- 812 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
179 - AŞK NEYDİ?
Onur BİLGE
Çalışma hayatı, babamın benim için sürekli geciktirdiği bir olaydı. İnsanlardan kötülük geleceğinden, onların beni üzeceklerinden korkuyordu. Diğer arkadaşlarım gibi yazları geçici işlerde falan çalışmama hiç müsaade etmemişti. Sadece devlet dairelerinde güvenle çalışılabileceği kanaatindeydi.
“Bir lokma ekmeğin bedeli ağır... İnsanlar acımasız, vicdanlar sağır! Kızcağızların başına gelmeyen kalmıyor.” diyordu.
Oysa buralarda da çeşitli söylentiler vardı. Atandığım ilk gün iyi niyetli öğretmenlerce uyarılmıştım. Çok değil, birkaç gün sonra ne kadar haklı olduklarını anlamıştım. Mikrop, her yerde herkese mikropluğunu yapıyordu. Rahatsız edici yılan dili hiç durmuyordu. Yetkisinin verdiği rahatlıkla gevezelik ediyor, ağzından çıkanları kulağı duymuyordu. Güya espri yapıyordu.
Cuma namazına gideceğini ilan ettikten sonra kollarını sıvayarak
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 7
TIRNAK - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15
YORUMLAR
Bir lokma ekmeğin bedeli ağır... İnsanlar acımasız, vicdanlar sağır! Kızcağızların başına gelmeyen kalmıyor.” diyordu. buda düsündürücü evet.
Değil evlilik hayatında, hayatta yüzde yüz mutluluk yoktur. Sadece mutlu kareler, sahneler vardır.
evet nekadar dogru bir söz.
insanlar, iradelerini kullanamaz hale gelebiliyordu. Bunun adı aşk mıydı? Aşk buysa, aileleri parçalayan, çocukları, eşleri, sevgilileri mağdur durumda bırakan, insanlara zarar veren kötü bir şeydi.
Aşk neydi? Ruhta yaşanan güzellik mi
evet benim icin de ask ruhta bir güzelliktir.
zarar verici olunmamali.parcalatilmamali hic bir yön zarar görmemeli asktan.
ne kadar güzeldi yine.yüregine saglik.sevgiler.
Sevgili Onur Bilge başta verdiğiniz örenek var ya o örnekteki insnalar ne yazık ki her ömeslkte var. Bakın size bir tane anlatayım
Eşimle aynı yerde görev yapıyoruz. İşyerinde erkekler çocğunlukta bayan çok az. Yaklaşık 13 kişiyiz. Hepimiz memuruz. Ben bir bayan arkadaşımla aynı odada otuyorum. Öylesine güzel gir insan ki iç dünyası tabikiş güzel olan. Benden de yaş olarak bir kaç yaş büyük. Ama çok saf. İşyerinde başka bir erkek var ve o da hani bir söz vardır " ansının gözü" diye. Öyle birisi. Her sabah geliyor odamıza, oturuyor bayan arkadaşımızın yanına eşlerimizi kötülüyor. Onların ne kadar aciz olduğundan falan dem vuruyor. Ve bu adam benden on iki, arkadaşımdan aştı yaş büyük. Bu böyle sürüp gidyor arkadaşım sesszi kalıyor yalnızca başını salalyıp dinliyor. Ona bu adamı odadn kovmasını söylüyorum ama o yapamıyor. Bir gün yine aynı konuşmalar devam ederken artık dayanamayı atılıyorum ortaya" Bu kadar kadını kocalarından boşatıp kendin mi alacaksın anlayamadım " deyinde adam bir anda şaşkınlıkla yüzüme bakıyor. "Ben bir şey mi dedim Türkan" diyor. "Evet diyorum günlerdir kötülemediğin adam kalmadı. Biz on üç kadınız hepimizi alacak mısın kocalarımızdan boşanınca" diyorum.
Adam tek kelime konuşmadan ayrılıyor odadan ve o son gelişi oluyor. Sonra da emekli olup ayrıldı işyerinden.
