- 988 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
TUZAK
TUZAK
- “ Kızım, okula geç kalacaksın. Henüz kahvaltını da yapmadın.”
-“Anne, canım bugün okula gitmek istemiyor. Başım müthiş ağrıyor. Üstelik halsizim”.
-“Olmaz kızım. Karne almanıza az bir zaman kaldı. Sınavlarda başarılı olmalısın. Kahvaltını sıkı yapınca bir şeyin kalmaz” dedi.
Ayşe, annesinin tavsiyesini uyguladı. Bir dilim ekmeğin arasına bir parça peynir kıstırıp evden ayrıldı. Hem ısırıyor, hem de yürüyordu. Sınıf arkadaşları ile otobüs durağında buluştular. Birbirlerine anlatacak birçok konu olmalı ki her ağızdan bir soru çıkıyordu. Birbirlerinin söylediklerini duymuyorlardı. O karmaşa içinde okula ulaştılar. Kısa bir süre sonra da sınıfa girdiler.
Ayşe, baş ağrısından dolayı bir türlü kendisini derse veremiyordu. Buna fırsat bilen Durdane, yanına yaklaşıp:
- “ Teneffüste beni gör. Senin ilacın bende” dedi.
Ayşe, ilacı hemen almak istedi ama Durdane vermedi. Teneffüste buluştular. Durdane, koynuna saklamış olduğu hapları çıkartıp ona bir tane verdi. Ayşe, aldığı hapı hemen orada yuttu. Dakikalar geçtikçe, ıstırap içinde kıvranan Ayşe, neşelenmeye başladı. Ondaki bu ani değişikliğinden dolayı arkadaşları şüphelenmeye başladılar. Bizimle oyun mu oynuyor bu kız diye. Ayşe ise hareketlerine bir türlü gem vuramıyordu. Elinde olmadan, gülünecek konulara somurtuyor, ağlanacaklara da gülüyordu. Ondaki bu davranış bozukluğu, gittikçe şiddetlendi. Arkadaşları, sakinleştirmeye çalışsılarda başarılı olamadılar. Çaresizlik içinde panik yaşarlarken, olanları uzaktan seyreden Durdane, olayı müdahalede bulundu. Ayşe’nin koluna girerek okuldan uzaklaştırmak üzere evine götürdü. Çünkü görünümü hoş değildi. Bazı talebelerin dikkatlerini çekiyordu. Evde kimse yoktu. Durdane, onu kendi halinde evine bırakıp oradan uzaklaştı.
Ayşe, sakinleştikten sonra eve nasıl geldiğini, kimler tarafından getirildiğini, üstelik gün ortasında evde oluşunu bir türlü hatırlayamıyordu. Kendisini sorgularken, annesi geldi. Onu zamansız gün ortasında evde görünce telaşa kapıldı:
-“kız, bu halin nedir böyle! Saçlar dağınık, benzin ise solgun görünüyor. Hasta mısın yoksa?
-“Bilmiyorum. Okulda rahatsızlandım. Buraya nasıl geldiğimi de hatırlamıyorum.”
-“Simdi dinlen sabaha hiçbir şeyin kalmaz” dedi.
Annesi Hayriye Hanım, bir trafik kazasında kocasını kaybettikten sonra, tek çocuğu olan Ayşe ile yaşamını sürdürüyor. Ayşe, babasızlığının yanı sıra anne sevgisinden de yoksun yaşıyordu.
Anne Hayri Hanım, çevresinde vurdumduymazlığı ile tanınır. Kızının durumunu gördüğü halde, her zaman olduğu gibi onu kendi halinde bıraktı.
Ayşe, kendi evini bir otel gibi kullanıyordu. Annesiyle hiçbir ortak özellikleri yoktu. Günün yorgunluğunu üzerinden atmak için ılık bir duş aldı. Televizyonun karşısına oturup, yaşadıklarını tekrar anımsamaya çalıştı ama hatırlayamıyordu. O gece, kâbuslar içinde uyumakla uyumamak arasında sabaha getirdi. Baş ağrısı devam ediyordu. Annesiyle konuşmak istedi ama vazgeçti. Bir dilim peyniri, ekmek arasını sararak evden ayrıldı. Onu kapı önünde Durdane karşıladı.
-“Günaydın Ayşe”
-“Günaydın Durdane. Senin bu mahallede ne işin var?
