- 2107 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
YAZ AŞKIM
Lise son sınıftaydım. Gergin geçen bir sınav stresinden sonra yaz tatiline girmiştik. O yaşıma kadar denizi ne yakinen görmüş, nede içine girip yüzmüştüm. Anlayacağınız yüzmede bilmiyordum.
Liseden arkadaşım olan, Nurgül,
_Zeynep, haydi bu yaz bizimle tatile gel. İkimizde çok çalışıp tatili hak ettik. Zaten tatilin tadı da yalnız çıkmıyor; birbirimize arkadaş olur güzel bir tatil yaparız. Yazlıkta fazladan bir odamız var. Misafir gelse bile sorun değil; ikimiz birlikte benim odamda kalırız, böylelikle daha güzel vakit geçirir sohbet eder eğleniriz, ne dersin? Gelir misin bizimle?
Böyle bir teklif karşısında çok şaşırmıştım. Nurgül�le biz aynı sınıfta olmamıza rağmen pek gelip gitmezdik. Nurgül�ün babasının kendine ait bir işletmesi vardı. Gelir seviyeleri bayağı bizden yüksekti.
Bizim ise; babamın belediyede işçi olarak çalıştığı bir işi, annemin de arada gündeliğe gittiği gelirimizden başka bir şeyimiz yoktu. Yaz tatilinde annemle birlikte üzüm bağlarına üzüm kesmeye giderek biraz daha katkı sağlıyorduk eve. Bulunduğumuz yer Ege bölgesinde küçük bir kasabaydı. Zenginler çok zengin, fakirlerde çok fakirdi. Gelir dağılımı dengesizdi. Biz çevremize rağmen biraz daha şanslı sayılırdık. Hiç olmazsa �akmasa damlar� derler ya, biz öyleydik işte. Babamın azda olsa sürekli bir maaşı vardı. Bizde aza kanaat eden insanlar olduğumuz için gül gibi geçinip gidiyorduk.
Nurgül�lerin yazlığı dikilideydi. Bana deniz teklifi edildiğinden beri, aklım ve fikrim denizde kalmıştı. Anneme ve babama nasıl açıklayacağımı bilmiyordum. Sonunda cesarete gelip anneme konuyu açtım.
_Okul arkadaşım Nurgül beni yazlıklarında tatil yapmak için davet etti anne.
_İyide, biz onları doğru dürüst tanımıyoruz bile. Kaldı ki; tanımış olalım. Nasıl gideceksin. Sınava girdin, önünde üniversite var. Yurt parası kayıt parası, bütün bunları nasıl karşılayacağız. Şimdi üzüm zamanı biraz işe gidelim. Para lazım.
_Tamam anne! İyi dersin güzel dersinde; ben bu dünyadan deniz ve tatil görmeden mi gideceğim? Benim hiç bir şeye ihtiyacım yok mu? Hem çok kalmam, bir hafta kalır gelirim. Gelince gideriz işe. Hem ben Nurgül�ü çok iyi tanıyorum, alçak gönüllü bir kız.�
Bu sözlerim anneme dokunmuş olmalı ki;
_Tamam babanla konuşup sana bir hafta izin vermesi için uğraşacağım ama; sen de kendine çok dikkat et kızım. Her yerde iyi niyetli insanlar olduğu gibi, kötü niyetlilerde var evladım. Sana düşen iyi ile kötüyü ayırt etmek. Birde güneşte çok kalma, hasta falan olursun.�
Annem hiç vakit kaybetmeden babamla konuştu ve gereken izni benim için aldı. Çok heyecanlıydım; hemen çarşıya gidip kendime pembe bir mayo, pembe bir şapka ve bir terlik aldım. Havluyu evden alırdım. Fazla masrafa lüzum yoktu.
Alışveriş bitince koşar adım eve gelip hemen aldıklarımı aynanın karşısında denedim. Bikini almaya cesaret edememiştim ama; aynada kendimi görünce derin bir ıslık çaldım.
_Vavvv! Bu ben miyim? Birden eski Türk filmleri aklıma geldi. Köyden şehre gelen fakir kız, tam bana göre uyarlanmıştı. Bu halimle şehir kızlarını sollamıştım zaten.
