Vuslatım Ol Ey Ölüm...
Başımı cama dayadım. Seyre daldım gecenin alaca renklerini...Hiç bir şey hissetmeden boşluğa bakıyordum öylece...Uyku,uykusuzluğun koynunda kalmıştı. Kalbim sineden çok uzaklara taşınmış firar etmiş gibiydi..Gözlerim acıyordu ama düşmüyordu damlalar...
Sokak lambalarının yer yer aydınlattığı sokaklarda hüzün hakimdi ..biraz aydınlık biraz karanlık yansıyordu kaldırımlarında.. yüreğim gibi..Oda öyle değil miydi?Belki de kapkaraydı..Işığa hasret karanlık yollarda geziniyordu...
Yağmur yağıyordu... Sadece Aydınlığa yağıyor, karanlığa yağmıyor gibiydi...Gecenin aydınlığında yağmur ne güzel görünüyordu...Ne güzel yağıyordu ..Sesi ruhumu dinlendiriyordu... ıslanmak istedim atında...
Karışmak istedim sularına...Sonra yolcuları,dışarıda kalanları düşündüm. Bana huzur veren yağmur onlar için zorluk muydu? Ulaşmak istedikleri yere ulaşmalarına engel miydi?’’Allah’ım bütün yolcuları koru kazasız belasız yerlerine ulaşmayı nasip eyle... dışarıda kalanlara yardım eyle...’’
Ansızın gelen seslerle irkildim... Bu seslerde neyin nesiydi? Sesin geldiği tarafa baktım..İçim ürperdi birden...Bir gurup insan omuzlarında bir tabutla geliyordu sanki...İnanmakta zorlandım..Sokak lambalarının altına gelinceye kadar da emin olamadım...Evet bir tabuttu...Dört kişi omuzlarına almış,arkasında da birkaç kişi...
Bir anlam veremedim...Saate baktım üçe geliyordu... Neden bu saatte ve nereye gidiyorlardı.. Buralarda mezarlıkta yoktu..
Gözlerimi kapattım..Elimi sineye koydum... Tekrar baktım....Kimse yoktu... yoktu. Allah Allah....Anlam veremedim..Hayal mi görmüştüm.Göz yanılması mıydı yoksa...Dalmıştım beklide...
Kaldırımın kenarında duran kediye takıldı gözüm...Sırılsıklam olmuştu... Sığınacak kuru bir yer bulamamış mıydı acaba? Sesimi duymadığını bildiğim halde ona seslendim.uzaktan uzağa nazladım ...’’gelip alayım mı seni aç mısın..’’Tam gidip almaya karar verdiğim anda ,kedi başını çevirip baktı...Bir iki kez miyavladı..Hissetmişti..Evet o sevildiğini hissetmiş cevap vermişti... Koşarak gözden kayboldu...
Bazen hayvanların insanlardan çok daha iyi dost olabileceğini de düşünüyorum...Ve daha zararsız... Gerçek dostlar da vardı bilene...Bulabilene...Arayana dost vardı...Lütfedip buldursun Rabbül Alemin...Buluştursun inşallah...
Yağmur şiddetini iyice Artırmıştı...esen rüzgarla cama çarpıyordu..Az önceki sakinliğinden eser kalmamıştı..
İşte yine aynı uğultu...Başımı çevirdim...Yine elimi sineye koyup’’Sana sığındım Ya Rabbim’’.dedim..
Önde omuzlar üzerinde taşınan tabut...Arkasında bir gurup insan yukardan aşağı iniyorlardı...Yaklaştıkça sesler de netleşti...Tekbir sesleri yankılandı her yerde..Sonra selatu selamlar yükseli....Bir kadın iki büklüm yürüyordu...
Evlerin camlarına kaydı gözüm...Kimse duymamıştı bu sesleri...Kimse açmamıştı ışıklarını...
‘’İnna lillahi ve inna ileyhi raciun’’ sözleri döküldü dudaklarımdan...İçimi korkunç bir acı kapladı...Acaba yine hayal mi görüyordum...uyumuş olabilir miydim.!?
