BABA ÖZLEMİ 8
Hasta adam;
“Sağ olun sizin hakkınızı nasıl öderiz. Ali efendi yaptıklarınızı anlattı” bana giysi getirmişsin
Birde banyo yapınca çok rahatladım kızım” adın ne senin? Dedi adam.
“Adım Kader, hemşire olacağım. Ya siz”
“Adım Ahmet ama kendimde kaderimde çok kötü sorma kızım” dedi.
Yemek vakti yaklaşıyordu Genç çocuk göründü babasını ziyarete gelmişti ama tanıyamadı.
“ Baba” dedi
Babası oğluna döndü,
“Bu hemşire ikinci kez bize iyilik etti oğlum bak bana neler getirmiş”
Kader “hiç önemli değil”
Yemek kokuları vardı dağılmaya başlamıştı.
“Bana müsaade, sonra gene gelirim” dedi. Giderken Ali efendiye rica etti “oğlana vermezsen fazlaca koy ikisi de yesin”
Ali efendi güldü “kız sen nesin, gökten inen melek mi, dediğini yapacağım”
Aradan günler geçti hasta epeyce iyileşiyordu. Bu arada Kader bir gün oğlanı alıp dükkâna götürmüş üstünü başını bir güzel giydirmişti.
“ Park ta biraz oturup konuşalım” dedi.
Çocuk ne diyeceğini bilemiyor teşekkür üstüne teşekkür ediyordu.Kader sordu.
“Nerelisiniz, kimsiniz, başka kimseniz yok mu, Annen nerde”? diye
Çocuk;
“Zor durumdayız, annem yok, nerde olduğunu bilmiyoruz. Biz yurt dışından geldik, durumumuz gayet iyi idi ama Annem kumar oynayan, içki içen biriydi. Ne babama, nede bana yar olmadı orada olmayacağımızı anladık, buraya döndük elimizde çok az para vardı, önceleri babam iyi kötü iş buldu çalıştı, bende okula gitmeye başladım. İdare ediyorduk ama geçen sene hastalandı işi bırakmak zorunda kaldı, bende okulu. İş aradım bulamadım. Simit sattım, hamallık bile yaptım ama yok işte.
Babam iyice hasta oldu gıdasız, ilaç yok bende devamlı iş bulamıyorum, bulsam çalışırım, babama bakarım sonra”
Kader’ e döndü “bana iş bulur musun”?
Kader “ dur bakalım bir düşünelim Annemle büyük babamla konuşayım” dedi
Oğlan “ baban yok mu” dedi.
“Yok, ben babamı hiç görmedim, ben bebekken yurt dışına çıkmış bir daha dönmemiş”
Genç çocuk gülümsedi “ senin baban, benim annem bizleri bırakmış” dedi.
İkisi öyle anlaşmışlardı ki sanki gizli bir bağ onları birleştirdi.
Kader “ hadi bakalım sen eve, ben eve, bu gece bu işle meşgul olurum. Sahi senin adın soyadın ne”
Oğlan güldü “ben de senin soyadını bilmiyorum. Adım, Mehmet Osman oğlu “
Kader “benim Kader korkmaz” gülerek ayrıldılar.
Kaderin soyadı annesinin kızlık soyadı idi. Babası bırakınca Annesi soyadlarını değiştirmiş ondan hiçbir hatıra kalmasın diye.
Kader eve gelince ablalarına, büyük babasına ricada bulundu bu çocuğa iş bulun diye . Düşünürüz dendi. Gece önemli misafirleri vardı. Ablasını, kendi gibi bir doktor istiyordu. Ablası da kabul etmiş söz almaya geleceklerdi. Gece misafirlerle geçti, nişan tarihleri belirlendi.İki tarafta kendi aralarında olsun istemişti sade bir merasim.
Ertesi gün kaderin okulu vardı. Hastaneye pazartesi gidecekti. Aradan bir kaç gün geçmişti.
Pazartesi, Kader hastaneye gidince, önce servislere hasta adamı görmeye gitti. Yatak boştu.
Hemen Ali efendiyi bulup sordu.
“Cuma taburcu oldu” dedi Ali efendi
Ama henüz iyi değildi. Kader çok üzülmüştü. Hiçbir iz yoktu. Nerde arayacak, onları nasıl bulacaktı.
Doktorun yanına çıktı, durumu anlattı. Nasıl olur daha hasta idi. Doktorun haberi yoktu. Belki diğer doktor çıkarmıştır. Onu aradı bu hafta izinli dediler hiçbir ipucu yoktu.
Kader çok üzülmüştü. O gün akşama kadar hiç yüzü gülmedi, neşesi kaçmıştı.
Evde olanları anlattı.
Annesi “kızım sen herkes için böyle üzülürsen olmaz. Kendini topla“ dedi.
Aradan haftalar geçti. Ablasının nişanı olmuş, düğün hazırlıkları başlamıştı.