**ORTAK ÖYKÜ YAZALIM MI? **
Sevgili ’Edebiyat Defteri’ dostları
Biliyorum ki, aramızda son derece yetkin, usta öykücüler olduğu gibi, öykü yazmayı denemiş ama sonradan şiir’e ağırlık vermiş olanlar veya, hiç denememiş olanlarımız da var.
Öykü yazmayı bir amaç edinmiş, yaşam biçimine dönüştürmüş öykücülere minnet borçluyum. Okuma yazma öğrendiğim yıllardan beri yaşam deneyimi kazanmamda hepsinin çeşitli biçimde katkıları olmuştur.
Şiir’e ağırlık veren ama zaman zaman öyküler de kaleme alan dostlar var ve bunların içinde de çok güzel kurgulanmış, iyi bir teknik ile yazılmış öykülere rastlamak mümkün. Her nedense bir ya da birkaç örnekten sonra devamını getirmiyorlar.
Genel kanı ile, öykünün şiir’e nazaran daha zor olduğunu düşünerek henüz olgunlaşmadan yazmaktan vazgeçiyor olabilirler. Oysa yanlış bir kanı ile belki de çok iyi bir öykücü olma şanslarını yitiriyorlar.
Öykü yazmayı düşünmüş, hatta zihinsel olarak denemiş olup ta buna cesaret edememiş ya da zaman bulamamış olanlar da olabilir. Belki de uzun soluklu bir çalışma gerektiği düşüncesi cesaretlerini kırmıştır.
Radyo programları yaptığım yıllarda dinleyicilerimle ortak şiirler oluşturmuş ve bundan çok keyif almıştık. Üstelik çok iyi şiirler de çıkmıştı. Hatta bu şiirleri bir antolojide toplamayı düşünmüş ama parasal nedenlerden başaramamıştık.
Şimdi sizlere önerim; Gelin ortak öyküler yazalım. Bu amaçla ilk adımı atmak istedim ve ’Atölyeler’ bölümünde "ORTAK ÖYKÜ İŞLİĞİ" ni kurdum. Ama bu işliğimiz benim değil, bizim ortak çalışma alanımız olacaktır.
Demokratik bir çalıştay ile kurallarımızı birlikte belirleyelim. Hatta atölyemizin adını (isterseniz) birlikte koyalım. Konularımızı ve öykülerimizi hep birlikte oluşturalım. İster hep birlikte, isterseniz gruplar halinde öyküler yazalım.
Katılımınızı ve/veya önerilerinizi bekliyorum. Saygılarımla.