Tekbirlele evin tam karşısına geldiklerinde bir an durdular...Yürümekte zorlanan kadın başını kaldırıp baktı...Tanıyor muydum onu..Hiç yabancı değil gibiydi...Gayri ihtiyarı başımı camdan uzaklaştırdım bakmaya devam ederek...Kalbim çarpmaya başladı... Gözlerimi kapattım yeniden.. Yaşlar boşandı pınarlarından... Ölüm güzeldi..ölüm güzeldir...Vuslattır...tekrar tekrar bu sözleri tekrarladım
Gözlerimi açtım...Kimse yoktu...Yoktu...Allah’ım Aklımı koru... Neydi bu şimdi..Hiç bir anlam veremedim...İçim ürperdi...Sana sığındım Allah’ım..Sana sığındım...
Ölüm nasıl gelirdi acaba...Şu an gelse hazır mıydım? ‘’Ölüm vuslatım olda gel...’’ dedim. Sonra, kendi halime güldüm....Böyle söyleyince vuslat mı olurdu ölüm... Ne garip kadınsın...Azığın var mı ,ne hazırladın ahiret yurdu için...’’ Vuslatım ol gel’’ Ne kolay söylenmiş bir söz..Ne kadar cahilane...
Gözlerim doldu...Şu an Azrail A.s. gelse nasıl gelirdi ..Güzel bir prens gibi mi gelirdi...Yoksa dehşetinden nutkumdu tutulurdu... .Allahım merhametinle muamele eyle bu günahkar kuluna...Affet... Cümle müminleri rahmetinle kuşat...
Düşünmek lazımdı ölümü hazırlanmak için...hazır beklemek, kavuşmak için...Sevgiliye vuslat olsun diye...Ölüm vuslat olarak gelsin diye...
Yağmur yağıyordu hala...sokaklar boş ve sırılsıklamdı...Yolları yıkamış temizlemişti...Ahhh !! yağmurlar şu yüreğime de yağın...Yıkayın kir namına ne varsa...Yağar mısınız söz dinlemez gönüle...Sen rahmetsin...Bereketsin toprağa.. Can olursun cümle canlara... Hayat olursun... Sensiz kurur cümle nebadat,sensiz ölür canlar...
Yağmur rahmetti...
Ey gönül sana rahmet gözden yağan yağmurlardır....
, Allah için akan yaşlar Rahmettir...deryadır gönüle...Yağın ey gözlerim...Allah için yağın...Yunusca yağın Mevlanaca yağın...
Başımı cama dayadım tekrar. Yatmak istemiyordum.. Bu geceyi farklı kılan bir şeyler vardı...Uyumayacaktım...Elimi kalbime koydum ,dilimi damağa yapıştırdım...Gözlerimi kapattım...
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum...Çalan telefon la kendime geldim..Acı acı çalar mıydı telefon...Evet..! Gecenin ilerlemiş saatinde telefon acı acı çalardı...
Bir müddet kıpırdamadan bekledim...Bakmasam mı acaba...Korkuyordum...
Ahizeyi aldım ürkek hareketlerle...
‘’Alo...Alo ‘’
‘’Alo Ben Çağlar’’’
Çağlar mı ..!?
Oğlumun ev arkadaşı,neden arıyordu bu saatte...
‘’ Hayırdır oğul ...’’
Konuşmakta zorlanıyordu’’ Göktuğ bir kaza geçirdi teyze...Hastahanedeyiz..’’.
Zaman durmuş gibiydi...Algılayamıyordum bir türlü..tekrar tekrar sordum ...cevap hep aynıydı??
‘’Geliyoruz oğlum’’ diyebilmeyi başarmıştım..
.Yağmur Rahmetti...bulutlardan ayrılırken,ağlıyordu.
Sonra toprağa kavuşuyor, bereket oluyordu ,hayat oluyordu her canlıda...ayrılık acısı vuslata dönüyordu.. mutluluğa dönüyordu...
Nasıl hazırlandık ,nasıl çıktık yola hiç hatırlamıyorum...
