- 2893 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Akıllı İşaretler Aklımızı Almasın
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bilindiği gibi ülkemizde 2006 beri tvlerde akıllı işaretler sistemi başlamışdır. Bu işaretlerin amacı çocukları ve gençleri zararlı yayınlardan korumaktır. Dilerseniz önce RTÜK’ün Akıllı İşaretlerin oluşum sebebini bir öğrenelim.
RTÜK’ün web sayfasından aynen aktarıyorum:
Akıllı İşaretler, televizyon yayınlarının içeriğiyle ilgili bilgilendirici bir sınıflandırma sistemidir. Bu sistem, televizyon yayıncılarının, anne babaların ve genelde toplumun, çocukları ve gençleri televizyon yayınlarının olası zararlı etkilerinden koruma sorumluluğunu yerine getirmelerinde onlara yardımcı olmak üzere tasarlanmıştır.
Toplumun farklı kesimlerinin temsil edildiği geniş çaplı bir araştırma sonucu anne babaların %80’e yakınının televizyon programlarının içeriği konusunda bilgilenmek ve uyarılmak istediklerini ortaya koymuştur. Bu talep, sistemin en önemli gerekçesini oluşturmaktadır.
Akıllı İşaretler sistemi, konuyla ilgili bağımsız uzmanlar tarafından geliştirilmiş karma bir sistemdir.
Bu sistem, iki konuda bilgi vermektedir. Bunlar, programın olası zararlı içeriği ve programın hangi yaş grubuna uygun olduğudur:
1) Programın olası zararlı içeriği
Zararlı etkileri olabilecek içerik alanları; şiddet ve korku, cinsellik ve örnek oluşturabilecek olumsuz davranışlar (ayrımcılık, alkol ve sigaranın aşırı kullanımı, madde kullanımı, yasa dışı davranışlar ile kaba konuşma / küfür) olarak belirlenmiştir.
2) Programın hangi yaş grubuna uygun olduğu
Programlardan etkilenme düzeylerine göre yaş grupları, Tüm izleyici, 7 yaş, 13 yaş ve 18 yaş olmak üzere dört grupta ele alınmıştır.
Çocuk ve gençleri televizyon yayınlarının olumsuz etkilerinden korumak amacıyla Radyo Televizyon Üst Kurulu tarafından geliştirilen, Akıllı İşaretler Sembol Sistemi 23 Nisan 2006 tarihinden itibaren televizyon kanallarında uygulanmaktadır.
Görüldüğü gibi ilk bakışta son derece olumlu ve gerekli bir uygulama. Ama ne yazıkki işin aslı hiçte öyle değil.
Akıllı işaretler malesef bir çoğumuzu yanıltmaktadır. Bu yanıltmanın bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde yapıldığını söyleyemem ama şu bir gerçekki, toplum olarak televizyonlardan çok kötü etkileniyoruz.
Ülkemiz bir diziler ülkesi. Gelişmiş ülkelerde bu kadar dizi göremezsiniz. Halkı uyutmak için çok iyi bir yöntemdir. Nedir bu yöntem? Dizi ve Futbol.
Yayınlanan dizilerin 90% içeriği hep aynıdır: şiddet, cinsellik, hırsızlık, yolsuzluk, adam kesme ve biçme vs.
Yani RTÜK’ün oluşturduğu grubun aynısıdır. Lakin bu Akıllı işaretler akılsız bir şekilde işliyor.
Mesela Yurtlar Vadisi adlı dizinin reklamı yapılırken uygun yaş grubu 7. Reklamını görünce dehşete kapıldım. Dizini reklamında adamlar bıçaklanıyor, kanlar kameralara fışkırıyor ve bu dizi 7 yaş grubuna uygun bulunuyor. Sizce bu tabiimidir?
Bu dizinin yaş grubu 18 olmalıdır. Yayın saati ise saat 22den sonra olmalıdır. Bütün halkı ekranı başına kilitleyen bu dizinin doğurduğu sonuç bellidir. 7 yaşında bir çocuğun bu dizi ile büyümesi onu ileride akli dengesi bozuk biri haline getirmesi kaçınılmazdır. Memlekette herkes kendisini Yolat Alemyar zannediyor.
Hatta öyleki, tanıdığımın biri bana „bu diziyi seyretmeyen vatan hainidir“ diye çıkıştı. Böyle düşünenin akli dengesinin yerinde olup olmadığından şüphelenirim. Vatanseverliğimiz bile dizilerle ölçülür hale gelmiş. Vah benim bahtsız memleketime.
Ama burası Türkiye. Hasta olduğumuzda doktora gitmek yerine şifayı sabah programlarındaki doktorlarda ararız, dinimizi tvden öğreniriz. Artık durum öyle bir hal aldıki, neredeyse televizyondan üniversite mezunu olacağız. Hatta ve hatta televizyon sayesinde hacca gidip geleceğiz ve hacı olacağız.
