna kadarları.. oyalanıyoruz.. biz oyalanırken işsizlik çığ olup üstümüze düşüyor, düşüncelere, kalemlere kilit vuruluyor, onurlar satılıyor, satın alınıyor.. Utancımız var bizim.. Neyi bekliyoruz? Bu ülkede görüp geçirmediğimiz olay kaldı mı? Artık kocaya, çocuğa pişecek aştan, bir kerecik görsem diye özlenen aşktan, işten güçten, gündelik hayat telaşından, eşten dosttan, sevgiliden, hatta ’takdir-i ilahi’den de önemlisi var.. basiretsiz, ufku olmayan bir siyasete sürüklenen, haketmediği cefalara terkedilen bu ülkenin insanları için.. bir şeyler yapmak lazım..
Çünkü utancımız var.. Tepki mitingleri değil, zafer.. sonuna kadar zafer mitingleri lazım.. Tandoğan’da, Taksim’de değil, Türkiye’nin bütün meydanlarında bir gün, iki gün değil, sonuna kadar itiraz etmek, ’istemiyoruz’ diye haykırmak lazım..
Bir gün yaşlılıktan beli bükülmüş, saçı ağarmış, yıllar yorgunu halimize, küçük bir çocuğun çıkıp da ’’muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur’’ ne demek diye sormasını istemiyoruz..
Bir gün utanmamalıyız...
Zeynep A. Edirne
YORUMLAR
Sevgili Yazın Arkadaşım . Anlaşılır bir dille yazdığınız , cesaretlendirici yazınızı , okudukça kendimi buldum kalem tutan. Evet, harmanda su bırakmadık hep , ben biliyorum....diyerek. Yanılgılarımız olmuyor mu sanki..Kutluyorum sizi ve bir şiirimin son dizeleriyle noktalamak istiyorum.
SEN, YÜZ YILDA BİR DÜNYAYA GELEN , DAHİLERDEN BİRİSİN GERÇEKTEN.
2000 LERİN KAÇINCI YILINDA BİLMEM, BAŞLATACAKSIN BAŞKENT ANKARA'DAN
KURTULUŞ SAVAŞIMIZI , DİRİLİŞİMİZİ YENİDEN.....SEVGİ VE SAYGILARIMLA!
işte bir yerlerden başlamak buna derim ben
birgün gerçekten geç olmuş olacak
geçmişle geleceği karşılaştırmak ve seçimini yapmak zorunda insan...
modern bir türkiye cumhuriyetle gerçek olur ancak..İşte bu yüzden samimi olmalıyız,kendimize dürüst olmalıyız
ne istediğmizi iyi bilip ona göre tepki koymalıyız...
evet sevgili dostum
bir yerlerden basşlamak zorundayız...biz aslında çoğuz
bakmayın her birimiz başka dallarda esiyoruz da birilerine güğn doğdu...
kutlarım..gerçekten senin gibi içten düşünene ve buna çare arayan insnalara ihtiyacımız var...
sağolasın zeynep...
teşekkürler bu asil duruşun için...sevgilerimle
Bir gün gelecek ve insanlık gerçekten utanacak... Çocuklarımın bu duruma gelmesinde benim geçmişteki sessizliğimin ve kayıtsızlığımın rolü var, diyecek ve çok üzülecek. Ancak ne yazık ki o zaman iş işten geçmiş olacak...
Duygularımı dile getirmişsiniz sanki, bazen düşünüyorum da ileride çocuklarım olduğu zaman ve bana hesap sordukları zaman benim içim rahat olacak,zamanında elimden geldiği kadar bir şeyler yaptım diyeceğim, peki ya diğerleri? Onlar ne cevap verecekler çocuklarına çok merak ediyorum...
Anlamlı bir yazıydı,kaleminize ve duyarlılığınıza sağlık...
Saygılar...