- 5471 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
ASKERİN MEKTUBU
[ kalin günün birinde bir delikanlı çocuk yaşarmış. Gel zaman git zaman çocuk, büyümüş okulunu bitirmiş hatta işe bile başlamıştı. Dayısının yanında çocuk muhasebe işinde çalışıyormuş. Bir gün başka bir şehirde oturan arkadaşı ona telefon açmış hal hatırını sorduktan sonra ona ’sevdiği kızla arasının bozuk olduğunu ve eğer kız arkadaşıyla konuşursa belki aralarını düzeltebileceğini söylemiş’. Bizim delikanlı çocuk ’tabiki ’deyip kızın numarsını almış arkadaşından...
İşini bitiren çocuk kızın numarasını aramaış bir iki defa çaldıktan sonra !AYLİN ile mi görüşüyorum’ demiş. Karşıdaki ’ hayır ben aylinin arkadaşıyım siz kimsiniz’demiş. Bizim deliklanlıda ’ben serkanın arkadaşıyım aylin hanımla onun hakkında görüşecektim’ demiş.
O esnada içeri bir adam girer bizim çocuk ben sizi sonra ararım’ der telefonu kapatır. O esnada aylinde gelir telefona bakan zerrin ayline birisinin aradığını fakat tanımadığı söyler. Aylinde zerrine ’o zaman sende çocuğun numarasını al ona güzel bir oyun oynayalım’ der. Çocuğun sesi zerrinin çok hoşuna gitmiştir. Zerrin bunu severek kabul eder. Ve çocuğa şöyle bir mesaj atar. Merhana arkadaşım yok tanışabilirmiyiz’ diye. Çocuk mesajı cevap bile vermez. Aradan belli bir zaman geçmiştir kız tekrar mesaj atar. Bu sefer çocuk ’hayır sizinle ilgilenemem halletmem gereken başka işlerim var lütfen rahatsız etmeyin’ der.Akşam olmuştur zerrin çocuğu rahatsız etmektedir çocuk en son çareyi telefonu kapatmakta bulur. Sabah erkenden telefonunu açar bakar bir sürü mesaj gelmiştir. çocuk arar zerrinin sesini duyar ve o da zerrinden hoşlanır. Bizim zerrin hala oyun peşindedir. Fakat geçen zaman zerrin iyice bizim çocuğa aşık olur ve herşeyi tek tek anlatır. Artık sevgili olmuşlardır. internetten birbirlerini görürler ve birbirlerine iyice bağlanırlar. aradan iki ay gibi bir süre geçer. Çocuk zerrine onunla buluşmak istediğini ve onunla nasıl görüşebileceğini sorar evin tek kızı olan zerrin Ankara’ya kadar gelirim orası buluşma noktamız olsun der. Cuma gününe bilet ayırırlar çocuk perşembe akşamı kayseriden kalkıp sabahın 5’de ankarada olur. saat 8 gibi de zerrin eskişehirden binmiştir otobüse. çocuk heyecanla bekler zaman geçmiştir. zerrin Ankara otogarına inmiş tayfun’da onu inerken karşılamıştır. Birbirlerine sarılan sevgiler hasret gidermişler bir süre. sonra birşeyler yedikten sonra Ankara’yı gezmeye çıkmışlar.Vakit ayrılık vaktiydi, karanlık çökmek üzereydi başkent’e yüreklerde hüzün bir ayrılık acısı vardı. Bir ara zerrin varmısın dedi benimle ölmeye evet dedi tayfun varım. Bir ara akıllarına intihar etmek bile gelmişti. Fakat yaşamak güzeldi herşeye rağmen tayfun zerrini uğurlamış kendiside kayseri otobüsüne binmiştir. Zerrin yaşlı gözlerle ayrılmıştır otogardan. Sanki tayfunun bütün hayatını almışcasına. Eller sallandı ardından, gözlerden dökülen gözyaşları bu acıyı dindiremeşti. Buz kesilmişti tayfun sevdiği gidiyordu. ne acıydı oysa sevdiğini kendi elleriyle yolcu etmek. tayfun dayanamıyordu ama yapacak başka birşeyde yoktu o an için.