Diğer diziler hakkında da aslında yazılacak çok şey var. Her dizide bir cinsellik, her dizide şiddet. Ve bunların çoğu genel izleyici grubunda yer alıyor. TV’ler erotizmden geçilmiyor. Her programda kadın sunucular nerdeyse anadan üryan yayın yapıyor.
Okulda okurken alman öğretmenim bana şunu demişti: “Müslüman ülke diye geçiniyorusnuz ama sabahları TV’de dansöz oynatıyorsunuz”. Ben öğretmenime cevap veremedim.
Ne yazıkki ülkemizde televizyon seyretmek bizleri olumsuz etkiliyor. Ebeveynler çocuklarına bu konuda çok dikkat etmeli ve onları kontrolü altına almalı. Ama bu işe once kendisinden başlamalı. Aile çocuklara belli kurallar koymalı.
Bir alman sağlık dergisinde bir yazıyı çok olumlu bulduğum için paylaşmak istiyorum.
“…Bugün televizyon ve bilgisayar başında fazla vakit geçirmenin, çocukların zihinlerini kötü yönde etkiledikleri ve sonucunda da okuldaki derslerinde bundan etkilendiği bilimsel olarak tespitlenmiştir.
Ebeveynlerin dikkat etmesi gereken bazı husular:
• Üç yaş altı çocuklar kesinlikle televizyon seyretmemeli veya bilgisayar karşısına oturturmamalı
• Üç ile beş yaş arası çocukların televizyon veya bilgisayar karşısında günde yarım saatten fazla vakit geçirmemeli
• İlkokula giden çocukların televizyon veya bilgisayar karşısında günde bir saate kadar vakit geçirmesi kabul edilebilinir
• Çocuklar günde bir kere sadece belirli bir programı seyretmeli ve ondan sonra televizyon kapatılmalı
• Sabah okula gitmeden önce, yemek zamanında ve yatmadan belirli bir zaman önce televizyon veya bilgisayarın kapalı olması gerekir
• Eğer bir program belirlenen zamanı geçen uzunlukta ise, o program bir video veya DVD-Player yardımı ile bölünmeli
• Çocuklar kesinlikle yalnız başına televizyon karşısına oturtulmamalı
• Çocuk odasına televizyon kesinlikle konulmamalı
• 10 yaş altı çocuklar için, yanında ebeveyni olmadan internette dolaşması kesinlikle yasaklanmalıdır
Teknolojinin hızla geliştiği bu zamanda ebeveynlerin çocukalarını kontrol etmesi oldukca zorlaşıyor elbet. Ama bu uygulamaları teker teker, adım adım uygulanmalıdır.
Ülkemizde ise çocukları internete nasıl daha çok bağımlı yaparız diye reklamlar yapılıyor.
Bana göre akıllı işaretler son derece yanıltıcıdır.
Siz siz olun, akıllı işaretlerin aklınızı almasına müsade etmeyin.
Saygılarımla
07.10.2009
YORUMLAR
Konusu itibarı ile başarılı bir yazı. Şu zamanda olması gerekenlerden olduğunu düşünüyorum. Lâkin bazı yerlere takıldım;
"• Üç ile beş yaş arası çocukların televizyon veya bilgisayar karşısında günde yarım saatten fazla vakit geçirmemeli "
bu yaştaki yavruların değil yarım saat kalmaları adını bile bilmemeleri gerekir bilgisayarın. Tv yerine ise çocuk tiyatroları oluyor ille de izleyecekse bir şeyler onlarla olsun ya da çocuk sinemaları ev içinde haps olacakları bir şey için erken bir yaş. Ve daha çok parklı , oyuncaklı geçirilmesi gereken bir yaş diye düşünürüm.. Ki 4-5 yaşlarında eğitimine bile başlanılmalı ..
İlerleyen yaşlarda ise her ne kadar kısıtlama olursa olsun o çocuk için farklı görünür. Yasaklar her zaman cezbedici olurlar biz yetişkinler böyle düşünürken çocukların nasıl düşüneceklerini tahmin bile edemiyorum. En iyi yol ebeveynlerin neyin ne olduğunu anlatabilecek yetiyi kazanmalarıdır. Hal böyle olunca çok pürüz olacağını düşünmüyorum..
Çocuk soru sorduğunda azarlayıp uzak tutmak asla ve katta doğru değildir. Çocukla çocukça konuşulmalıdır ki böyle olunca tv ya da net çok büyük tehlike olmayacaktır. Neyin ne olduğunu öğreterek büyütülmeli O elbette büyüyecek ve öğrenecek en doğrusu makul yoldan öğrenmesidir . En azından bilgisayarın faydalarını bilmelidir oyun bahçesi gibi ya da çok daha farklı şeyler için saha gibi görmemeli. Ve bunu biz öğretmezsek çocuklarımıza gider ordan burdan artık nasıl halle olacaksa öğrenir mutlaka...
