- 1157 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
M.KEMAL YILMAZ'DAN BİR KİTAP DAHA: BEN MECLİSTEYKEN.
O bir kültür adamı…
Dostum, arkadaşım, uğraşdaşım, meslektaşım, gönüldeşim, oluyor kendisi. Bu yakınlığın uzak yakın bir geçmişi var. Anılarda bir Mustafa Kemal Yılmaz.
Yıl 1965… Üniversite bitmiş, memlekete yerleşmişim. CHP.’ye girmişim, Siyasete merak sarmışım. Radyodaki Meclis Saat’ini dinlemeye başlamışım. Sık sık bir ad geçiyor Aydın Milletvekili Mustafa Kemal Yılmaz. …Çoğunlukta eğitim konularını gündeme getiriyor. Mustafa KADEMOĞLU.
*** *** ***
Aydın eski Milletvekilimiz Sayın M. Kemal Yılmaz’dan bir kitap daha ulaştı bize.”Ben Meclisteyken”,kitap eğitimci yazar Mustafa Kademoğlu tarafından yayına hazırlanmıştır.1.baskı Eylül 2009.Fırından yeni çıkmış buğday kokulu taze bir ekmek gibidir.
Sayın Yılmaz, öğretmen, eğitimci, Siyaset ve devlet adamı, şair ve yazardır. Tüm bunların yanı sıra üretkendir, çalışkandır. Aynı çizgi ve paralelde vefalı ve cana yakın kendisine değer veren insanlara aynı ölçüde ve hatta daha fazlasıyla onları unutmayan, onurlandıran bir kişiyle de sahiptir. Aslında benim bunları yazmaya gerek yok. Zaten onu o’nu çoğumuz fazlasıyla biliyoruz. Onunla ilgili hayat öyküsünü “ Hayatı ve Eserleriyle Umuludan M. Kemal Yılmaz” adını taşıyan yapıtımda detaylı olarak anlatmış bulunmaktayım. Yavuz Kolalı Matbaası Aydın. 2007.
Bu kitabımı yayınladığım günlerde ( 12- 18 Nisan 2007) Uluslararası Mardin’i tanıtım Haftasında birlikte yapılan bu etkinliklere katılmıştık. O zaman Sayın M. Kemal Yılmaz’la beraber TBBM’Nİ gezerken beni TBBM Kütüphanesine götürdü. Geniş mekânlı kocaman bir kütüphanesi vardır. Oradaki Kütüphane Müdürü ve diğer memurlarla tanıştık. Kütüphane de yer alan kitaplarımızın (her ikimizin )’de listesini dokümanlarını çıkardık. Bu arada ilgili memurla sohbet ederken, şöyle dedim: “Kemal Ağabeyim, bu kitabımda sizin Aydın Milletvekili olduğunuz yıllarda ( 1965–1973) tarihleri arasında TBMM eğitim, öğretim, Aydın ili ile ilgili vermiş olduğunuz önergeler, konuşmalarınız yer almamıştır. Ancak meclis kayıtlarında muhakkak kayda alınmıştır. Ben bunları kitabıma alamadım. Çünkü buraya gelmem gerekirdi. Bunları ayrı bir kitapta toplasanız iyi olur demiştim. Ben bunları söyleyince M. Kemal Yılmaz “haklısınız, koca sekiz yıl bu meclis çatısı altında görev yaptım. Birçok anılarım, konuşmalarım vardır, bunların kenarda, köşede. Dolaplarda kalmasına gönlüm razı olmuyor. “ dedi. Bu arada ilgili memurla konuşması oldu. Görevli memur “Sayın Milletvekilim, ne zaman isterseniz ( 1965- 1973 yılları arasında TBMM’nin arşivi arasında yapmış olduğunuz konuşmalarınızı toplayıp sizlere verebilirim” dedi. Daha sonra dışarıya çıkarken hatta mecliste yemek yerken “ Şairim, bunları yapmalıyım “dedi.
