Karışık Resimler !
Karışık Resimler !
Bir rüya gibi ,mutlu günlerin resimlerini ,mutlulukları
mızı gözlerimle çekmiştim . Tek tek bakmak istedim bu gece,ka
rışık resimlere ...
Kalabalık bir aileydik, yakın bağlarla aynı evde yaşıyorduk.Üsküdar`da...
Böyle aynı sofrayı,paylaşmak ne keyifmiş meğer ,hiç canımız sıkılmazdı,tv yoktu,net yoktu,cep tel yoktu,ev tel kimselerde
yoktu.
Kocaman bahçede akşam olmasını istemezdik,özellikle tatil dönemleri tabi ... Meyveli ağaçlar,sebzeler , çiçeklerin her çeşidi,meyve yol hopla zıpla amcanın kızı,kardeşlerin,halanın oğulları oh lay lay lom.. koş zıpla oyna ;hormonsuz ve teknolo
jisiz bir hayat ,dostluklar,komşuluklar,akrabalıklar olan ,birdaha ele geçmeyen günlermiş.
Yan bahçemizde ki komşularımıza ,sabah günaydınlarıyla baş
layan o tatlı muhabettler.Bahçelermizde yapılan hıdrellezler
akşamları çardak altı sobetleri,bayram sabahları,çocukluk defilelerimiz,bayram paralarını saymalarımız.hafta sonları çamlıca tepesinden İstanbul u seyredip çam havası aldığımız sağlıklı günlerimiz,ozamanlar boğazköprüsü yoktu ,natureldi İstanbul ; taşlaşmada yoktu.
Cam gibi denizlerimiz şeffaf kendini görebilirdin hatta balıklar kaçışırdı ,ürkerdi a aa ayna gibi demelerimize .Haftada dört kez ;
Uskumru balığı yerdik okadar boldu ki,oysa bugün deniz anaları bile yok oldu. Adalara gitmek lüksümüzdü ..Birde mimozların mevsimiyse ,işte tatil bir günlük kana kana iç dur.
Cumhuriyet bayramları ve Zafer bayramlarında meşalelerin aheste aheste yanışları ne heyecan katardı bayramlara..arada
yaz geceleri sokalarımızdan cambazlar geçerdi , ip cambazlarıydı bunlar çok sevinirdim bir de çok korkardım tel,ip koparmı diye babama sık sık sorardım. Sokakarımızda araba sayısı çok azdı ,bizim yoktu,gümrükte çalışan kiracımızın impalası vardı ,akşam üzerleri evine gelince ,herkez balkondan impala arabaya hayranlıkla bakardı,birde büyük oğulları Telatın motosıkleti vardı;kısa bir süre sonrada babası bikaç kez düşüp kolunu kırdığı için satmıştı...!!!!!!!!!!!!
Her mahallenin bekçileri vardı sabaha kadar uyumazlardı ,hiç hırsız girmezdi evlerimize,düdük çaldıkları zaman ben yorganı başıma çekerdim ,birazda titrerdim. Akşam üzerleri
küçük el arabalarıyla dondurmacılar geçerdi ,çocuklar sıraya girerdik,ben limonlu ve çikolatalıyı çok severdim,hala da çok severim favorimdir ikisi.Silivri yoğurtçuları geçerdi ,omuzlarında tahtaya bağlı iplerde tepside ,kaymaklı silivri yoğurdu ,kg bir liraya diye bağırırlardi,kaymaklarını şekerle yemeye bayılırdım. Darbukalı macuncularımız vardı,renkleri gökkuşağı gibiydi,her renginden çıraya sardırırdım. Bir de şiir okurlardı onların şiirlerini dinlerken macunu yemeği unuturdum ,sıcaktan erirlerdi,ellerim ballanır annem çok titizdi,görmeden tulumbadan su çekip yıkardım ,babaannem o tulumbalı kuyuya karpuz atardı,çatlardı karpuzlar,bazende samanlı buz alırdık kasaptan, buz satarlardı,buz dolaplarımız yoktu .Tel dolaplarımız vardı.Perşembe akşamları da radyo tiyatrosu dinlerdik,pazar günleri de Rahmetli Nedet Selçuker şiir okurdu radyoda,hiç ses çıkarmaz sessizce dinlerdik,ne güzel günlerdi o günler ,KARIŞIK RESİMLER bitti ..!Şimdi düşünüyorum da rüya gibiydi masal gibiydi..Çağ teknoloji çağı çağ hormonlu gıdalar çağı..Gözlerimle çektiğim karelerdi !
YORUMLAR
Televizyonsuz ve telefonsuz hayatı hiç yaşamadım ama hep özenmişimdir. Annem ve ablalrım anlatırdı gaz lambasının ışığında yaşadıkları hayatı. Elektrikler kesildiğinde ne çok sevinirlerdi eskiyi yad etmek adına. En kötüsüde biz hiç cocuk olamadık; ağaçlara hiç tırmanamadım mesela ağaç görmedim çünkü. Yada ablamlar gibi çukur kazıp içine çamurlu su doldurup kim daha çok çamurlanacak oyunuda oynamadım. Çocukluğum boyunca tek ve ilk yaptığım şey ayı oynatan birinin peşine takılıp gitmem oldu ki dönüşte epey bir korkutmuş ve herkesi seferber etmişim onu gördüm.
Ahh nerede o eski günler diye bir anım ne yazık ki yok! Ama o herkesin birbirini tanıdığı ve yardım sever, iyilik sever zamanlarda olmayı çok isterdim. Herşeyi doğal haliyle hatırlamayı. Siz şanslı nesilmişsiniz herşeyi doğal olarak yaşamışsınız.
Yazınız çok güzeldi, etkiledi.
Saygı ve sevgilerimle.....
Ne güzel anlatmışsınız o güzelim eski İstanbul günlerini, gecelerini. Şemsipaşa Parkını unutmuşsunuz ama, bir de yazlık sinemaların eşsiz zevkini. Konu komşu, eş dost toplanıp gidilen.
Gerçi ben Çamlıca' dan boğazı seyrederken köprüsüz halini anımsamıyorum, eminim o zamanlarda çok güzeldir.
İstanbul her zaman güzel, ancak eski İstanbul anılarına doyulur gibi değil gerçekten.
Yüreğinize ve kaleminize sağlık sevgili Oya. Saygılar..