Nasa ve Baykonur......
Kasabaya oldukça uzak bir köyden gelerek,küçük bir tren istasyonuna yerleşmiştik.Babamı sisler dumanlar içinde hatırlıyordum.Ağabeyim,babadan kalma mesleğini orada yaparak,geçimimizi sağlamaya çalışacaktı.Aslında,oralarda benim küçücük beynime dar geliyordu.İlk gecemizde hiç uyuyamamıştım.Derdim;treni görmek,onun nasıl çalıştığını, kendimce yorumlamaktı.Sabah olduğunda,ilk buharlı tren geldi.Ve lokomotifin yanına giderek,buhar gücünün,nasıl tekerleklere iletildiğini keşfettim.
Ancak,bunlar çok azdı,uzay yarışları vardı o senelerde.Ruslarla Amerikalılar,aya varış yarışındaydılar...
Bir gece,büyük bataryalı radomuzdan,bir frekans yakaladım.Buradan Rusya,dan türkçe yayınlar yapılıyordu.Ve yayının sonunda,yazışma adreside veriyorlardı.Bu arada;bende icadlarımda bayağı yol almıştım.İlk okul 5.sınıftaydım.Plaklar vardı o zamanlar.O aletler,küçük bir elektrik motoruyla döner,plağı çevirirdi.Onların hurdasından,palto düğmelerinden faydalanarak,ilk yürüyem arabamı yapmıştım.İlaç kutusuyla denediğim ve ispirtoyla çalışan füze denememde,ağbimden dayak yiyince,proje yarıda kaldı.Bu arada,derslerim hep tam nottu.Ağbimin söyleyecek sözü olmasın diye.Genede,içimde birşeyler hep beni dürtüyordu.O adres aklıma geldi,bir mektup yazarak atacaktım.Yazdım ve postaya verdim.Rusya,Baykonur uzay üssü.Çalışmalarınız hakkında bana yazarsanız, memmun olurum.....Fakat,Amerikalılar daha ilerdeydiler,ha indiler aya,ha inecekler.İstasyon şefinden sordum;Celal bey amca;bu amerikalıların uzayla uğraştıkları yerin adı neki ? Nasa oğlum,nasa dedi.Bir mektupta oraya...Ayda bir defa,hem Rusya,dan hemde,Amerika,dan bana broşürler gelmeye başladı.Okuyamıyordum ama,kendimce şişiyor,ilk defa adam yerine konulmanın gururunu tadıyordum.Tabi bu adarada dikkat çekmeye,dedikodulara konu olmaya başlamıştım.Mektuplar posta treniyle geliyor,herkesin gözü önünde alıyordum.Zaten, bizim evede çoktan elektrik bağlamıştım.Küçük bir şelaleye,şarz dinamosu takarak.Bu projede bir yılımı almıştı.Fakat,sadece iki gün sonra herşeyimi kırdılar....günlerce ağladım.
Bir gece,kapımızı jandarmalar çaldı.Ağbim ve annem panik içindeler.Beni istediler.Ne varsa özel dolabımda,bir çuvala koyarak.Kazaya gelmiştik.Sabah çok erkendi.Ben içimden;o benim ifademi alanın tahsilli olacağını,beni anlayabileceğini düşündüm hep.Jandarmalarla hiç konuşmadım.saat 9 olduğunda,Nurdoğan üsteğmen geldi dediler.Adını beynime kazımıştım.Beni çağırdı,girdik çuvalla içeri.Jandarmanın biri,döktü çuvalı masaya.Mercekler,bobinler,yüzlerce broşür,kablolar...ve yürüyen arabam.Onun nasıl çalıştığını anlattım.Ve barajımı patlattıklarını,anlatarak ağladım....beni ajan diye şikayet etmişler.Nurdoğan üsteğmen kalktı.Çocuğum;toplum adına senden özür dilerim,yanaklarımdan öptü.Ben biliyordum,eğitimli beni anlayacaktı.Karnımı doyurdu,her şeyimi geri verdi.Bana bir okul çantası aldı.Halen duruyor.Nurdoğan üsteğmen;her iki Dünya,dada kalbimdesin....Kasım.
YORUMLAR
Vayyy be... Ederler. Bu memlekette ederler. Akılları bir sinek kadar bile olmayanlar. Hatice' ye katılıyor ve ben de tebrik ediyorum Nurdoğan üsteğmeni. Dinamona üzüldüm tabii... Millet uzaya giderken bizim hala ilkokullara kadar inen başötüsü tartışmalarımız nerede olduğumuzun ve bunu birilerinin neden hararetle desteklediğinin açık göstergesi değil mi? Beni de babam Valiliğe şikayet etmişti. Yasak yayın okuyorum diye... İşte böyle bırakılır bir millet sınıfta. Ve işte böyle harcanır kim bilir neler başarabilecek beyinler. Daha da ileri gideni öldürürler ve intihar verirler. Aselsan olayında olduğu gibi... Çizgimizi aşmayalım, uslu uslu oturalım yerimizde. Cici çocuklar olalım. Selam ve sağlıcakla