Tv programları. Hele ki Kurtlar Vadisi gibi dehşet diziler. Hayır yani 1000 yıl ömrüm olsa bir dakika oturup izlemeyeceğim bir şeyi kendi yavruma nasıl izletirim. Ve silah...Biz gördük de ne oldu..Küçük yaşta gerçek bir silahla oynamıştım ve hatırlamak dahi istemiyorum o zamanları. Şimdiki çcouklar tv de gördüler mi dışarda hemen oyuncak olanı alıyorlar ve aynı hareketleri izliyoruz. Bunun adını bile koymakta güçlük çekiyorum. Ki,
"bunun adı bile yok"...
(Tv reklamlarına değinmeyeceğim bile vaziyet hakikaten de pek normal değil. Küçücük çocukları bilgisayar önüne koyup garip garip şeyler izletiyorlar çocuk bakıyor oradakinin önünde oyun oynadığı bir şey var benim neden yok diyor ...Hiç girmemek en iyisi...)
Ve engellenilmesi mevzusu..
Afedersiniz ama çobansız yaşanılmıyor mu ?
Ki,
biz insanız sözde...
Bütün bu okuduklarımızdan anlıyoruz ki çocuğun hiçbir halde hatası yoktur anne ve baba nasıl olunur budur anahtar mevzu...(Toplumun durumu ne olursa olsun anne ya da baba isterse "teğet" mevzusu...)
Yazıda güzel noktalara değinilmiş dikkat edilmesi gereken önemli bir konu her şeyden. Yarının büyükleri işte şimdinin çocukları...Hakikaten değerli bir çalışma.
Lâkin yazım durumlarında bazı eksiklik ya da fazlalık gözlemledim bir daha gözden geçirmenizi tavsiye ediyorum...
Paylaşım adına teşekkür ediyorum.
Sevgiyle kalmanız dileğiyle..
**Havin_** tarafından 10/13/2009 3:06:11 PM zamanında düzenlenmiştir.
sadece program ve rtük'ün denetimi ile de önüne geçilebilecek bir konu değil aslında..
tamamen toplumun kültür birikimi ve tercihleri konusunda bilinçsiz duruşuyla da alakalı aynı zqamanda..
yayında bulunan gerek sunucu gerekse yormcuların seviyesizliği ve cahil diye tabir edebileceğimiz davranış bozuklukları da gerçekten toplum olarak kriterlerimizi ve kültür seviyemizi açıkça ortaya koyuyor
en basit örnek dün gece saba tümer'in programını izliyordum..biliyorsunuz magazinsel boyutu ağır bassada haber realite formatı olarak yayınlanıyor..
saba tümerin konuğu çok sevdiğim bir futbolcu olan Rıdvan dilmen'di
sunucunun sorduğu aynen şu:
''freud'a göre futbol ve sexs çok benzerlik gösteriyormuş..kale vajina,top penis,gol ise orgazmdır''sen ne düşünüyorsun bu konuda...
tabi rıdvan hoca yüzü kızarmış bir şekilde konuyu değiştirmeye çalıştı ama gel görki hala sunucu gülmeye devam ediyordu...
hala saatlerce yayın yapan ve izlenme rekorları kıran ''yemekteyiz'' programı olan bir ülkenin kültür seviyesi bellidir aslında...
Bizim evde televizyon 13 yıldır yok...
neden?
sohbetler bitmiş dizilerin gösterdiği yollar yol edinilecek gibi idi
baktık ki bizi bizden alacak bir uygulama var.Kurtulmanın yolu ise ondan uzaklaşmak
kapattık ve kaldırdık...
isterse Rtuk istediği amblemle yayınlasın inandıracak birileri eksildi bizde...
duyarlı bir konu teşekkürler.
Açıkcası ben de o akıllı işaretlerin ne kadar akıllı olduklarını düşünüyorum çoğu zaman...
Çocukların izlemesini uygun bulmadığım şiddet dolu bir programa tüm aile izleyebilir diye işaret koyarlarken belki de hiçbir zararı olmayan başka bir programın şiddet içerdiğini savunuyorlar...
Sanırım asıl zor olan iş anne-baba olmakta. Eğer bir anne-baba bilinçli olmazsa ve çocuğunu elinden geldiği kadar doğru yönlendirmeye çalışmazsa ne yazık ki bu durumun sonuçlarına katlanmak zorunda kalabilir...
Önemli bir konuyu kaleme almışsınız,kaleminize sağlık...