- 675 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GİDİŞ
Eylül’dü,gözlerimden yalnızlığımın üstüne...İstanbul simsiyah asmıştı pencerede yüzünü.Güz yaprakları sararmaya yüz tutmuş , sarmalıyordu içimizi.Zfiri karanlık geceler çöreklendi hep üstümüze,sonra ayaz,sonra sen gittin...Hesabına gitmek düşen her fani gibi.Giderken bir yandan hazırlıyordun yaşanmışlığa dair ne bulduysan doldurduğun valizini,bir yandan gözlerin takılıyordu geçmişlegelecek arasındaki çıkıntılıklara..
Gidişinle başladı yağmaya şehre yağmur.Alnımın çatından yanaklarıma doğru süzülerek akıp gitti şehrin üstüne düşen ilk yağmur damlaları.Belki hiç yağmur yağmadı aslında şehre.Belki bu benim de içinde bulunduğum bir fırtınaydı bilemedim.
Bildiğim tek şeydi kaldığımız.Sensiz kaldığımız.Senli hatıraları yad etmek kaldı elimizde kala kala.Sen sanki parçalara ayrılmak üzere olan bir bütünün etrafını kuşatan zardın ,gidişinle un ufak olduk..Bulunamadık ,birleşemedik sanki bir daha..
Güzle geldi gidişin.Güz ikindiydi,akşamdı,ayazların başlangıcı..Şimdi bir de ayrılık eklendi lügattaki anlamına.ayrılık ,güz ve sen...
Yağmur yağıyordu gittiğinde Üsküdar’a.Yağmur içimize yağıyor hatta içimizden yağıyordu İstanbul’a.Üzgündük ayrılışa..Üzgünüz hala.
Ama biliyoruz ki duaları kadar büyüktür insanların yürekleri de.Duakarız yüce Mevla’ya..
hakkımız helaldir sana şefkatli yüreğin ete bedene bürünmüş sureti ...İbrahim Halil baba..Hayırla kavuşmak duasıyla...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.