-“Burada akrabam var. Akşam onlarda kaldım. Okula beraber gideriz diye seni bekliyorum.”
-“Teşekkür ederim.
-“Dünden beri nasılsın? Okulda rahatsızlanmıştın. Seni evine getirmek zorunda kaldım.
Ayşe, anımsamaya çalıştığı silik saatleri, Durdane ta-rafından öğrenecekti.
-“Bana söylermişsin dün okulda ne oldu da bani eve getirmek zorunda kaldın?
-“Sen, arkadaşlarınla münakaşa yaparken, birden krize girdin. Kimse müdahalede bulunmadı. Seni o halde bırakamaya gönlüm razı olmadı. Nede olsa arkadaşımsın. Koluna girdiğim gibi eve getirdim. Eğer bilmeden bir hata yaptıysam senden özür dilerim.”
Ayşe, anımsayamadığı silik saatlerini, nihayet onun sayesinde öğrenmiş oldu.
-“Ne münasebet Durdane, sana binlerce teşekkür etsem azdır. Arkadaş dediğin böyle zamanlarda öne çıkar. Ben de olsam, aynısını yapardım” dedi.
Ayşe, Durdane’nin ağına takılmıştı. Durdane, onun kalbini kazandığı için, mutluydu. Onun yakasını bırakmaya da niyeti yoktu. Sınıfa beraber girdiler. Ayşe, teneffüs saatine zor getirdi. Baş ağrısı yenilenmişti. Durdane, onun kıvrandığını sezince, hemen bir hap verdi. Ayşe, ilacı görür görmez, aç bir kurt gibi özerine saldırdı. Durdane’nin de ondan beklediği buydu. Her şey saat gibi mükemmel işliyordu. Pek yakında onun kölesi olacaktı. İlaç, etkisini göstermeye başladı. Onun gözüyle her şey, tozpembeye büründü. Dakikalar ilerledikçe dengesiz hareketler yapmaya başladı. Onun bu davranışları, diğer talebelerin dikkatlerini çekiyordu. Durdane, onu apar topar evine götürdü. Evde kimse yoktu. Bu boşluğa fırsat bilerek:
-“Ayşe, bundan sonra haplar ücrete tabidir” dedi.
Ayşe, ona yanıt vermedi. Durdane okula döndü. Başka bir baş ağrısı olan talebe arayış içine girdi. Ayşe, evde yalnızdı. İçtiği hap, gücünü yetirmek üzere idi. İçine bir korku sardı. Bir günlüğüne köye giden annesini, telefon aracılığı ile gelmesini istedi. Annesi, onun isteğine olumsuz cevap verdi. Saat gece yarısını geçmişti. Her yeri titriyordu. Odanın içinde ki bütün gölgeler, hareket etmeye başladı. Bir ara kendisini toplayarak, Durdane’ye telefonla aradı.
-“Durdane, ben çok kötüyüm. Hap ihtiyacım var. He-men getir.
-“Tamam Ayşe. Hemen geliyorum. Sakin olmaya ça-lış” dedi.
Ayşe, titreyerek sakin olmaya çalışıyordu. Dakikalar sonra, kapının zili çalmaya başladı. Ayşe, perişan bir vaziyette kapıyı açtı. Göz göze geldiler. Ayşe, avucunda tuttu-ğu paraları, suratına fırlattı. Paralar yere saçıldı. Durdane, saçılan paraları görünce, cebinden çıkardığı hapları ona verdi. Ayşe, titreyen parmakları ile aldığı hapı yutup, kol-tuğa boş bir çuval gibi yığıldı. Durdane ise paraları toplamakla meşguldü. Alışverişte, ikisi de ideallerine kavuştular. Birisi paraya, diğeri de yalancı cenneti…
YORUMLAR
Çok yazık...
Ben bu filmin sonunu biliyorum sanırım ya da tahmin edebiliyorum. Bir gün gelir ve Ayşe bir arkadaşının evinde yüksek dozda uyuşturucu aldığı için ölü bulunur,geriye kalan ise gözü yaşlı bir anne ve basında yer alan birkaç dakikalık haberler...
İşte ne yazık ki bu kadar ucuz gençlerin hayatları...
Anlamlı ve önemli bir konuyu kaleme almışsınız,kaleminize sağlık...