GEL-GİT
Günlerdir içimde büyük bir sıkıntıyla dolaştım durdum yollarda, kaldırımlarda, sokak aralarında. Taşıyamıyordum zaman zaman sıkıntım kalbime ağırlık yapıyor ve kamburum çıkıyordu. Buna rağmen yürümeye devam ediyordum. Güneşin en yakıcı olduğu saatlerde çıkıyordum yürüyüşe; belki güneşin kavurucu sıcağıyla yanan yüzüm yüreğimde yanan ateşten daha çok acıtır diye. Ama olmuyordu işte. Beni yakan şey belki de beni en çok ayakta tutan şeylerden besleniyordu. Henüz bilemiyordum.
Cadde boyunca ilerlerken düşünüp duruyordum ; acaba ben mi nehirdim akıyordum bu yol üzerinde yoksa bana bakan şu insanlar mı geçip gidiyordu hızla yanımdan. Çözemedim. Hırsım öfkem kalbimden çıkıyor ayaklarıma yöneliyordu. Bana dşkkatle baktıklarını sezince daha da öfkelenip hızlanıyordum. Küçük çocuklar, bu küçüklerin gencecik ve belki de henüz kendi büyümeyen anneleri, ergenlik krizindeki liseliler, adam olamamış kıllı adamlar, titrek bedenleriyle yürümeye çalışan yaşlı insanlar, ellerinde alışveriş torbalarıyla kadınlar, dükkanlarının önünde oturup serinlemeye çalışma sahnesini başarıyla oynayan meraklı esnaf insanı, zarif bedenleriyle ilgi odağı olmaya çalışan genç kızlar... Daha kaç çeşit insan vardı bilmiyorum. Dikkatimi çekenler sadece bunlardı.
Bir bakkalın önündeki gazetelerden birinin büyük puntolarla yazdıklarına takıldı gözüm. "SEÇİM LİSTELERİNE DEĞİL ŞEHİTLERE BAKIN!" Doğru ya yakında seçim yapılacaktı birileri gidecek başka birileri gelecekti meclise. Ama öte yandan terör devam ediyor ve gencecik insanlar ölüyordu. İşte hayat bu kadardı. Bu kadar basit ve kolay. Ve aynı zamanda bu kadar zor ve acı verici. Birileri gelirdi diğerleri gider. Çok erken ya da geç olması önemli değildi. Yürekleri yanan analar, kardeşler, babalar, insanlar mıydı önemli olan yoksa ülkenin yönetiminde olan bitenler miydi? Yoksa aslında HERŞEY VATAN İÇİN! miydi? Bunu bilmiyordum. Politikayla ilgilenmiyor ama acılara da ilgisiz kalamıyordum. Toplum için mi birey için mi üzülmek lazımdı onu da bilmyordum. Az önce yanlarından geçtiğim bu insanlar ne için yaşıyordu? Bunun farkındalar mıydı yoksa herşey bir oyun muydu? Peki ben bu oyunun neresinde nasıl bir karakteri çiziyordum?
Bir dizide görmüştüm. Koskocaman bir duvarda bir sürü insan vardı. Bu insanlar dünyadaki tüm insanları temsil ediyordu. Ve kız o anda dünya nüfusunu gösteren rakamları resmin üzerine yazıyordu. Fonda ise dünya nüfusunu söylüyordu bir ses: "6 milyar insan 6 milyar farklı ruh. Ve bazen aradığımız içlerinden sadece BİR TANESİDİR! Evet işte tüm bu karmakarışık halimde bile benim de aradığım yalnızca BİR TANESİYDİ.