YARDIM ET, MUTLU OL!
Bir akşam, iş çıkışı eve gidiyordum. Hava oldukça rüzgârlıydı… Öyle ki, gözlerime toz girmemesi için başımı hafifçe yana çevirerek ve gözlerimi kısarak yürüyordum. Bir ekmek fırınının önünden geçerken yaşı elli-elli beş civarında olan bir amcanın, yolun aşağı istikametine doğru hızla koştuğunu gördüm. Dikkatlice bakınca, hemen ön tarafında plastik bir park levhasının hızla sürüklendiğini ve bu amcanın onu yakalamak için koştuğunu fark ettim. Yetişemeyeceğini anlayınca ben de onun peşinden koştum. Kısa bir süre sonra levhayı yakalayıp getirdim ve amcaya teslim ettim.
Nefes nefese kalan amcanın gözlerinin içi gülüyordu. Eliyle omzumu sıvazladı ve güçlükle “Çok sağ olasın evlat” diyebildi. O minnet dolu bakışlar benim de gözlerimin içinin gülmesini sağladı. Bir anda, bütün gün boyunca birikerek omuzlarıma binen günün yorgunluğunu unuttum ve neşeyle yoluma devam ettim.
Böyle küçük bir örneği özellikle paylaştım. Çünkü bu kadar küçük bir yardım bile insanı neşelendiriyorsa elbette yardımın büyüklüğü nispetinde mutluluklar da artacaktır.
Birçok kişisel gelişim kitaplarına imza atan yazar Anthony Robbins’in bir kitabında yardımlaşmayla ilgili dikkate şayan bir kesit yer alıyor. Konumuzu daha iyi anlamamıza yardımcı olacağını umduğum için bahsetmeyi uygun gördüm.
Anthony Robbins kitabında, yardıma muhtaç insanları araştırıp bulduğunu, ihtiyaçlarını öğrendiğini ve gereken yardımı yaptığını söylüyor.
Bir defasında böyle yardıma muhtaç ailelerden birisi için bir markete gidip alışveriş yapar ve gidip kapıyı çalar. Kapıyı açan ev sahibi bayan, hiç tanımadığı birisinin içerisinde erzak dolu olan poşetleri kendisine vermek istemesine çok şaşırır ve ister istemez nedenini ve bunları verenin kim olduğunu sorar. Robbins “Bunları sizi çok sevdiğini söyleyen bir akrabanız gönderdi, ama kim olduğunu size söylemememi özellikle tembihledi” şeklinde cevap verir. Kadının yüzündeki sevinç ifadeleri kişiyi huzurlu etmeye yeterlidir. Robbins daha sonra civardaki en yakın parka gidip bir bankta oturduğunu ve o kişinin yüzünde beliren mutluluk ifadesini hayal ettiğini söyler. Ve bu tablonun ona uzun süre yetecek bir mutluluk kaynağı olduğunu sözlerine ekler.
Evet, bu mutluluk insanın sadece şahsını etkilemekle kalmayacak, ailesine yansıyacak, oradan yakın çevreden başlayarak genişleyecektir. Tıpkı suya atılan bir taş gibi... Helezonları hem sayısızdır hem de büyüyerek yayılır.
İnsanın imkânları yerinde iken yardıma muhtaç olanları tespit etmesi ve onların imdadına koşması, hem din hem ahlak normları ve hem de insanın sosyal bir varlık olması açısından yerine getirmesi gereken görevleri arasındadır. Zaten bunları yapan bir insan, fert olarak görevini yerine getirme sevinç ve huzurunu yaşayacaktır kalbinde.