- 522 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
EY AŞK NEREDESİN -4
O, azıyla yetinmeyi öğrenmişti bu vesile ile. Küçük yüreği, anlamıştı babasının davranışını. İnsanın her istediği olmuyordu. İyi ve kötü günlerle karşılaşacak, fırındaki ekmek gibi pişecekti.
O konuşmadan sonra etrafını daha fazla gözlemlemeye başlamıştı. İnsanların davranışlarına bakıyor ve izlenimlerinden kendine işine yarayacak şeyler çıkarmaya çalışıyordu.
Okulda da sevilen bir öğrenciydi Nihal. Kurallara uyardı. Ödevlerini zamanında yaptıktan sonra annesine yardımcı olmak için evdeki işleri yapmaya çalışırdı. Kardeşinin ihtiyaçlarını karşılar, annesinin yükünü azaltmaya çalışırdı. Bu şekilde hareket etmekle hiç bir kaybı olmuyor, daha çok deneyim kazanıyordu.
Okulda, öğrenciler arasında şımarık ve kendini beğenmiş arkadaşları vardı. Grup haline gelirler ve sıkıntılar içinde eğitimlerini tamamlamaya çalışan öğrencileri, hareketleri ile taciz etmekten çok hoşlanıyorlardı. İlk zamanlarda dikkatini çekmiş fakat müdahale etmemişti.
Hatice, sessiz,sakin ve içine kapanık bir kızdı. Konuşulursa cevap verirdi. Yüzünden mahcup ifadesi nadir zamanlarda kaybolurdu. Sınıfta, öğretmen ders anlatırken dikkatle dinlemeye özen gösterirdi. Son zamanlarda ise yüzünde sanki bir üzüntü ifadesi yerleşmişti. Herkesten özellikle uzak durmaya çalışıyor gibiydi. Grup ise daha çok üstüne çullanıyor ve hakarete varacak sözler söylemeye başlamışlardı.
Teneffüste, yakın arkadaşıyla okulun bahçesine çıkmıştı Nihal. Yüksek bir sesle ikisinin bakışları biraz ötedeki şımarık arkadaşları ve Hatice’ ye yöneldi. Hatice’yi köşeye sıkıştırmış ve üzerini başını çekiştiriyorlardı. Onlara karşı koymaya çalışıyor, bir taraftan da oradan kaçmaya çalışıyordu.
Bu manzara karşısında hiç tereddüt etmeden yanlarına hızlı bir şekilde koştu. Yapısı itibariyle sakin bir kişiliği olduğu halde çok hiddetlenmişti.
“ Ne istiyorsunuz arkadaşımızdan ? Sizin derdiniz nedir ? Ne yaptı size ? “
“ Sen niye karışıyorsun ? Onun avukatı mısın? Bizim derdimiz onunla, seninle değil. Git işine kızım. “
Yüzündeki alaysı tavırla söylemişti Neşe. Grubun elebaşıydı. Kendine benzeyen, birkaç kişiyi yanına alarak egosunu tatmin etmeye çalıştığı anlaşılıyordu hareketlerinden.
O sırada Hatice ağlamaya başladı.Bir taraftan da gerginleşen ortamı yumuşatmaya çalışıyordu. Nihal’in kolundan tutarak oradan uzaklaştırmak istiyor fakat başaramıyordu.
“ Evet ! Avukatıyım. Nasıl insansınız siz. Ne yaptı size Hatice. İnsanları küçümseyerek elinize ne geçiyor. Onu güçsüz buldunuz tabii. Sessiz olunca da egolarınızı tatmin etmek için onu köşeye sıkıştırdınız. Hatice’ yi bir daha rahatsız etmeyeceksiniz. Bu benim, ilk ve son uyarım size. Bir daha tekrar ederseniz, sizi okul yönetimine şikayet edeceğim. Gidin şimdi. Başkalarıyla uğraşmak size bir şey kazandırmaz. Küçültür insanların gözünde. Akıllı olun akıllı.