Hemen kendime küçük bir valiz hazırlayıp, heyecanla yarını beklemeye başladım. Sabah erkenden kalkıp Nurgül�lere gittim. Onlar daha kahvaltı etmemişlerdi. Hep birlikte kahvaltı edip bavulları arabaya yerleştirip çıktık yola. Nurgül�le ben arkaya oturmuştuk. Yol boyu şakalaşarak, sohbet ederek yolumuza devam ettik. Kestirme olması için Manisa güzergahından gittik. İzmir den biraz daha dolaşımdı. O kadar heyecanlıydım ki; kalbim çıkacakmış gibi çarpıyor, bir an önce yolun bitmesini istediğimden etrafımla da fazla ilgilenmiyordum.
Yazlığa geldiğimizde öğlen olmuştu. Bavulları odalara koyduk. Ben valizimi Nurgül�ün odasına koymuştum. Evde her zaman oturuluyormuş gibi döşeliydi. Sadece her yer toz olmuştu. Ocağa çayı koyup biraz dinlendik. Akşam annemin yolda yersiniz diye, yaptığı kurabiyeleri demleyen çayla birlikte yedik. Çayımızı içtik.
Biraz dinlenince hemen temizliğe başladık. Üç kişi çabucak evi pırıl pırıl temizledik. Hemen plaj çantamızı hazırlayıp denize koştuk. Benim yüzme bilmediğimi bildikleri için, kollarıma kolluk bağladılar. Elime uzunca bir makarna verdiler.
_Haydi! Şimdi yüzebilirsin deyip denize doğru çekmeye başladılar ama ben yinede korkuyordum. Nurgül�ün ellerini bir an bile bırakamadım. O ise bana durmadan talimatlar veriyordu.
_Zeynep, bak kızım; önce kendini serbest bırakmalısın. Makarnayı koltuk altlarına koy. Güzelce uzan, sonrada ayaklarınla itip ellerinle öne doğru kay bakalım. Haydi! Haydi! Şimdi olacak. Korkma ben yanındayım. Korkma!
Biraz uğraştıktan sonra, makarnanın üzerine upuzun yattım ve kendimi havalı bir yatakta yatıyormuş gibi hissettim. Onlar balık gibi yüzerek açılmışlardı bile. Arkalarından gıpta ile baktım.
Bense güya yüzüyorum. Su çok güzel, kollarımı ve bacaklarımı çırparak yüzmeye çalışıyorum. Ne mümkün! Olduğum yerde debelenip durmaktan başka yaptığım bir şey yok.
Ertesi gün kahvaltıyı yaptıktan sonra, tekrar yüzmeye geldik. Ben biraz daha cesaretlenip makarnayı almadım. Kolluğumu da tek bağlayıp Nurgül�ün arkasından denize girip yüzmek için çaba sarf ediyordum. Benim çabaladığımı ve biraz becerdiğimi gördüklerinde, yalnız başıma bırakıp açıldılar.
Onlar biraz yüzünce güneşlenmek için çıktılar bense görmemiş gibi, durmadan çırpınıyordum. Denizi buldum ya içinden çıkmak istemiyorum. Bütün gün kıyılarda debelendim durdum.
Bir ara biraz açıldım. Birden kolumdaki kolluğun ipi koptu. Panikledim. Suyun içine dalıp çıkmaya başladım. Nurgül� açıldığı için beni görmüyordu. Ben her an boğulabilirdim. Başımı her çıkardığımda imdatttttt! Diye bağırıyordum. Yakınımda yüzen bir genç, hemen gelerek, beni elimden tutup sudan kıyıya çıkardı.
Çok korkmuştum, o olmasaydı ölecektim belki. Kıyıda kumların üzerine kendimi attığımda. Genç adam yanıma oturup, kara kara gözlerinle ve gülümseyince çıkan gamzesiyle, bana bakıyordu.
_Geçmiş olsun. Ben Ahmet.
_Memnun oldum. Ben de Zeynep.
_Yüzme bilmiyor muydun Zeynep?
_Hayır! Dün geldik; tam olarak öğrenemedim daha.
_Ben buralarda uzun kalacağım. Eğer istersen sana yüzme öğretirim. Sen ne kadar kalacaksın?
_Bir hafta kalacağım.
_Tamam o zaman, yarın sabah seni burada erkenden bekleyeceğim gelir misin?
_Size ne diyebilirim ki; hayatımı kurtardınız, siz olmasaydınız ölebilirdim. Gelmeye çalışacağım.
_Gelin lütfen; yüzme öğrenmek istiyorsanız erken geleceksiniz. Sabah deniz çarşaf gibi durgun olur. Pek dalga olmaz. Daha çabuk öğrenirsin.
