- 395 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
EY AŞK NEREDESİN ? -6
Kapının vurulmasıyla düşüncelerinden sıyrıldı Nihal. Müfettiş olarak başlayacağı soruşturma ile ilgileri getirmişti banka görevlisi.
Kucağındaki büyük klasörü taşımaya çalışan minyon, sarışın ve mavi gözlü, güzel bir bayandı karşısındaki kişi.
“ Hoş geliniz Nihal Hanım. İstemiş olduğunuz belgeleri getirdim. Benim adım Zuhal”
“ Hoş buldum Zuhal Hanım. Çok teşekkür ederim. “
Dedikten sonra geri geri giderek kapıdan çıktı ve gitti. İlk görev yeriydi burası. Mesleğinin başında olmasından kaynaklanan tedirginlik taşıyordu. Kendi başına sınav verecekti. Okulda aldığı eğitim yerine göre yeterli olmayacak, deneyim gerektiren sorunlarla da karşılaşacaktı.
Kendi içinde ikilem ve korkuya kapıldığı zamanlar, kendi kendine telkinlerde bulunurdu. Yine öyle yapacak ve paniğe kapılmayacaktı. Aldığı görev hem dikkatli olmasını hem de adil olmasını gerektiriyordu.
Tüm bu olasılıkları ilk stajyer müfettiş olarak başladığı İstanbul’ da hesaplamıştı. O yüzden de kendinden büyük ve meslekte uzun yıllardır çalışan üstatlarının önerileri yol göstereceği için onlarla tanıştığı andan itibaren fikir alış verişlerinde bulunmaya başladı.
Bilmediği veya tereddüt ettiği konularda yanlarına giderek açık yüreklilikle soruyordu. Onun samimiyeti her halinden anlaşıldığı için de aynı şekilde karşılık buluyordu. Kısa süre içinde sevilen biri olmuştu. Saygılı ve kibar davranışları bunda en büyük etkendi.
O’na her konuda yardımcı olan kişilerden biri de Kerime hanımdı. Elli yaşlarında, görünüş olarak otoriter ve bakımlı bir hanımdı. İlk başta Nihal ondan çekinmiş ve çok yaklaşmamıştı. O sıralarda gelişen olaylar sayesinde tanımıştı iyice. O sert görünüşün altında, yufka bir yürek ve adil bir kişilik oluğunu o olay ortaya çıkarmıştı. Hiçbir şey sadece göründüğü gibi olmuyordu. Olaylar ve kişilerin hareketleri sonucunda anlaşılıyordu. Kişilik olarak önyargılı olmamaya çalışırdı.
Soruşturma dosyaları veriliyordu stajyer grubundakilere. Dağıtılan dosyalardan kendine ait olanları incelemeye başladı. Oldukça karışık bir soruşturma dosyasıydı ve ne yapacağına karar veremedi bir an. Eline dosyayı olarak ikişer kişilik odalardaki onları yetiştiren müfettiş odalarından birinin kapısını çaldı ve girmek için beklemeye başladı.
İçeriden gelen “ Gir “sözünü duyunca içeriye girdi .Masalarında oturanlardan biri Kerime Hanım, diğeri de Cevat Bey’ idi. Cevat Bey, görünüş itibariyle yumuşak görünüşlü biriydi. Tedirginliğini yüzüne yansıtmamaya çalışarak ,Cevat Beyin masasına yaklaştı.
“Rahatsız ediyorum efendim. Sizden bir konuda yardım isteyecektim.”
Sözünü bitirdiği anda Cevat bey,
“Nasıl eğitim aldın sen? Bir işi kendi başınıza yapamıyorsunuz. Ne kadar beceriksizsiniz. Sizinle mi uğraşacağım. Git başımdan. Gelme bir daha da. İki gün sonra bu sorunlarla kendin uğraşacaksın. O zaman da mı beni bulacaksın? “
Nihal şaşırmış ve öylece kalakalmıştı yerinde. Yüzü renkten renge girdi ve ağlamamak için kendini zorlayarak dışarıya çıkmak için kapıya yöneldi. O sırada gözleri bir an Kerime hanımın gözleriyle buluştu. Her zamankinden farklıydı bakışları. Olay karşısında o da şaşırmış olmalıydı.
Nihal, güçlü duruşunu muhafaza etmek için bir yol olarak görmüştü o ana odadan çıkmayı. Elindeki dosyaları, hızlıca masasına bıraktı. Kimseyle karşılaşmamak için koşarak tuvalete girdi.