Böyle insanlar öyle çok ki hepsi birer meslek seçmiş ve ne yazık ki her yerde karşımıza çıkıveriyor.
Yine çok güzeldi yazınız.
Kutluyorum kaleminizi ve sevgiler yüreğinize
Değerli Şiir Arkadaşım;
Her meslekte vardır, olacaktır böyleleri.
Ben de bir öğretmenin ve öğretmenler adına üzüldüm.
Örnek davranış sergilemek görevlerimizden biridir.
Bu güne kadar hiç kimseden şiirimi veya yazımı okumasını rica etmedim, yeri gelmedikçe etmem de.
Bu yazınızın üzerine kötü anılarınızı baskılayacak, bugün yayınladığım 'Oleeeyy Aferin Aldım' adlı yazımı okumanızı rica ediyorum.
Kutluyor, sevgilerimi bırakıyorum.
“İt ürür, kervan yürür.” “Her yerde var bir mikrop!” “Allah’ın cezası!” diyorlardı.
Yazınız yine en ince detayına kadar irdelenmiş, insanların aşk adı altında yuvaları yıkmayı, çocuklarını analı babalı öksüz bırakışlarını çok güzel anlatmış.
Birde toplumda ki çürük elmalar yok mu, onlar insanların başının belası her zaman.
Kutluyorum...
Selam ve saygılarımla...
Nefis, olanca kuvvetiyle bastırıyor, hangi konumda olurlarsa olsunlar; insanlar, iradelerini kullanamaz hale gelebiliyordu. Bunun adı aşk mıydı? Aşk buysa, aileleri parçalayan, çocukları, eşleri, sevgilileri mağdur durumda bırakan, insanlara zarar veren kötü bir şeydi. Oysa ben aşkı öyle öğrenmemiştim, Ümit Yaşar Oğuzcan’dan, Turhan Oğuzbaş’tan, Orhan Veli’den, daha nicelerinden... Şarkılarda, türkülerde, arkası yarınlarda, mikrofonda tiyatrolarda, okuduğum onca roman ve şiirde böyle değildi. Kutsal bir duygu, en güzel histi. Zaman mı değişti? Zamanla mı değişti? Bu nasıl işti?
Aşk neydi? Ruhta yaşanan güzellik mi, tene dökülen çirkinlik mi? O zaman rezaletti; yaşanan, aşk değil, vahşetti! Olanları; gördüklerimi, duyduklarımı aklım almıyordu!
Her meslekte Nasuh gibi densizler çıkıyor hocam.Kişiliği gelişmemiş insanlar...
Aşk için örnekleme verdiğiniz insanlar,aşkın güzelliğini yok eden,aşktan zerre kadar anlamayan zavallılar diyorum...
Aşk,karşındaki karşı cinsi sahiplendiğin anda biter.Onyedi yaşımdaki aşkımı hala unutamıyorum.İşte aşkın yüceliği burada...
Aşk adına karamsar olma hocam.saygım ve sevgimi gönderiyorum.Hürmetlet efendim...
aşk ölümcül bir hülyadır, anlayamadığım
aşk ipek bir karanlıktır, kollayamadığım
aşk gizemli bir şarkıdır, dinleyemediğim
aşk isyankar bir korkudur, sonlayamadığım
aşk veremli bir türküdür, söyleyemediğim...
Geceniz hayr olsun...
Selametle...
huzeyfi tarafından 10/4/2009 1:44:26 AM zamanında düzenlenmiştir.
aşk; uhrevidir, ulaşılması güç olandır, kıymetli olandır, insanın içini yakan ve her yakışta yeni baştan alevlenip harlanandır...
gerisi boş laf, aşkın kıyısından köşesinden geçmeyen, hırs üzerine kurulu, nefs kokan ve alabildiğine yapışık günümüz birliktelikleri( hepsini kastetmiyorum) adı aşk olarak nitelendirilen birliktelikler...
bunlar birbirinden farklı kavramlar, anlayabilene..
her zamanki gibi yerinde ve alabildiğine hoş kelimelerle , güzel bir yazı kaleme almışsınız
saygı ve selam ile..