GELECEK KORKUSU..

Gelecek korkusu; bu günü yaşayabilmenin en güçlü düşmanıdır:

İnsan düşüncesi en somut biçimiyle üçlü bir yapı sergiler..
1.Geçmiş düşüncesi….
2.Bu gün düşüncesi….
3.Gelecek düşüncesi…

Geçmiş düşüncesi insanlığın biriktirdiği tüm maddi ve düşünsel serveti; Bu gün düşüncesi, üretilmeye devam edilen bu servetlerin bu günkü durumunu..Gelecek düşüncesi ise, yaşamın sürdürülmesine ilişkin umutları dile getirir….

Geçmiş düşüncesi bir yaşanmışlığı dile getirdiğine göre tarihsel olandır ve oraya yaslanarak düşünce ve davranışlarımızın gelişimini izleriz…

“Bugün” ise yaşanan bir gerçeklik olması bakımından üzerinde durmamız gereken en önemli konudur..

Bugün, geçmişin ayakları üzerinde durur..

Geçmişin ayakları üzerinde durur ama yönelimi; ileriye, geleceğe doğrudur..Doğada ve düşüncede geriye dönüş yoktur…Tüm doğal maddi ve düşünsel süreçler, en basit ve alt olandan, karmaşık ve üst olana doğru bir gelişme çizgisi izlerler…

Evrimsel üç gelişme aşaması sırasıyla; inorganik (cansız)doğanın evrimi…Organik (canlı) doğanın evrimi.. Ve insanın toplumsal doğal evrimi; üçlü bir diyalektik yasalılık içinde bu çizgi üzerinde devinirler..

Günümüz modern toplumlarında bir insanın yaşamdan beklediği, bu günü yaşamaktan çok, yarını (geleceği) güvence altına almaya yönelik bir bilinç oluşturuyor.
İnsanların büyük bir çoğunluğu, bugünü yaşamaktan çok, geleceği düşünmek ve gelecek için yaşamak durumunda bırakılıyorlar. Oysa ki, bilimsel tarih anlayışı bize gösterdi ki, bugünü yaşayamayan kitlelerin, yarın için yaşama hakları çok kolay bir biçimde ellerinden alınır.
Bu gün tüm dünya emperyalistlerinin davranış biçimi, insanlığın geleceğini tasarlıyormuş gibi görünüyor; oysa yaşanan gerçek böyle değildir.

Bu metafizikçilerin cennet kandırmacasının değişik bir versiyonudur.

Kapitalist sistem, ancak canlı emeğin sömürüsünde bulur yaşamını.
Bu ise, bugün üretilene el koymaya denk düşer…..

Gelecek korkusu içine düşürülmüş insanların bugünü yaşayabilmeleri olanaksızdır
“Bugün”ü özgür ve bağımsız yaşayabileceğimiz güzel günlere ulaşabilmek dileğiyle..

Sedat Akıncı..