Şimdi O günlerde hayal ettiğimiz kitap bugün elimizdedir. Kitabı değerli eğitimci Mustafa Kademoğlu hazırlamıştır. Kitap, 272 sayfa olup Ankara’da Karınca yayınları arasında tertemiz bir baskıyla günışığına çıkarılmıştır. Kitabın ön kapağında TBMM’nin bir fotoğrafı, arka kapağında M. Kemal Yılmaz’ın bir resmi yer alıyor. Resmin altında M. Kemal Yılmaz’ın şu manidar sözlerini aynen sunuyorum: Bu yapıtımı, cennet ülkem Türkiye’mi kuran Büyük Atatürk’ümüze, Kurtuluş Savaşı Şehit ve gazilerimize, parlamenter demokrasinin kurulup yerleşmesine emek ve gönül veren / partim CHP’nin bir okul olmasının da ötesinde kendiside başlı başına bir okul olan sevgili İsmet Paşa’mıza, Genel Sekreterimiz ve 3. Genel Başkanımız Bülent Ecevit’e, ilk Mecliste ve sonrasında ülkemin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşması için savaşım veren aydınlıkçı- aydınlatmacı değerli parlamenterlerimize, iki dönemde hizmet veren partili ve diğer partili çalışma arkadaşlarıma, beni böyle onurlu bir göreve layık gören sevgili Aydınlı hemşerilerimize adıyorum” diyor Sayın Yılmaz…
Bu değerli yapıtını 21.09.2009 tarihinde Ankara’dan bana özel bir kargo ile göndermişlerdir. Aynen şunları yazıyor:” Şair ve yazar meslektaşım sevgili Abdülkadir Güler için en iyi dileklerimle.”diyerek imzalamışlardır. Aynı gün telefonla kendilerini aradım, teşekkürlerimi, tebriklerimi sundum. Sayın Yılmaz telefonda aynen şunları söylüyor: “Kadir, bey, beni Ankara’ya TBMM’sine sevgili Aydın’lı hemşerilerim gönderdiler. Onlara bu onurlu görevimden dolayı minnettarım, şükran borcum vardır. Zengin bir adam değilim, hanlarım hamamlarım ve köşklerim de yoktur. Bir emekli maaşım vardır. Cami yapamıyorum, okul yapamıyorum, köprü, çeşme yapamıyorum, ancak kendi imkânlarımla kitaplarımı yayınlayıp sizin gibi okumaya gönül vermiş hemşerilerime, öğretmen ve öğrencilere, halk kütüphanelerine parasız olarak armağan ediyorum. Ben bundan da zevk duyuyor, mutluluk duyuyorum “ diyor. Gerçekten de M. Kemal Yılmaz’ın tüm kitaplarında şu sözler yazılıdır: Bu kitap para ile satılmaz, hemşerilerine armağandır” diye yazılıdır.
“BEN MECLİSTEYKEN” kitabının giriş bölümünde Sayın Yılmaz’ın kısa bir teşekkür yazısı var. Daha sonra Millet Meclisi Tutanak Dergisi’nde yer alan (1965–1973), 12. ve 13. dönem’de yaptığı konuşmaları, vermiş olduğu önergeleri yer alıyor. Daha sonra Atatürk’ün bir portresi (vatan sana Minnettardır) yazısı ile birlikte M. Kemal Yılmazı’ ın “Atatürk’ün Eli” başlıklı şiirini okuyoruz. Yine 2.Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü ve eski Başbakanlarımızdan Bülent Ecevit, bir başka sayfada ikinci ve üçüncü Dönem TBMM Aydın Milletvekillerinin fotoğraflarına da yer vermiş, bir vefa borcu olarak onları da unutmamıştır. Aslında bu inceliktir. Bu incelik, bu kibarlık her yiğidin de harcı değildir.
Şimdi kitapta yer alan bazı konu başlıklarını alıyorum: İktisadi Devlet Teşekkülleri ve Sendikal Durum ( s.20), Batı Trakya Türkleri ( s.22), Parasız Yatılı Öğretim( s. 23), Öğretmen Okullarının Yedi Yıla Çıkarılması ( s.47),Tatillerin Tespiti (s.73),Eğitimde Fırsat Eşitliği (s.79),Teknik Öğretim Okulları ( (s.90), M.E.B. Bütçesi (s.107), İmam Hatip Okulları,( s.1254), İstanbul Üniversitesine Ödenek Aktarılması ( s.154), Üniversitelerde öğretim Üyesi Sıkıntısı ( s. 157), Üniversite Öğretim Üyelerinin Nitelikleri( s.164), Cumhurbaşkanının Halkı Uyarı ve Aydınlatıcı Konuşmanın Önemi (s.173), Soru Önergesi ( s.180), Öğretmenlere Yapılan Haksızlıklar ( s.183),Sınıf Kavramı Üzerine Görüşlerim ( (s.205), Öğretmenlerin Yer Değiştirilmesi ( s.210), Yurtdışı Eğitim Bursları ( s. 212), Aydın Milletvekili
M. Kemal Yılmaz’ın Komisyon Seçimlerini Beklemeden Soruşturma ve Gensoru Önergelerinin Ele alınmasına Dair ( s.215),Aydın / Karacasu’da Yapılan Deprem Evleri ( s.220), UNESCO ve Kültür yaşamamız ( s.230), Zorunlu Eğitim Süresi ( s.235), Dürüst Seçim Konusu ( s.243), Özel Yüksek Okullar ve Mezunlarının Durumu ( s.246), Kültür Bakanlığı Gereksinimleri ( s.254). Eski Eserlerin Korunması ve Kaçırılması (s.263). Sonsöz ( s. 267), Kitabın son bölümünde M. Kemal Yılmaz’ın özgeçmişi ve TBMM ile ilgili kendisine verilen kimlik belgeleri yer alıyor. M. Kemal Yılmaz’ın Özgeçmişi yer alıyor ( s.270-272).
