- 2720 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
ALTI
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
YORUMLAR
"Bütün okurlara buradan sesleniyorum: Eğer kalıbına güvenen varsa, okusun da anlasın!!! "
"Kalıbına güvenmek" !
Araştırmacı yazarlık adına utanç verici bir cümle !
Bu cümle bile avaz avaz ;
"Lütfen yazının geri kalanını okumayın, değmez " diye bağırıyor !
...ve bu adsız adla yazılan diğer ayzıları da keza...
Kuşkulanmaya başladım;
Bir edebiyat sitesinde miyiz, yoksa tehditkar külhanbeyi naraların atıldığı bir mahalle kahvehanesinde mi?
Bu sayfaya son gelişimdir;
ÖNECLİKLE "KALIBINA",
SONRA DA BİLGİ,BİRİKİM VE DONANIMINA , EN ÖNEMLİSİ İSE KİŞİLİĞİNE ,İNANDIKLARINA, DURUŞUNA VE KALEMİNE ,GÜVENEN BİRi OLARAK,
Bu safsataları okumayı kendime yakıştırmadığımdan
ve
Edep/siz edebiyata zaman ayırmamın benim için büyük bir kayıp olacağını düşündüğümden !
Edep yahu !
Gülten Kahraman
Gazeteci /Yazar
sevgili hazan, kürtlerin türk olduğu tezini maya olmaya yatırdığım yok. sadece bu durumun tespiti. kürtlerin bir kısmı, eğer papazların dümenine takılır ayrı bir ulus olma yolunu tutarsa bu da benim umurumda olmaz. benimkisi sadece tarihi kaynaklara ve etnik sosyolojiye göre, durumun tespiti.
millet olmak, ırk birliğinden ziyade bir kültür, terbiye ve mensubiyet meselesidir. herkes kendini ne hissederse odur. beni de hiç enterese etmez. herkes de nihayet ektiğini biçer.
dediğim gibi, benimkisi araştırma; o kadar..
ben efsanelerden gitmedim ama efsanelerde halkların etnik kökenlerine ışık tutar. demirci kava da unutmaki bir efsanedir.
ayrıca ben birkaç kitap okuyarak yazmıyorum. bu işi ciddi ciddi tetkik ettim.
yazdığın diğer şeylere cevaplar yeni astığım yazıda vvar.
katkın için tşk.ler.
allik tarafından 10/1/2009 9:37:41 PM zamanında düzenlenmiştir.
allik tarafından 10/1/2009 10:09:55 PM zamanında düzenlenmiştir.
yani güldane öyle bir yazmışsın ki, yazımı da kitabı da hiç okumamış gibisin.
yazıda zaten a. çay'ın böyle bir iddiasının olmadığını, bunun tarihi kaynaklarda yer alan efsaneler olduğunu ve bunu A. çay'ın kabul etmediğini söylemiştim.
Kürtlerin çapulculuk yapan ve cahil ve barbar olduğunu da söylemez A. çay. sadece o dönemdeki Arap kaynakalarında Kürt algısı bu şekildedir. kaynakları okuyan herkes bunu söylüyor. bunlara kürtçülerin baştacı yaptığı bütün batılı yazarlar da dahil. M. van Bruinessen ile David McDowal da buna dahil.
A. çay eserinde bu yaklaşımı eleştirerek şöyle demektedir:“Bu barbarlık yaklaşımı devrin İslâm kaynaklarının ortak yaklaşımıdır. Aşiret hayatı yaşayan ve medeni olmayan (şehirli olmayan) topluluklar için kullanılan barbar terimi, sadece İslâm kaynaklarında değil, eski Yunan, Roma ve Çin kaynaklarının ortak yaklaşımıdır.” (s. 50)
peygamberin kürtleri lanetlediğine dair rivayet ise bir efsanedir. şerefnamede yer alan bir rivayet aktarılmıştır. şerefname de bu efsaneyi halk arasından derlemiştir. bunu konuyla ilgili yazan birçok kişi de aktarmıştır.
dağlara sürülmüş karrada kelimesine dayanan rivayet ise mesudi'nin muruc uz zehep adlı meşhur eserinde vardır ilk olarak. a. çay bunu değerlendirmiştir
kitabın adına dikkat edersen "her yönüyle" yani kürtlerle ilgili her türlü bilgiyi ve belgeyi değerlendirmiştir yazar.
kitap elinde varsa tekrar okumanı öneririm. eğer kitaba bir cevap yazmak istersen sayfa numaralarını vererek bir yazı as. bunları tartışalım ve kararı da okura bırakalım.
selamlar
Hocam... Sahiden Kürtlerini Türklerden geldiği büyük bir safsata... Yani bunu kim yazarsa yazsın, safsata. Zaten Türkler Anadolu'ya geleli ne olmuş? Bin yıl bile olmamış... Bu kadar başkalaşmaları, aynı topraklarda farklı diller kullanmaları mümkün olur mu? Yapmayın Allah aşkına... Kürtler farklı bir millet olsa, ne olur? Kıyamet mi kopar? Ben bunu anlamıyorum... Kürtlerin Türklerle bir akrabalığı yok. Daha çok Araplarla var. Neden Türkleştirmek çabasında Türk milliyetçiler, ben onu anlamıyorum. Ben bu dili anlamıyorum...
