- 933 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
...emre onbey !
Siyah sayfalık yazılardan göremedim(okuyamadım hayatımı)kendimi..
Neredeydim ! sırtımdan kim vurmuştu unuttum...her şeye güzellikle bakmanın ardından kapılar kapandı üzerime...sevmiyorum , gülmüyorum sadece münferide teslimim..
Senin olmadığın zamanlarda yaşam ancak yaşamsızlık...ölüm gibi hayat , bazen son bazende kurtuluş...
Haykırışlarım haykırmakta,gönlüm dargın...kırıldım insanlara,yalancılara..sevmiyorum işte sevemiyorum...
Gelecek diye beklediğim gelecek bazen geçmişimi aratıyor.hangi günahın bedelini çekiyorum..neden huzur bu kadar uzak benden...biraz vicdan arıyorum insanlarda,biraz saygı....
Tutamıyorum kendimi uçurum kıyısındaki ölüm bekliyor çünkü....
Unutamıyorum yalnızca ağlamak sevmenin gözyaşı bunu çok iyi biliyorum...
Sevgi çoktan satın alınmış.....sadece suçlular haklı gibi yaşamakta..
Güneş eskisi gibi sıcak değil,yıldızlar artık parlamıyor,gökyüzü yas tutmakta...
Sessiz şarkılar yazılmakta umutsuzlara...kimbilir nerededir hayaller...
Hangi çocukta saklıdır güzellik,ben henüz keşfedemedim...
Biten her güzel an için gülmek ne kadar hoşsa benim içinde ölüm hayata kahkaha atmak gibi anlamlı,müthiş bir son olacak...
Gelmeyin artık gündüzüm yok zaten,umutsuzluğumun umuduyla yaşamaktayım...
Bir sırrım vardı beni yaşatan...unuttu beni,yaşamak artık bir yanılsamadan ibaret..yalnızım,yorgunum..tamam kabul ediyorum YENİLDİM!..
unutulacak hiçbir şeyim kalmasada...artık ben de unuttum her şeyi!.....
hayatın hangi süzgeci içindeyim..rüzgar gibiydi tüm güzellikler....
dün geceden kalma mumlarım,seher vakti güneşe yenik düştü..
bu acı nereye kadar..hiç bitmeyen beyazlık şimdi saçlarımda..
bak artık sevincim şeytana aşık olmuş...işte kahroluşum bu yüzden...
henüz alışamadım kalpsiz yaşamaya...gözlerimden akan her damla yaş binlerce yaşanmış acıdan kalma.....kapkaranlık hayattan kalan tek kirlenmemiş nesne...
beklemekle geçen ömürlerden istemiyorum...bitmek bilmeyen uyanışlar artık kabusum olmakta..
belkide düşüncelerim ihtiras gibi önüne geçilmez yanılgılardan ibaretti...ama hayatım bulunmakta..
hangi saplantılarım yaşamıma çivi çakmakta kederime...yoksa girmeyin hayallerime...
gökyüzündeki uçurtma kadar olamadım...artık mutluluğu bir kuşun kanatlarında aramaktayım...sevinin hiç değilse gülümseyin yaşananlara....şimdi sıra onlarda alkışlayın hataları ama unutmayın birileri tarafından izlenmektesiniz...ve sizde bırakılacak yaşadığınız her şey!...
yeri doldurulamayan güzellikleri kaybetmeyin ki yaşamaya değer bir sebebiniz olsun...
güvenebileceğin iki şeyden birisi aynanın karşısındayken sana bakmakta,iyi bak ona çünkü o güvenebileceğin diğer şeyden sana armağan...
ne yazık ki gücendim artık zaaflarımdan....kimbilir belki de onlar benden gücendi...
memnuniyetsizlik var dört bir yanımda..sonuç olarak sonu yok haksızlığın.....perişanlığımın 22.yılında hiç kimsenin anlamayacağı zevahirde zifiri karanlığı aydınlığa kavuşturuncaya kadar gözlerim nemli...
hüznüm için gülenlerin yanına mutluluk yolluyorum...
senin için yüreğimin kıyısına liman yaptırıyorum...
şimdiden alışıyorum yalnızlığa ihtiyacım var çünkü mezarda..
unutmak zor olsa da hayat böyleymiş alışırmışsın...terk edermiş sevdiklerin...
gül solarsa papatya ölürmüş...çünkü aşk sevgi penceresinden yağmur sayesinde yetim kalmış...suya karışan aşk,içen her gönüle çözüm olmuş..aşk sayesinde sığmaz yürek hiçbir yere...
hücrelerim aşkı hiç reddetmedi meğerse aşk yaşamakmış...
hüzünden başka bir şey vermeyen hayatta tükenen yalnızca benliğimiz....gülenin az olduğu sahte kimliklerle dolaşanların elinde oyuncak olduğumuz örneği olmayan tek yerleşim yeridir dünya...
yağmurun buluta küs olduğu günlerdeyim...sebepsiz yere aşığım sana
güzelliğin güzellik olduğu yerden gelmişim...değerini bilmek gerekiyormuş .adım:EMRE
gel de al bendeki gençliğini ...sonsuz,sakin bahar gecelerinde kaybolmaya gidiyorum.....
sevişmek kadar basit değil....benden başka kimse kalmadı mutlu etmek için mutluluk rolü yapan.....