Yazar Mustafa Kademoğlu, Mustafa Kemal Yılmaz’ı hepimizden fazla daha iyi, daha yakından tanıyor. 40 yıllık arkadaşıdır. Birlikte yaşadıkları birçok anıları (hatıraları) vardır. Bu güzelim eserini gerçekten dikkatle, önem vererek hazırlamıştır. Belki Mustafa M. Kemal Yılmaz’a karşı dostluğun, arkadaşlığın verdiği bir vefa borcudur. Aslında Mustafa Kemal Yılmaz’a karşı ne yapılsa yeridir. Çünkü çok vefalı bu milletin eğitimine, kültürüne sevdalı bir kültür adamıdır. Kimi eğitimci, yazar arkadaşlarımız öykülerinde, yazılarında Sayın Yılmaz’a “kültür baba, Kültür elçisi “diyenler de vardır.
Kitabın SONSÖZ bölümünde değerli arkadaşı Mustafa Kademoğlu’nun değerli ve kalıcı bir yazısı vardır. Bu yazıdan da birkaç cümle almadan geçersem saygısızlık olur diye düşünüyorum:” 40 yıllık dost gibiyiz. Bu yıl dostluğumuzun 10. yılını doldurduk. Ama bu dostluk, 40 yıllıkları geride bırakır.. Zaman içinde öyle yoğunlaştık ki. Bizi biri birimize bu denli yakın kılan ortak noktalar çok. Öğretmenlik ve yazın dünyası. Siyaset. Sanata gönül verme.
88 yaşına karşın, ülkesine olan borcunu ödeme çabası. Toplantılara katılıyor, Söke, Aydın, Kuşadası ve çevresindeki kültürel ve sanatsal çalışmalarda, örgütlenmelerde etkin bir biçimde yer alması ihtiyar delikanlı nitelemesinin bir örneği bence..
Bu çalışmalarıyla biryandan yaşamına anlam ve renk katan Kemal Bey, dostlarına da yansıyor. Aşılıyordu sevinci,.Okuduğu kitap,gazete ve dergileri yakınlarına postalıyor. ;beğendiği yazıları da fotokopiyle çoğaltarak onlara ulaştırmaktan mutlu oluyor.(….).Sayın Kademoğlu bu sözlerini yazdıktan sonra sözü ünlü şair Nazım Hikmet’e getirerek şunları da sözlerine eklemeden geçemiyor:
“ Özlem içindeyiz. Özlemleri bitmez insanın. Yaş ilerledikçe bu özlemler daha da artıyor ve galiba bir noktada düğümleniyor. Son arzudur bu.
Nazım Hikmet’in tek arzusu, Anadolu’da bir köy mezarlığında ve bir çınar ağacı altında gömülmekti. Ama biz onun bu vasiyetini gerçekleştiremedik daha.
Kemal Bey’in düşü ve dileği ise, Umurlu’da bir köy mezarlığına yakın bağındaki annesi,-babası-ninesine komşu olmaktır. O da bir zeytin ağacını istiyor. “Zeytin ağacı dost ağaçlardandır ve benim şiirime girmiştir “ diyor. Benim de arzum, bir badem ağacı altında uyumaktır. Mahşere dek… Neden badem ağacı diye sordu bir dostum: Kör ölünce badem gözlü olur”muş da ondan dedim.
Yurtseverliğini, Atatürkçülüğünü, halka bağlılığını,demokratlığını,gani gönüllülüğünü,yardımseverliğini, insan sevgisini söylemeye gerek yok sanırım.”diyor..
Bilmiyorum başka söze gerek var mı? Sayın Mustafa Kemal Yılmaz’ın bu son eseri, belki bir veda bağlamında hazırlanmıştır. Kalıcı, yararlı ve nitelikli bir yapıt ortaya konulmuştur. Sayın M. Kemal Yılmaz konusunda araştırma, inceleme yapacak olanlar için bu yapıt, derli, toplu bir kaynaktır. Başta Sayın M. Kemal Yılmaz’a ve bu değerli eseri, büyük bir özveriyle hazırlayan Sayın Mustafa Kademoğlu’na sağlıkla uzun ömürler diliyor, teşekkürlerimizi ve saygılarımızı sunuyoruz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.