Bu tür yazıların tek taraflı kalmayıp, karşılıklı yazılması taraftarıyım. Bu da buradan değil de müstakil yazılar halinde olmalı bence ve fikirlerin çarpışmasından hakikat doğmalı.
Kürtlerin aşağılanmasına, onların değil, hiç kimsenin aşağılanmasına razı değilim. İnsan, insandır ve herkkes eşittir. Birinin, diğerine üstünlüğü yoktur. Peygamberler de ayırım yapmaz, yapamaz. Böyle şeyler yazan yazarı kınıyorum.
Hiç bir ırk şeytan soyundan gelmemiştir. Böyle şeyler yazan, şeytanın arkadaşıdır. Araya nifak sokma çabasındadır.
Hepimiz kardeşiz. Biriz. BİR'in kuluyuz.
Mutluluklar...
Onur BİLGE
Kalıbıma güvenen birisi olarak yineliyorum ki alıntı yapmış olduğunuz çoğu şahıs yanlı, inkarcı ve gerçekleri çarpıtarak yazan şahıslardır bana göre ki başta Abdulhaluk M. Çay olmak üzere...
Her Yönüyle Kürt Dosyası'nda yazar Kürt varlığını inkar etmek için sanki tarihi yeniden yazıyor gibi örneğin Kürt'ler için dağ köylerinde oturan ve cahil oldukları için çapulculuk yapan ve Kürt'lerin şeytanın soyundan geldiğini iddi eden ve Kürt kelimesinin bir milleti tanımlamaktan çok barbar anlamında kullanıldığını söyleyen ve Kürt'lerin peygamberin lanetlediği bir halktır deyip Hz. Süleyman tarafından dağlara sürülmüş arapçada Karrad anlamında Kürt denen insanlardır diye söz eder o sizin namı değer ''Her Yönüyle Kürt Dosyası'' kitabından sadece bir kaç örnek sevgili allik. Şimdi böylesi düşüncelere önem veren insanların kalıbı mı çok iyi oluyor sizce?
sevgili kardeşim yüreğine, emeğine sağlık.
kalın çizgilerle altını çizerek tavsiye etmek istiyorum:"Prof. Dr. Abdulhaluk M. Çay hocanın, "Her Yönüyle KÜRT DOSYASI" kitabını lütfen okuyunuz. Ondan sonra da, egon von eickstedt'i, lucian rambout'u vesaireyi okuyunuz ki ne entrikalar dönüyor bizzat tanık olunuz.
Bilgiler, kaynaklar vs. gepsi güzel...Herkes yazdıkları ile bir şeyleri ispat peşinde... Siz kendi tarafınızdan haklısınız... Fakat öyle bir durama gelmişizki, bunları yayınlamak hiç bir işe yaramıyor.. Ne anlatırsanız anlatın...Türkiyede kürt sorunu var diye diye var haline gitirildi... kürtmüdür değilmidir tartışması da artık çok fazla bir şey sağlamaz...
Ben varım diyorsam ve buyum diyorsam siz ne derseniz deyin bunu değiştirmem söz konusu olmaz..Çünkü yıllar yılı bana sen busun denildi..
O sebeple bu tartışmların bizi bir yere taşıyacağından emin değilim... Artık geçti... Şimdi önümüze baklaım ve ne olmalı onu düşünelim...
Bir açılım furyası başladı... Bizi nereye taşıyor bakalım... Acaba bize ne getirir ne götürür..
Biz derken bütün Türk milletini içine alarak söylüyorum..
Türk milleti kavramı değişirse işte o zaman bölünmeler baş gösterir.. Bu vatanı vatan yapan en önemli unsurlardan biridir bu... Bu kavram bu şekilde kaldıktan sonra kim nedir ne değildir çokta önemli değil açıkçası...
..Ve unutulmamalı ki bizler aynı zamanda din kardeşiyizde..
Bu vatanı bölmek isteyenlere karşı birlikkte yol almak gereklidir..
Ben bir araştırmacı değili...Ev hanımıyım.. Bakış açım böyledir... Geçmişe takılmadan ,ama ders alarak yol almalıyız...
Teşekkür ederim...
Gül Şehri tarafından 10/1/2009 11:35:15 AM zamanında düzenlenmiştir.
Değerli hocam,
Araştırmalarınızı daha da derinleştirerek kitlelere ulaştırmaya çalışmak gerekir.
