- 574 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
187 - ALGILAMA
Onur BİLGE
Babamın Yeniköy’den getirttiği, cin topladığını söyleyen adamın, perdeleri kapattırarak kararttırdığı odamda, pencerenin sol üst köşesinden gelen gün ışığı huzmesine doğru tutmakta olduğu kartpostal büyüklüğündeki sigara kâğıdı gibi ince bir kâğıda, yanında getirdiği sekiz yaşındaki çocukla beraber dikkatle bakmaktaydım.
O kadar adapte olmuştum ki çocuk geride kalmıştı. Artık ben anlatıyordum, gördüklerimi. O da tamamlıyordu. Birimizin göremediğini diğerimiz parmağıyla gösteriyordu. Aynı görüntüleri seyrediyorduk. Acaba ikimiz de transa mı geçmiştik? Beyinlerimizin görme merkezine aynı yerden aynı komut mu gönderilmekteydi? Farklı komutlar olsaydı, o başka, ben başka şeyler görecektik.
Kıbrıs mezaliminden görüntüler, kâğıtta değil de hayal dünyalarımızda mı teşekkül etmekteydi? Beyinlerimizde oluşan hayalleri hareketlendirip, kâğıt ekrana mı yansıtmaktaydık? Hayal ettiklerimizi, oraya değil de mesela duvara, düz zeminli halıya ya da herhangi bir desensiz
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 7
TIRNAK - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15
YORUMLAR
Aslında, her şey aynı ve yerli yerindeydi. Değişik gönderen ve görenler; işini yapamayacak kadar yorgun halde olan önce göz ve sonra da artık çoktan dinlenmeye geçmiş olması gereken beyindi. Ortalıkta başka yaratıklar olmuş olsaydı, onları başkalarının da görmesi gerekirdi.
10 yaşında bir çocuk için ilginç bir anı, paylaşım için teşekkürle...
Kutluyorum...
Selam ve sevgimle...
Onur Bilge , bilgisi , yeteneği ve anlatma becerisiyle, okuyucunun aklını oldukça karıştırabiliyor. Burada Kur'an 'ın
emrettiklerini hatırlayıp, yazıda sözü edilen sahtekâr ve onun gibilere rağbet etmenin, insanı dinden çıkarabileceğini hatırlamak ve olayları buna göre değerlendirmekte yarar var. tekrar ediyorum , İslâm , hayâllerin değil, aklın mantığın ve gerçeklerin dinidir. Bilimsel olmayan hiç bir olayın, İslâm'da yeri yoktur.