- 605 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Önemli Bir Soru Üzerine mektup. (09/10/2009)
Selamun aleykum.
Evvelen Cumanız mübarek olsun.
Muhterem Kardeşim.
Galiba ben derdimi anlatamadım.
Benim sizin gibi güzide Kardeşlerimi davet ettiğim hiç bir şey ve yer yoktur, olamaz da.
Ben yazımla İman şuurunda zayıf, İtaatte isteksiz olanlara, (buna şahsım da dahil) genele İmanın, itaatin önemini düşündürmek için Allahın kainat misafirhanesinde Cennet ve Cemalullah’ı kazandıracak İlahi kuralları dikkate sunacak düşündürücü bir yazı yazdım. Tabi genele olunca sizin gibi değerli dostlarda direkt kendilerine yazılmış gibi kabullenip savunma vaziyeti almış.
Benim anlamadığım herhalde bu gidişle de anlayamayacağım.
İki şey var!
Birincisi Allah’a ve Ahirete İnanmayanların (Yedinci sözdeki Tabir ile Amentu billahi ve bil yevmil ahir.) Yani hayatlarında fiilen yaşamalarına rağmen MANEVİYATA inanmadıklarını sanan veya öyle görünmek isteyenlerin (Ben inanmayan insanın varlığına inanmam.) HAYATIN TÜM ZORLUKLARINA RAĞMEN (Yine Piri Muğanın ifadesi ile (BİR ÜZÜM YEDİRSE YÜZ TOKAT VURAN DÜNYANIN.) Lezzetlerin bir bark-i zail gibi (ÇAKIP SÖZNEN ŞİMŞEK) yanıp söndüğü, elem ve kederlerin ise fiilen ve fikren her an devam ettiği, (hafıza ile geçmişten, hayal ile gelecek adına kuruntu üreten) şu hayatı yaşamak istemelerindeki inat derecesindeki azimleri.
Çünkü İmansız hayat SONU SIFIR OLAN DRAMATİK BİR SAHNE, İnsan için idam hükmü verilmiş infaz gününün beklendiği bir hapis, veya çok ağır şartlarda karın tokluğuna çalıştırılan bir esir kampından başka nedirki. (elemler, kederler, yokluklar, Aczi beşeri fakr-ı insani, Hastalıklar, nihayetinde ömrü vefa ederse İHTİYARLIK VE EN BÜYÜK HAKİKAT OLAN ÖLÜM.)
Hayatı ebediye (velev ki cehennem bile olsa) olmazsa ve olduğuna inanılmazsa Mazisi madum, müstakmeli Mevhum olan bir an-ı seyyalelki bu hayat niçin ve nasıl yaşanabilir?
İkincisi ise Allah’a ve Aihrete iman eden, ebediyete inanan ve onu isteyen; VERMEYİ İSTEMESEYDİ İSTEMEYİ VERMEZDİ DİYEN;
Ehli imanın Ona cennet ve Cemalullahı kazandıracak, veya hafizenAllah geçicide olsa “ ÖYLEBİR CEHENNEMDEN SAKININKİ ATEŞİ İNSANLAR VE TAŞLARDIR ikazını duyup inandıklarına rağmen, SEM-İNA VE ATEYNA (işittik ve itaat ettik) demeleri lazım gelirken;
SEM-İNA VE ASEYNA (işittik isyan ettik) diyen sapkın kavimler gibi dünya değerleri ile tarifi mümkün olmayan cehennemde yanmayı göze alabilecek gaflet içindeki Mü-minlerin ŞAŞIRTICI DÜŞÜNCE VE DAVRANIŞLARI.
İşte yazımdaki soruda nazara vermek istediğim konu bunlardır.
Tabi;
’Faniyim fani olanı istemem...
Acizim aciz olanı istemem..
Ruhumu rahmana teslim eyledim, gayr istemem..
İsterim fakat bir yar-ı baki isterim...
Zerreyim fakat bir şems-i sermed isterim..
Hiç ender hiçim, fakat bu kainatı umumen isterim...
Diyen talihlilere ve dediğini düşünüp o aşk ve şevk ile taşıp coşanları tebrik ve tebşirden başka kim ne diyebilir kiii…!
Allah dilinden dökülenleri kalbi ile tasdik,
Kalbinin his ettiklerini efali ile tatbik eden;
RİYA, GURU, KİBİR, UCUB VE SUM-A gibi imanı ifsat, ameli ibtal eden manevi hastalıklardan cümlemizi hifz-i emin buyurup.
Bizlere iman, itaat, muhabbet ve mehafetimizin sınırlılığının darlığı ile değil;
Niyetlerimizin sınırsızlığı, Rahmet ve Mağfiretinin sonsuzluğu ile muamele buyursun.
Subhaneke la ilmelene ille ma allemtena inneke entel alimul hekim ve ahirudda-avahum enilhamdulillahi rabbil alemin.
.
YORUMLAR
Güzel bir cevap olmuş. Ama hala dil çok ağır. Hala herkesin anlayabileceği tarzda değil.Bu kelimelerin Türkçe karşılığı varken, başka dilde yazmayın bence.çünkü anlatmak istediğinizi çok az kişi anlar....
Keşke hayata sizin baktığınız gözle bakmak herkese nasip olsa...
Saygılarımla