Birde şunun yapılmasında fayda var; kürt aşiretlerinden gelen değerli araştırmacıları, konusunda uzman olanları bir araya getirerek özel ekipler kurulmalı ve halkımız eğitim yolu ile yanlışlardan döndürülmelidir! Devletimizi ve milletimizi yakın gelecekte büyük belaların içine çekilmeye çalışacak emperyalist güçler . Zaten değil midir maşaları ortalıklarda FEVERANSIN edip, iç savaş hazırlığı yaptırılmaktadır...
Ne kadar yazılsada, çizilsede bildiklerini okuyacaklardır kafaları ve yürekleri çalınmış olanlar. Kendilerine karşı gelenlerede küfürler savurup ; YUNANSIN, BULGARSIN vs.gibi iftiralar atıp gülünç duruma düşmektedirler :)))
Sayın hocam,
Araştırmanızı kitap veya kitapcık haline getirmenizi rica ediyorum.
Değerli kardeşimiz Göktürkmen beyefendinin fikirlerine iştirak ettiğim gibi, belirttiğim araştırmacılarla ilgili düşüncelerine katılamıyacağım...
Saygı, hürmet ve selamlarımızla...
direnis tarafından 10/1/2009 4:02:10 AM zamanında düzenlenmiştir.
Asıl Çelişki Öznel Yazımlı Lojilerdir. Henüz Gerçek Türkbilim Yazılmaya Başlanmadı:
Batı merkezli Türkbilim ve “Kürdolojik” verilerin, doğruluk ve bilimsel gerçekliği karşılamak bakımından, nesnellikten daha ziyade öznel olduklarını düşünüyorum.
Asıl tartışmaya açılması gerekli olan budur. Bu, bizi, Batı veya Doğu toplumbilimsel kavramları ile tanımlanmaya isyan etmeye getirecek, özgün bilgi birikiminden çıkacak olan öz kültürel değerlerimize varmaya ve bu konulardaki doğrularımızı bulmaya vesile olacaktır.
Emperyal yazım Türkoloji ve “Kürdoloji”, bölümsel olarak övücü, gaza getirici bir söylem tutturmuşken, bütünselliğine bakıldığında birbirine düşürücü ve büyük ağabeyin (emperyal ağa ulusların) dediklerine, bilgi teorisi anlamında dahi karşı çıkılmaması gerektiğine dair bir buyurganlık arzeder.
Bana hep komik gelmiştir örneğin: Horasan ve Mezopotomya tanımı yapan batılı oryantik yaklaşım… Veya Orhun bulgularına “Mongoloid” diyen batılı ilk yaklaşım. Devamında ise; Orhun bölgesini ve buluntularını tabir-i caizse adeta “pat diye” ortaya çıktı diye niteleyen ve açıklayan, buluntuların öncesini karanlık ve muallakta bırakan Batı merkezli saçmalamalar !
Kimse sormaz mesela, Orhun buluntuları ve alfabesi bağlamında kastediyorum. Bir dil, kaç bin yılda alfabetik hale gelerek konuşma ve yazı dili olmak ötesinde, abidevi bir sanat dili olabilir diye ?
Tarih yazımında başlangıç alınan tercih, kasıtlı bir öznellikle Batı merkezli ise, merkeze koydukları Hint-Aryen ve Grek-Latin-Roma çıkışlılık asıl tartışılması gerekli kısımdır. Kimse bunu yapmıyor, onların koyduğu kurallara kuzu kuzu uyuyor halbuki?!
Bu nedenle Prof. Ögel, Kirzioğlu, Kafesoğlu, Turan gibi tarihçiler, batılı Türkolojik nas ve bulguları tekrarcı tarihçilerdir. Bundan öte, Türk Budunsallığına yaptıkları yeni veya yeniye katkılamak açısından fazlaca bir etkileri olduklarını düşünmüyorum.
Bir başka arkadaşımızın belirttiği Arvasi, Prof.Akgündüz, Altaylı gibi şahsiyetler ise tarihlerini 1301 Ermenibeli Savaşı, hadi bilemediniz 1071'den, Malazgirt'ten başlatırlar. Arap ve Fars emperyalizmine dinsel maskeyle övgü ve öyküler düzerek, yukarıdakilerden sadece derece farkıyla ve çok az farklarla ayrışırlar. Doğu ve Batı emperyal yazım farkını anlatmak istiyorum, böyle anlayabilirsiniz...
İçerikleri ve farkları, amaçlanmış emperyal somutun soyutunu bütünleyecek biçemde aynıdır. Tartışılmaz ve hikmetinden sual olunmaz bir Doğu ve Batı emperyal yazımlar bütünselliği ile karşı karşıyayız yani, şaka yollu böyle bir gönderme yapabiliyorum.
Bundan sonrası ise, karşı cenah olan Kürt tarihi(!) yazımcıları Nikitin, İzady, Tori, Minorsky, Bender, van Bruinessen vd., vb. gibilerinde, konuya Batı kaynaklı doğmatik bilgi birikimini (kendi açılarından bakarak) tekrar etmelerinin dışında ve bundan öte bir söylem ve yenilik getirmediklerini düşünüyorum.
İyi geceler dilerim.