Etrafı iyice kontrol ettikten sonra kabinlerden birine girdi ve ağlamaya başladı. Ağlıyor, incinen gururunu, hıçkırıklarıyla dışına atmaya çalışıyordu.
Kerime Hanım, Nihal’in odadan o halde çıkışının ardından durumuna çok üzülmüştü. Cevat beyin o çıkışındaki haksızlığı kabul etmemişti. Aynı odada çalışmak zorunda olduğundan olaya müdahale etmesinin doğru olmayacağını düşünerek suskun kalmaya karar verdi. İlk işe başladığı dönemlerde de buna benzer bir olayla karşılaşmış ve çok üzülmüştü.
Nihal’ in arkasından, Cevat beye gözünün ucuyla keskin bir bakış atarak odadan dışarıya çıktı. Nihal’ in masasının olduğu yere geldi. Yerinde olmadığını görünce, üzgün insanlara sığınak haline gelmiş olan lavabo aklına geldi. Oraya doğru ilerledi. İçeriye girdi. İçeride kimse yoktu. Tam çıkacağı sırada bir ağlama sesi ile içeriye girdi. Yaklaştı ve sesin nereden geldiğini anlamaya çalıştı. Kapıya yaklaştı.
“Nihal hanım! Orada mısınız ?”
Nihal, Kerime hanımın sesini tanımış ve ağlamasını durdurmuş ve elleri ile gözlerini silmeye çalışıyordu. Titreyen sesiyle,
“Kerime hanım çıkıyorum. Bir saniye. “
Dedikten sonra üzerini başını düzeltti ve yüzünün üzgün halini değiştirmeye çalıştı.
Dışarıya çıktı. Karşısında her zaman görmeye alışkın olduğu sert ve keskin bakışlar yerine sevecen ve gülen bir yüz ile karşılaştı.
“Nihal hanım, siz aldırmayın Cevat beye. O, görünüşünden çok farklı bir insan. Bazen çok değişik davranışlar sergileyebilir. İnsanları hoş görmek gerek. Şimdi elini yüzünü yıka. Kendine geldikten sonra dosya ile birlikte yanıma bekliyorum. Sorununu birlikte çözeceğiz.Ben seni yetiştireceğim. Beni herkes çok sert bilir. Ben de çok sıkıntılı günler geçirdim. Meslekte ilerlemek için çok mücadele verdim. Çekilen sıkıntılar olmasa nasıl yetiştirebiliriz kendimizi. Yalnız ! Ben işimde ciddiyet isterim. Onu baştan söyleyeyim. İşinde ilerlemek ve başarılı olmak istiyorsan, önem vereceksin. Her ayrıntıyı iyice gözden geçireceksin. Zamanında ve titiz çalışacaksın. Anlaştık mı ? “
“Anlaştık Kerime hanım,bütün söylediğiniz konulara elimden gelen dikkati göstereceğim. Bundan emin olabilirsiniz. Çok teşekkür ederim. Aslına ben de zayıf biri değilim ama birden kötü oldum nedense. Bir daha bu şekilde davranmayacağım.”
Kerime hanım, Nihal’ e göz kırparak, yüzündeki gülücük ile dışarıya çıktı. Elini yüzünü yıkadı ve masasına doğru gitti. Masadan evrak dosyasını alarak bu kez kendine daha fazla bir güvenle odanın önüne geldi. Kapıyı tıklattı.
DEVAM EDECEK !
YORUMLAR
Maalesef o Cevat Bey gibi dost canlısı, iyi niyetli görünüp te içinde ne fesatlıklar, ne çıkarlar besleyen insanlar o kadar çok ki. Özellikle de rekabet içinde bir ortam varsa...
Yazı geçmişi hatırlattı canım sıkıldı.
Ama üzerinize alınmayın lütfen yine sürükleyiciydi.
Sevgilerimle....
Memurlukta CEVAT BEY gibi densizi nsanlar çok var.Bu insanlara kompleksli insanlar diyorum ben.Memuriyetliğimde çok rastladım böylelerine.
Nihal,bence bu tiplere ödün vermeden gururlu bir şekilde çalışmasına devam etmeli...
Bir anda eski memuriyetlik günlerimi anımsadım,yazınızı okuduğum zaman...
Akıcı ce sürükleyici,her zamanki gibi...
saygım ve sevgimle Nermin Hanım.
ayhansarıkaya tarafından 10/7/2009 7:02:59 AM zamanında düzenlenmiştir.