Akşam eve gidip Nurgül�le odamıza çekilince, başıma gelenleri ve tanıştığım genci anlattım. Sabah erkenden denize birlikte gitmeye karar verdik. Sabah olduğunda kahvaltı etmeden çantamızı alıp, ayaklarımızın ucuna basa basa dışarıya çıktık. Dışarıya çıkınca koşarak sahile gittiğimizde, benim gamzeli çoktan gelmiş bizi bekliyordu. Hemen yanımıza gelip:
_Hoş geldin Zeynep.
_Hoş buldum. Tanıştırayım arkadaşım Nurgül,
_Memnun oldum Nurgül. Ben Ahmet.
_Ben de tanıştığımıza memnun oldum Ahmet.
Tanışma faslı bitince birlikte denize girdik. Artık kollarımda kolluk, elimde makarnam yoktu. Ahmet iki elimden tutup kendisi denize ters yönde geri geri yürüyor ben de ona doğru tıpkı yürümeye yeni başlamış bir bebek gibi ilerliyordum. Yüz yüze, göz gözeydik.
Gerçektende deniz çarşaf gibiydi. Ayaklarımızın altında rengarenk balıklar sağa sola kaçışıyor, bazen de bacaklarımıza dokunuyorlardı. Kendimi çok mutlu hissettim. Bütün gün birlikte yüzdük. Kıyıda birbirimizi kovaladık. Yakaladığımız yerde sarıldık. Şimdiye kadar bir erkekle bu denli yakınlaşmamıştım. Bu çok değişik bir duyguydu.
Bir hafta boyunca, denizde yüzdük, sahilde koştuk. Akşamları diskoya gidip çılgınlar gibi dans ettik. Kendimi kül kedisi gibi, masallarda geziyorum sandım. Bir hafta dolup ayrılma vaktim geldiğinde; benden telefon istedi.
_Zeynep! Biricik aşkım. Ben seni sürekli ararım. Sende beni ara ve unutma olumu aşkım.
_Elbette ararım. Sen benim ilk aşkımsın. Seni unutmamı bekleyemezsin.
Birbirimizle vedalaşıp ben eve geldiğimde, hemen aşkımı arayıp dakikalarca konuştuk. Sonraki günlerde oda bende aradık. Git gide aramaları seyrekleşti. Daha sonra benim çağrılarıma da cevap vermedi.
YAZ AŞKI dedikleri bu olsa gerek!
Emine Uysal /08/10/2009
YORUMLAR
Yazının başlığı yaz aşkımdı
bir solukta okudum çok güzeldi
yanlız şunu anlamadım başlık yaz aşkım en son
YAŞ AŞKIM
oldu doğrusu bumuydu yaz aşkımmı yaş aşkımmı
ilk aşklar yaz aşkları güzel aşklar
geç kalmışım okumaya güzel bir öyküydü
........saygımla
Emine UYSAL (EMİNE45)
Demek ki, yaşlanıyorum:))
Bir yaz günü arkadaşlarımla birlikte denize gittik. Hepimiz denize girdik, yüzdük falan derken ben, sırt üstü yatıp dinlenmek istedim. Güneş tepeden öyle vuruyordu ki, uyuklamış olmalıyım. Bir anda kulağımda bir motur sesi ile kendime geldim. Kıyıdan bayağı açılmışım. Ve üstüme doğru gelen bir motur. Aramızda iki metre var yok. Bir anda denizin dibine daldım. Kıyıdan beni görenler bağırıyorlarmış ama benim duymam imknasız. Dibe dalmam ile motor üstümde geçip gip gitti. Ve ben denizin yüzeyine çıktığımda etrafımda onlarca insan vardı. Motordakiler de atlamışlar denize. Suyun yüzüne çıktığımda titriyordum ve bacağıma da kramp girmişti. Motora aldılar ve kıyıya götürdüler beni.
O günden sonra evlenene kadar mantarlardan ileri gitmedim.
Yazınız bana o günümü anımsattı Emine hanım.
Yaz aşkı Nisan yağmurları gibidir gelir ve gider. Bunu yaşayarak öğrendik her birimiz galiba.
Çok güzel bir yazı idi. Sevgiler yüreğinize
evet ya adı üstünde yaz aşkı aslında belki biz öyle sanıyoruz oturduğu şehirde başka bir aşkı var belki siz ve sizin gibi sevgiye hasret acemi bir kızla resmen oyun oynuyor yaz üç ay üç ayda oniki hafta demekki ahmet kardeşin oniki yaz aşkı olmuş sende sanıyosunki sadece sen
neyse ben kendi düşüncemi söylemek istedim siz güzel bir hafta geçirmişsiniz önemli olan oydu zaten
kaleminiz daim olsun tabiki herşey gençlikte oluyor