- 603 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
DİN'E HİZMET
Şunu en baştan itiraf etmemiz gerekiyor ki ; çoğumuz, hatta hepimiz, korktuğumuzda, sıkıştığımızda dine Allah’a
sığınırız. Hatta ömründe abdest- namaz-camii nedir bilmeyenlerimiz de dahildir buna. Kendimden örnek vereyim ;
korkulu ya da kötü bir rüya gördüğümde , sarıldığım söz ; ’’ Allah korusun ’’ ’ dur ve o sözü söyleyebildiğimde, daima uyanırım..
Özellikle kendi toplumumuzda, sıkıntıya düşenlerin, derdi ya da hastalığı olanların, dine sığındığına hepimiz tanık olmuşuzdur. Hatta bu işi fazla abartıp, türbelere gidip, çeşitli hurafelerden medet umanlar, havadan ev para,araba,
kısmet ve hatta hiç hazırlanmadığı sınavı kazanmış olmayı isteyenler bile çok oluyor.
Bazı ülkelerde, dine uymak, o şekilde yaşamak zorunlu hale getirilmiştir. Yasalar, yönetmelikler bile buna göre düzenlenmiştir. Ezan okunduğunda, iş yerini kapatmayanlar, namaza gitmeyenler cezalandırılır. Kapalı giyinmeyen, saçı-başı görünen, ya da yasak olan bir kıyafeti giyen kadınlar kırbaçlanır. Sizce, bu, dine hizmet etmek midir ? Böyle uygulamaların olduğu ülkelerde, din, güçlenmekte midir ? Bence kesinlikle hayır !
Bu konudaki başka bir yöntem de diğeri kadar, hatta daha da zararlı :İnsanların ekonomik durumlarını, sağlıklarını , bilinçli olarak bozup, onların bu yüzden dine yönelmelerini sağlamakla, dine hizmet edilmiş olunur mu ? En yoksul ülke halklarının, dine en çok yönelenler olduğu apaçık meydandadır. Öyleyse, dine hizmet etmek isteyen yöneticiler, halkı, bilinçli olarak yoksullaştırmalı mıdır ?
Halk, işsizlikten, borç batağından, açlıktan kırılmaya başladığında, dine yöneldiklerini , özellikle kıyafetleri, kapanmaları, sakal bırakmaları vb.- kanıtladıklarında, onlara iş, aş vermek, dine hizmet etmek midir ?
Beni, dinine özendirmek istiyorsan eğer ; örnek olmalısın insanlığa ! Doğru olmalısın,dürüst olmalısın, namuslu, çalışkan ve adil olmalısın !Hakkında yolsuzluk, hırsızlık iddiası varsa eğer, örtbas etmemeli, üstüne üstüne gitmeli
,aklanmaya çalışmalısın. Kendin için olduğu gibi, yakınların ve arkadaşların, dostların için de öyle. Adı hırsıza, dolandırı
cılığa çıkmış insanlara, sahip çıkmayacaksın. Sana verilen yetkiyi, hırsızlık için, ya da hırsız yakınlarını kollamak, onları en önemli makamlara getirmek için kullanmayacaksın.
Yeter kandırıldığı bu milletin. Bir şeyler düzelsin artık. Meclisimiz, yüz kızartıcı suçlar dahil, en adi suçluların, sığınma yerine dönmüş. Bizi kimlerin yönettiği belli değil. En azından yüz kızartıcı ve adi suçları işleyenler için dokunulmaz
lıklar kaldırılmalı. Hakkında, türlü suçlama ve dedikodu yapılanlar, dürüstçe yargılanmalı ve varsa haksızlığa uğrayan
lar, aklanmalı.
Çok dindarlar ! Din’e hizmet gibi gerçek bir amacınız varsa eğer, önce dürüst olun. Aklanın, öyle çıkın karşımıza. Ne olduğunuzu bir görelim. Sonra da bırakın milletin dini ile imanı ile uğraşmayı. Peygamberimizin (S.A.V), ’’ senin dinin sana, benimki bana ’’ sözünü unutmayın ve kendi inancınızı kendinize saklayın. Şunu da unutmayın ki, hiç kimse, sizin dininizden olmak zorunda değil. Ama siz, yöneticisi olduğunuz bu milletin her bireyine, eşit ve adil davranmak zorun
dasınız. Sizi bu millet, halife olarak seçmedi. Dine hizmet gibi bir görev verilmedi size. İnsanlar iş- aş - özgürlük bekli
yorlar. Söylesenize , hangisini verebiliyor sunuz ?
Fikret TEZAL 14 EKİM 2009
YORUMLAR
Sanırım yöneticiler bir ahlak müfettişi olmak işini bir yana bırakıp gerçek görevlerini yerine getirmeliler. Güzel memleketimizde bu kadar aç,işsiz ve mutsuz insan varken nasıl oluyor da vicdanları rahat edebiliyor diye merak ediyorum. Memleketi soyduklarından bahsetmeme gerek bile yoktur sanırım, artık hepimiz bu gerçeği çok iyi biliyoruz...
Üzülüyorum bütün bu olanlara, herkesin inancı kendinedir ve hiç kimse hiç kimseye karışamaz...
Önemli bir konu,güzel bir anlatım... Ne diyebilirim ki, haklısınız... Kaleminize sağlık...
Güzel bir konu. Düşünülmesi gereken ( bu zaman kadar düşünmekten asla vazgeçmediğimiz) noktalar.
Özellikle de finalde söylediğiniz sözler. Bunlar gerçekten yapılması gerekenler. Hiç kimse kimsenin dinine karışmaya hakkı yok. Hele ki yöneticilerin. Onlar ülkenin yönetimi ile uğraşıp, her bireye eşit mesafede durmayı başarmalı. İnançlısı, inançsızı herpsi bu toplumun insanı ve onlara iş alanları yaratmak da devletlerin işidir.
Teşekkür ederim paylaşımınız için. Saygılar
Merhaba Fikret ağbi, gerçekten yaşadığımız toplumda kimse bunun bilincinde değil. din insana bir hizmet aracı olarak değilde bir hediye olarak düşünülmeli diye düşünüyorum. kimsenin inancına karışmaya hakkı yoktur. Din bir hizmet değildir, olamazda. ibadet bir zorunluluk değildir, içten gelmelidir maalesef yaşadığımız bu günlerde kimse bunun farkında değil. saygılar..