“ Sen kendine bak. Fakir budalası. Al hayrını gör Hatice’ nin. “
Dedikten sonra hırsla arkasını döndü. Gruptaki arkadaşları da onun arkasından gittiler. Hatice, hala olayın etkisinden kurtulamamış, sindiği köşede sessizce ağlıyordu. Nihal, koluna girdi ve onu lavaboya götürdü. Yüzünü yıkadı. Rahatlamış ve ağlamaktan kızaran gözlerinin ardında, hafif de olsa ışıltılar ortaya çıkmıştı.
Ders zilinin çalmasıyla sınıfa girdiler üçü. Hatice, ders boyunca kaçamak gözlerle Nihal’ e bakıyor ve gözleriyle teşekkür ediyordu. Bir sonraki teneffüste, yanlarına geldi. Onlarla iletişim kurmak istiyor fakat çekingenliğini atamıyordu üzerinden.
“ Hatice nasılsın ? Sen takma böyle şeyleri kafana. Bir daha sana bulaşamazlar. Seninle bir sorunları mı vardı ? “
“ Hayır ! Nihal. Beni az çok tanıyorsun. Ben, kendi halimde bir insanım. Ne istediklerini de bilmiyorum. Benim kıyafetlerimle dalga geçiyorlardı. Ama ben aldırmıyordum. Onlarla münakaşa da etmiyordum. Sanırım ben cevap vermedikçe korktuğumu düşündüler. Ben onlardan korkmuyorum. Sadece onlara acıyorum. Çok zavallılar. Onlar babalarının parasına güvenerek o şekilde davranıyorlar. Ama ben kendime güveniyorum. Ben, kapıcı çocuğuyum. Ve annemle de babamla da gurur duyuyorum. Biz, küçük bir kaloriferci dairesinde oturuyoruz. Hayatın acımasızlığına karşı ailecek direnmeye çalışıyoruz. Benim amacım okumak. Kaderimi değiştirmek. İş ve meslek sahibi olmak. Annem ve babam ben ve kardeşlerimin geleceği için en ağır şartlar altında uğraş veriyor. Ama onlar ne yapıyor. Paranın verdiği güçle insanları küçük görüyorlar. Onlara inat çalışacağım ve ideallerime ulaşacağım. Allah nasip ederse olacak bunlar Nihal. Ben de çaba göstereceğim olması için. “
“ Evet! İşte Hatice, onlara vereceğin en güzel cevap bu olacak. Seni takdir ediyorum. Ailene de saygı duyuyorum. Senin gibi bir çocuk yetiştirdikleri için. “
Bu konuşmadan sonra Hatice iyice rahatlamıştı. Artık Nihal ve arkadaşı Dilek ile vakit geçirmeye başlamıştı. Güveni de artmış, konuşmalara daha fazla katılıyordu. Derslere katılımı ve tahtaya kalkma isteği de artmıştı. Öğretmenlerinin de gözünden kaçmıyordu bu durum. Onu eskisinden daha fazla kaldırmaya başlamıştı parmağını. Nihal, daha huzurluydu. Şımarık kızlar grubu ise artık onlara bulaşamıyordu. Sadece keskin ve delici bakışlar ile bakmakla yetiniyorlardı.
DEVAM EDECEK !
YORUMLAR
Ah! arkadaşım ne güzel öykü bu böyle.
İnsan hiç sıkılmadan okuyabiliyor.
Nihal çok akıllı ve adil bir kız, ama o şımarık arkadaşların kökü bitmeyecek bence. Dünya durdukça onlar da duracaklar.
Yazın çok hoş olmuş. İnşallah o şımarık kızların biri ikisi okurda insana insanca muamele etmeyi öğrenirler...
Kutluyorum...
Selam ve sevgimle.
Eserini başından beri okuyorum değerli arkadaşım.Bitince toplu olarak yorumlamak istiyorum.Harika bir eser.Özellikle gençleri konu alan eserlere bayılıyorum.Devam et bakalım ne-asıl olacak finali.Okuyorum büyük sabırsızlıkla.Başarılı bir kalemden yine harika bir eser.Tebrik ederim,devamını dilerim.Sevgilerimle.