Sevgililer aşklarını çok güzel yaşıyorlardı, taki birgün herşeyi ailesine anlatana kadar ikiside zerrin ailesi çocuğu kürt olduğu için tayfunun ailesi kızı açık giyindiği için kabul etmesede tayfun ailesini ikna etmişti. zerrinde tayfunun istediği herşeyi yapmıştı zaten.
bütün engelleri tek tek aşan tayfun önce zerrinin laborant olan abisiyle önce kavga eder sonra tanışırlar ve zerrinin abisi de onlara yardım eder. tayfun istanbula gitmiştir. Dayısı zerrini istemediği için dayısıyla tartışmış ve tayfun istanbula çalışmaya gitmiştir. arkadaşının yanında kendine bir iş bulur. Kızın ailesi tayfunu tanımak isterler. Tayfun Eskişehir’e gider kızın ailesiyle tanışır.Kızın ailesi soğuk baktıkları çocuğa çok sıcak davranmoş isterlerse hemen nişan yapabilecekleri söylemişler.Tayfun ailesini çağırır gelirler nişan yaparlar. Herşey çok güzel geçmektedir. Fakat birgün tayfun istanbul’ da dolaşırken askerler onu yakalar ve asker’e gitmesi gerektiğini söylerler. Tayfunda nişanlısına arayıp askere gideceğini söyler. nişanlısıda askerliği yaptıktan sonra evlenmelerinin daha uygun olduğu söyler. Tayfun hemen askerlik işlemlerine başlar en kısa zamanda askerliğini bitirip çok sevdiği nişanlısına kavuşmayı hayal eder. gel zaman git zaman tafun artık asker olmuştur. Her gün nişanlısına mektup atar onu arar hasretinden çılgına döner. 3 aylık acemi eğitiminden sonra tayfun usta birliğini TUNCELİ’ de yapmak için dağıtım iznine gelir. İlk işi gidip sevdiği insanı görmek olmuş. Derken tayfun dağıtım iznini bitirmiş usta birliğine TUNCELİ’ye gitmiştir. Aylar geçer hasret dinmez acılar bir dağ misali devrilirmiş tayfunun önüne. Geceler geçmez olmuştur. Herşey vatan için diyen tayfun askerliğini çok güzel bir şekilde yapıyordur. Bir gün operasyona gider tayfun elinde silahı sırtında sırt çantası TUNCELİnin sık ve tehlikeli dağları onlara yoldaş olmuştur. Akşam çökmüş tayfun çadırını kurmuş sevdiğine şu mektubu yazmaya koyulmuştur.’MERHABA sevdiğim insan
sen benim için dünyanın en değerli varlığısın, seni kimseyle paylaşmam, kimseye koklatmam,seni bütün gözlerden sakınırım,
sen benim için herşeyden ve herkesten daha önemlisin sevdiğim,özelsin ve paylaşılmazsın.
sana anbean geçen her dakikada bir başka seviyor bir başka aşık oluyorum. sevdiğim evet deli gibiyim. Aklımda beynimde, vücudumun her zerresinde sen varsın. öyle çok mutluyum ki seninle geçecek bütün ömrümü ..................... der. ve silah sesi gelmiştir. tayfun kalbinin orta yerinden vurulmuştur oracıkta şehit olmuştur. Arkadaşı silahı temizlerken silahı ateş alır arkadaşını vurur oracıkta..............
Zerrini soracak olursanız şayet . O hala karalar giymiş evinde birgün tayfunun gelmesini bekliyor. mutlaka gelecek onu biliyor. ve kimbilir belkide gelmiştir tayfun........
YORUMLAR
biz bu vatan uğruna ne şehitler verdik.... sevenleri ayırdı bir zalim kurşun....:(( yinede bekler seven belki gelmeyecek ama vazgeçmez beklemekten umut doludur yürekler..... kutluyorum canım çok güzel bi yazıydı
asiyim asabiyim tarafından 10/17/2009 3:59:48 PM zamanında düzenlenmiştir.