hayal gücü denemesi...
Dünya ile güneş’in aşk’ları; ilk oluşumun kıvılcımları evrene düştüğü anda başlamıştı. Zaman kavramının henüz; dillere dolanmadığı, insan denilen neslin üremediği anlardı. Adem babamız ile Havva anamız cennet bahçesinin aşk merdiveninde; gençlik şurubuna banarak yaşamlarını tatlandırıyorlardı.
Şeytan aklının da olduğunun farkında değildi. Şekilden şekile girecek kadar olgunlaşmamıştı. Olgunlaştığında ise; insan nesli dünya sahnesinde yerini almaya, dünya güneş’ e olan aşk’ını inkar etmeye başlamıştı. Güneş’e bir zamanlar deliler gibi aşık dünya; yaşına bile bakmadan; insan aşkı ile tutuşuyor, divane bir halde yeniden düzenini kuruyordu.
Tüm kaosların başlangıcı; dünya’nın güneş aşk’ ından vazgeçip, insan aşk’ına inanması ile olmuştu. İnsanların nankör olabileceğini hiç hesaba katmamıştı. Hala; cennet’i arzulayabileceklerini ise aklından dahi geçirmemişti. Cennet’i, cehennemi hiç bilmezdi.
Düşündü,taşındı. İki büklüm kaldı,doğruldu. Ne yapmalıydı?
Günler geçti,aylar geçti,yıllar geçti,asırlar geçti. Sonunda cevabını buldu. Akıl aldatmacası denilen şeytan’ın aldatmacasını kullanacaktı. Sorun nasılkılık değiştireceği idi. Artık;şeytan’ a danışma zamanı gelmişti.
-Sen yılan sureti ile yasaklı meyvayı yedirip, insanları cennetten kovdurdun. Onları aldattın.Şimdi; ben de aldatmak istiyorum. Ne yapmalıyım?
-Senin işin daha kolay. En azından; şekilden şekile girmek zorunda değilsin. Ayrıca; kovulma gibi bir durumunda olmayacak.
-Sorumun cevabını verecek misin?
-Elbette dost... Senin için bir kıyak yapacağım. İnsanların cennet’ e gitmek için tapmaya ihtiyaçları var. Bu yüzden; Tanrı yaratacağız. Ayrıca; seni de cennet ve cehennem için hazırlanma ve ders verme yeri olarak göstereceğiz.Böylece; hem insanların istedikleri olacak,hem senin istediğin...
-Nasıl yani!
-Sen bana güven Yanlız; senden bir ricam var.İnsanlar beni kötü bilecek. Ayrıca; karanlık benimle adlandırılacak. Gece şer getirir sözünü de iyice belleklerine kazımayı unutma.
Böylece; dünya ve şeytan pazarlığının sonucunda;
Yeryüzünde; "adım atmaya korkan, cesareti olmayan, şehvet düşkünü, can sıkıntısı ile kendilerine savaş açan" Tanrılar oluşmaya başladı. Çocuk Tanrı, yetişkin Tanrı, oğul Tanrı, baba Tanrı, ana Tanrı, koca Tanrı diye isimlendirilen.
devamı gelebilir.
saygılarımla..
YORUMLAR
Çok güzel bir konu yakalayıp bunu nasrettin hoca fıkrası tadında ele almışsınız.Gerçekten dinler tarihini okuduğunuzda göreceksiniz ki;her toplum kendine göre bir din ve tanrı yaratmıştır.İnsan evreleştikçe ve beyni geliştikçe bu inanç ve tanrı kavramıda gelişmeye göre bir hal almıştır.İnsanlar önceleri korktukları ve insan gücü ile baş edemedikleri her şeye tanrı gözü ile bakmışlardır.Rüzgara,güneşe, aya, suya ve ateşe ama sonucunda her bir gücün sonunun olduğunu görmüş ve en sonunda tanrıyı görünmez kılmıştır.Gelişmiş toplumlar bu konuda daha şanslı ve avantajlı bir konuma gelmişlerdir.Bu toplumda güç ve tanrı gerçekten para olarak yerini almıştır.Geri kalmış cahil toplumlar ise içlerindeki o manevi boşluğu ve ezilmişliği gidermek için dine ve tanrıya sığınmayı yeğlemişlerdir.Tabiiki bu durum o insanları yönetenlerinde işine o kadar çok yaramaktadır ki;itirazsız ve kadercilik sayesinde gül gibi ülke yönetmektedirler. Yani bir yönüyle o bahsettiğiniz şeytan aslında bu kesimin işine daha çok yaramaktadır.Güzel bir konuydu, teşekkürler.
Valla benim çok hoşuma gitti elbette kurgu fakat güzel bir kurgu... VE
FİNAAAAAAL. Güzel bağlanmış... Çok doğru çok...
Yalnız devamını da ben ilave edeyim iki satır...
Gel olmuş git olmuş aradan uzun yıllar asırlar geçmiş İnsanların beyinleri biraz daha mı gelişmiş yok sa biraz gram olarak mı azalmış insan dan tanrı yerine öyle bir şey yapalım ki bütün dünya insanları itiraz edemeden tek tanrıya tapsınlar denmiş ve para icat edilmiş... Böylelikle Tüm insanlığın tanrısı kendi icat ettikleri para oluvermiş.. Ki ne sevgiler, ne dostluklar, ne vicdan, ne biz kalmış tek şey varmış artık para, para, para... Ve benlikler çoğalmış herkes herkesi paraya satar olmuş... Bombalar paradan sonra, kavgalar, savaşlar paradan sonra tüm kötülüklerin anası para babası para olmuş. Artık ne kadar veriş o kadar alış... Ne kadar para o kadar insan olmuş insanlık da böylece tamamen yok olmuş...
Sevgiler, saygılar...
Elbette dost... Senin için bir kıyak yapacağım. İnsanların cennet’ e gitmek için tapmaya ihtiyaçları var. Bu yüzden; Tanrı yaratacağız. Ayrıca; seni de cennet ve cehennem için hazırlanma ve ders verme yeri olarak göstereceğiz.Böylece; hem insanların istedikleri olacak,hem senin istediğin...
Hayal dünyamızın sınırları yoktur ki.ç Önemli olan o sınrısız hayal gücümüzle iyiyie ve doğruya ulaşabilmek galiba.
Güzel bir yazı. Saygılar
yazımı;herhangi bir art niyetle yazmadım. Bazen siyah siyahtır deriz. Peki; neden siyahtır bunu araştırmak istemeyiz. İlk insanların dine bakışlarını kendimce anlatmaya çalıştım. Ayrıca; her zaman Tanrı arzusunda olmuşuz. Doğru ya da yanlış..Putlaştırma eğilimiz hep olmuş..Daha sonradan ve günümüze dek gelen zaman içinde de paranın da putlaştırılması var.
değerli yorumunuz için teşekkür ederim..
saygılarımla..
Hayal gücü denen olgunun daha yararlı alanlara kullanılması dileklerimle.
Yeryüzünde; "adım atmaya korkan, cesareti olmayan, şehvet düşkünü, can sıkıntısı ile kendilerine savaş açan" Tanrılar oluşmaya başladı. Çocuk Tanrı, yetişkin Tanrı, oğul Tanrı, baba Tanrı, ana Tanrı, koca Tanrı diye isimlendirilen.
Buraya katılıyorum, ne yazık ki insanoğlu en çok parayı putlaştırmış...