Sabahın ilk ışıklarında hastahanenin önünde bulduk kendimizi...Yürümekte zorlanıyordum...Yavrumu nasıl bulacaktım...ne haldeydi ...Yol boyu sadece dua ettim...Kapıdan içeri girdiğimizde arkadaşlarıyla göz göze geldik önce.. Sonra başları öne düştü...Ağlıyorlardı...
Yanlarına vardık ‘’oğlum nasıl nerde’’ diye sordum...Başlar eğik’’ başınız sağolsun ‘’ dediler...
‘’başınız sağolsun’’ bir müddet yankılandı kulaklarımda... Bıcak saplanmıştı sineye kanatıyor,dağlıyordu..
Yavrumun yattığı yeri gösterdiler bize...İçeri girdik...Üzeri beyaz bir örtüyle örtülmüştü...Yüreğim dolup olup taştı.. Yanına vardım ...Ağlayarak örtüyü kaldırdım yüzünden....
Hala ümidim vardı...Yanlıştır diyordu bir ses...ölmedi diyordu... Ama ölmüştü işte... Yavrum bizi bırakmış gitmişti...Vade dolmuş ferman verilmişti..
Bembeyaz olmuştu yüzü yavrumun...alnında biriken boncuk boncuk terler vardı...Eğildim şefkatle öptüm alnından... ‘’İnna lillahi ve inna ileyhi Raciun’’
Ya Rab sen verdin Sen aldın...
Gözlerini kapattım usulca...Yüzüne yayılan tebessüm ona ne kadar yakışmıştı...Ne kadar güzeldi yavrum...Doğduğu gün gibi parlıyordu yüzü yavrumun...Allahım Yavrumu merhametinle kuşat...
Her yer karanlığa büründü aniden..Gün geceye kavuştu... Sesler uzaklaşıyor, sessizliğe bürünüyordu dünya.....Düşüyordum.. batıyordum derinliklere...
‘’Allah’ım... Allah’ım’’ dedim ..Sesim bana ne kadar uzaktan geliyordu...’’Allah’ım...’’
Her şey birer birer silindi...Bir acı kalmıştı yüreğimde birde yağmurun sesi... Sonra Tekbir sesleri çınladı kulaklarımda... Bir tabut geçiyordu gözlerimin önünden birde iki büklüm yürüyen kadın...
Sonra hepsi silindi ...
Derinden bir ses geliyordu... gittikçe yaklaştı kulaklarıma... Gözlerimi açtım yavaşça...Bir an nerede olduğumu anlayamadım...Etrafa baktım boş boş...
Başım cama dayanmış halde duruyordum... Gün açmaya başlamış yağmur dinmişti ve telefon çalıyordu... Rüya...Allah’ım rüyamıydı?Yavaş yavaş kalktım..Telefonu açmak istemedim bir zaman...Öylece baktım..Kimdi???
Bir müddet baktıktan sonra ahizeyi aldım...’’Alo...’’
‘’Alo...Selamun Aleyküm anne...Uyuyor muydun.?’’
Anne..!!! Bir an bocaladım... Rüyaymış...Çok şükür rüyaymış...Kendime çeki düzen verdim;
‘’Aleyküm Selam ...Oğlum...’’
Ağlıyordum.... Başım secdeye varıyordu...Şükrediyor... Affet diyordum...
Allahım Ölümü bizlere vuslat eyle...Ey merhameti sonsuz Sana geldim...Boyun büküp sana geldik...Affet bizi...Affet... Rahmetinle Kuşat Allah’ım...
VUSLATIM OL EY ÖLÜM..!!
YORUMLAR
Gerçekten ölüm bir vuslattır mevlananın bakış açısıyla o şeb-i arus tur.düğün gibi karşılamıştır o vuslat gününü..rabbim bizleri de ölümü öyle karşılayan kullarından eylesin..hayvanlarla ilgili olarakta bir alim '' ben insanları tanıdıkça hayvanları daha çok seviyorum'' diyor nede güzel söylemiş..tebrik ediyorum çok güzel bir yazıydı selam ve dua ile kalın..TAMER