- 874 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞİİR VE BEN
Şarkı, opera gibi sanatlardaolduğu gibi edebiyatın ana dallarından birisi olan şiirde de kültürel dil ve konuşma dili ana malzemedir. Sanat bazında baktığımızda şiir bir yazın sanatı olmaktan daha çok fonetik (Ses) sanatı içerisinde yer almaktadır. Bunu yazarken burada özellikle şunu vurgulamak istiyorum. Şiirde şiirin konusu önem sıralamasında hemen hemen en sonda yer alır. Öyle olmasaydı bincenlerce aşk şiirinden sadece bir tane okuduğumuzda başka şiir okumak gereği duymazdık. “Konuyu anladık bitti” derdik.
Şiirler seslendirildiğinde ya da dile getirildiğinde etkisi artıyor veya azalıyorsa ki şiir yazan hemen hemen herkes bunu bilir ve birçoğumuz şiirimizin yüksek sesle okunmasını istemeyiz bunun sebebi şiirin fonetik bir sanat olmasındandır. Yani sadece yazın sanatı olmamasından. Şiirin estetiği dediğimiz olay da burada başlıyor. Bu fonetik sanat şiire nasıl yerleşebilir.
Ölçülü şiir yazanlar (aruz veya hece) bu konuda oldukça şanslılar. Ellerinde kalıplar var. Tartım malzemesi hazır. Sadece konu ve sözcüklerin ustalıkla seçimine bu sözcüklere eklenebilecek ek ya da takıları doğru kullanmaya kalıyor iş. Bunu yeterince titiz yaptıklarında da tadına doyulmaz şiirlere kavuşabiliyoruz. Bunu yapamadıklarında da zaten şiir olmuyor yazılanlar. Sadece ölçülüp biçilmiş yanyana dizilmiş sözcük yığınları oluyor. Ölçülü şiirde okuyucu olmaktan daha ileri gitmemiş birisi olarak en kendi alanıma dönerek sözü serbest şiire ve neden ısrarla serbest şiir diye didinmeme getireceğim.
SÜRECEK.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.