- 1100 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
TEL _ EVİZYON MU ?
Umutlarım çok büyük ve erişilmezdi ,1970 yıllarında,ülkemiz televizyonla tanıştığında.İlk televizyonumuzu,Almanya’da (öğretmen olmasına karşın) işçi olarak çalışan ablam, oradan getirmişti.Henüz,hiçbir komşumuzda ve yakınlarımızda televizyon yoktu.O yılların özelliği olan,paylaşımcılık duygusu ve sorumluluğu doruklardayken;Akşamları konuklarımız hiç eksik olmazdı.Sohbetler ve çerez eşliğinde, televizyon izlemenin tadını ve beraberinde getirdiği yorgunlukları hala unutamıyorum.
Televizyon,görsel ve işitsel işleviyle,olanaksızı başarıyordu.Gidilemeyen Ülkeler,görülemeyen filmler,konserler,shovlar,denizaltı ve gökyüzü dünyası; bilgi yarışmaları...bir el uzaklığındaydı hepsi.Kalkıp açıyordunuz televizyonu,dünya gözümüzün önünde.Manzarasıyla,insanıyla,kültürüyle...Mutluyduk,bilim-teknik haberlerini görsel izlemekten.Televizyon,her eve gerekir düşüncesi yayılmaya başlamıştı.Ve insanlar satın aldılar televizyonlarını,TAKSİTLERLE, zorlanarak,bir başkasına konuk olup,rahatsız etmemek düşüncesiyle...
Televizyon,küçükten,büyüğe olumlu birşeyler katıyordu dağarcıklara,film,konser,belgesel,güldürü,yarışma ve kültür, haber proğramlarıyla...EVden çıkma olanakları olmayan ev hanımlarımız, el işleri dantel ve örgülerini yaparken televizyonla oyalanıyor;yalnız yaşayanlara da can yoldaşı oluyordu,görüntüsüyle,sesiyle...Düzenli yaşamı pek bozmadan,akşam yemekleri sonraları, okula gidenlerin ,ödevleri bitirme koşuluyla; ailenin bir arada olduğu anlarda bir eğlenCe,vakit geçirme aracıydı TELEVİZYON.
Şimdilerde mi? Sormayın.Televizyon oldu EROZYON yani TEL EVİZYON.Evde ve okulda verilen eğitime darbe vurmuş,ÇÖKERTMİŞTİR.Erozyon işlevini görmekten öte gidemiyor.Bilgi yarışmaları,belgesel ve ödüllü filmler yok denecek kadar.Diziler mi?Hemen hemen her dizide bir Mafya çıkıyor ortaya.Öz dilimizin yozlaştırıldığı,argo ve mafya ağzıyla sunumlar.Güven ve sevgi ortamı olması gereken Kutsal Aile kavramı, her dizideki Ahlaki yapının bozukluğu ve aile bireylerinin birbirinden kopmuş bağlarıyla ,Erozyana uğratılmadı mı? Gençlerimiz, ,bozulmuş ,yönünü yitirmiş,eksenleri kırılmış ve olumsuz olan bu ÇARKA özendiril miyorlar mı?Çek bir klip,ünlü ol mesajı veril miyor mu okuyan ,ümitleri olan gençlerimize?
Giysi değiştirir gibi sevgili değiştiren,Aile kavramını hiçe sayan,gece eğlence bataklarında boy gösteren ünlülerimiz yerine;toplumda,akıl ve bilim yoluyla ERDEMLİCE, SAYGIN BİR DÜZEYE gelmiş kişilerin aile ve iş yaşantıları ,gençlerimize daha iyi örnek olmaz mı sizce de? Yazılı basın ve Kitap satışları sonuçlarına bakılırsa ,istatiksel olarak, okumayan bir gençlik var karşımızda! Araştırmayan ve ,sorgulamayan çogunlukla...Şimdi yineliyorum.TELEVİZYON MU ? TEL _ EROZYON MU? TEL_EVİZYON.
Nur Benlioğlu
YORUMLAR
Erkek Mustafa'nın evinde seyrederdik televizyonu(akşamleyin iş dönüşünde, bir hısımın evinde) Muhtar Mehmet Ağabey ile... Sağolsun, Nimet Abla yüzündeki tebessümünü, hiç eksiltmezdi kimselere.
Böyle çokca yorumlar yazılabilir ancak; gün geldi ki, en âlâsından alındı evlere... lâkin, kimliksizleştikçe; Vatan Hainliğine kadar uzandı kimi yayınlar...!
Öyle çığrından çıktı ki, Makâlesini yazıp- mahallî gazetedeki köşemde yayınladım. İbret olsun diye de Sitemizde yayındadır.
Saygım ve Selâmımla Sağlıcakla kalınız, Efendim.
Kadir Yeter. 12.01.2011 TRABZON.
Vaktiniz olursa:
http://www.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=12096 ve
http://www.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=9137
TEL- EROZYON olduğunu düşünüyorum. Toplum olarak seçici değiliz, düşünen hiç değil. seçici olmak için birşeylerin farkında olmak gerek, farkına varmak düşünmekten geçer. Kimler düşünür ? okuyan, kendini geliştiren. Nerde o toplıuluk ? Azınlık. Hemde çok azınlık. DİZİ VE MAGAZİN İZLEMEK VARKEN KİM DÜŞÜNÜR Kİ ? Harika bir konu işlenmiş. Hatta bu konudan seriler oluşur çok geniş.
Kişi İslam fıtratı üzerine gelir dünyaya...Yani mevcut donanımları ile gelir..Asolan donanım kendine unutturulursa, veya ortadan kaldırılırsa yerine başka başka donanımlar sunulur kendisine ve kişi zamanla kendisine yabancı ve zararlı olan bu donanımları benimser ve aslolan yerine koymaya başlar ve artık yaşantısında bunlar kabul görür...Bu ise hüsrandır...
"Asr'a and olsun ki insan hüsrandadır."
Hayırlı günler...