yalnızlığımı görenler beni tekrar hayata hazırlamaya çalışırlarken...ellerinde öldüğümü hiç bilemeyecekler..bilmek istemeyecekler....yaşamları boyunca mehtabı seyretmemiş tuhaf yaratıklardan ne bekleyebilirsiniz ki ...kabullenilmiş yanlışlıklarda ömrünü savuran fanilerde ne kadar yaşatılabilir güzellikler...anlatılmayalı uzun mevsimler devirmişler üzerlerine...huzur,sevgi,ahlak kelimelerde sıradanlığa terk edilmiş...umutlarını bir cam şişeye koyup çoktan atmışlar denizin derinliklerine ve sabaha kadar ağlamışlar.......öldürmüşler içlerindeki içtenliği,yani şimdi böyle bir soyun beni hayata getirmesine sevineyim mi?....
yağmur,çöl,deniz,gökyüzü,orman alın hepsi sizin olsun...gün doğdu umutlarıma,sevişmekteyim çiçeklerle... hangi düşüm düşmanım,hangi yıllar üzdü beni vazgeçtim savaşmaktan......
birileri cenneti yaşayacak diye cehennemi yaşamak zorunda mıyım.....sorgu sualden korkmakla ne kadar hak edebilirim cenneti... ben öldükten sonra köhne kalbine söylersin güzel sözlerini... bakalım yetişebilecek misin yokluğuma...
buzdan soğuk kalbinde ne kadar saklaya bileceksin cehennem ateşini..
kayboluşları hangi senfonide dostlarınla çalacaksın.....
benden sonra kaçıncı bedende arayacaksın şımarıklığını...
muhteşem unutuşumda aşkı bile unutturdun...
affedemeyişim,hataların olmadı hiçbir zaman...yalnızca ağır bedelleri çekerken hep yek başıma oluşum...
kalbinde son unutuşlarda ilk sırada olmam...başka biri olduğuna ispat değilmiydi..kendini başka biri sanarak yaşaman,beni gölgen gibi gezdirmen,hayatımızı yaşamsızlığa sürükledi....
nikah şahidim oldun hicranla hani ilk kutlayanda sendin...
şimdi yastığıma sarılıyorum,sabaha kadar nefti bulutlar başımda ağlıyorum...
bir yanım sessizlik bir yanım yalnızlık bir yanım boşlukta kaybolmaktayım sonsuzlukta...
gülebilecek miyiz geçmişe,yoksa kendi ruhumuzda siyahla dans mı edeceğiz....
her şey tesadüftü deyip yalnızlığımıza sürgün ismini mi koyacağız...
bırakalım merak etmeden aldırmazlığımızı kullanalım..ve öldürelim aşkımızı...
içimdeki senin son haliyle yaşıyorum.....gece yarısı,gündüzüm hepsi aynı benim için....
karanlıkta gülümsemek,güneşlenmek....hayatın siyah tonlardaki yaşam modelinden öteye gitmiyor....
hassaslığımın bu son saniyesinde uyanmaktayım uykumdaki seraptan...artık uyumak ızdırap..
neleri alıp gittiğini bir bilsen hani hiçbir şey bırakmadığını bir anlasan..belki unutmazdın o zaman....
anlatılacak o kadar çok anı var ki hepsi hayatın trajedisinde sıradanlığa terk edildi..unutuldu...
bu korkunç karanlıkta çocuklar ölmüştü,şehir terk edilmişti...arkandaki pencereler çoktan kırılmıştı....
bu ayrı dünyamda kendini saklayan vücutlarda,yanlış konulmuş ruhları bulmaktayım.....
sarılmasını bilenler üşümüyorlar aslında....üşümek isteyenler çaresizliğini vuruyor........
belkide yıldızlar hiç dokunulmadıkları için saf ve parlaktır...bir gece yarısı uyanıp koşsam yanlarına....
hangi ayrılık götürür beni gitmek istediğim yere....yada hangi güzellik kabullenir beni...
bir başka hayat için vazgeçtim yaşamaktan...isyanım hücrelerime,kendime...
bırakın içimdeki bir yer hep temiz,saf kalsın...güzelciklerim benimle sır olsun...
felaketsiz gelmiyordu mutluluk ama ben hala beklemekteyim mutluluğu onca felakete rağmen..
mızıkamın mızıklamaya başlamasıyla anladım huzurun güzelliğini,doyumsuzluğunu ve değerini...
NEFTİ BULTLARIN GÖZYAŞLARI ÖNÜNDE ÖLDÜRMÜŞLERDİ ÇOCUKLARI...KARANLIKTI !..
VE ŞİMDİ ÖLÜM NASIL KARŞILIYORDU ÇOCUKLARI...
KARANLIK KÖTÜLÜK KADAR İYİLİKTE YARATIRDI...
ŞİMDİ İÇİMDEKİ ÇOCUK DENİZ GİBİ , ACIMASIZ İNSANLARDA KUMSALDAKİ AYAK İZLERİ GİBİ SİLİNMEYE , UNUTULMAYA MAHKUM...
emre onbey
YORUMLAR
diğer yorumlar gibi kısa olmayacak çünkü okuudkça yazacak çok şey geldi aklıma sevmediğim bişeyi yaptım önce hem de hiç sıkılmadan hiç sıkılmadan okudum ve her kelimenin ardındaki gizi arayarak anlamdaki derinliği yüreğindeki karamsarlığı böyle güzel sözlerle anlatmana hayran kaldım şairliğin bu demek olduğunu kurgu ya da yaşanmışlık adı her neyse onu işte yazar budur diyerek analltığına hayran kaldım şiirlerinden aldığım tat ve yazılarından hepsi ayrı güzel en çokta basit olmayan değerli cümlelerin herşeyden önce bunlar sevdirdi...
kalemin sonsuz olsun Adı: EMRE...
Ttebrikler utansın seni yanlış bilenler...