- 1197 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Ne de Güzel Halkçılık Ama,
Ne de Güzel Halkçılık Ama,
Bir sabah milletvekilleriyle birlikte trene binen Atatürk,
kondüktörün milletvekillerinden bilet parası almadığını görünce şaşırarak nedenini sormuş,
trenin milletvekillerine bedava olduğunu öğrenince de epey sinirlenerek,
’NE DE GÜZEL HALKÇILIK AMA’
demişti.
***
Bu olaya şahit olup sinirlenerek tepkisini ‘’NE DE GÜZEL HALKÇILIK AMA’’ sözüyle dile getiren Atatürk’e göre halkçılık nasıldı.
Atatürk’ün halkçılık ilkesinin üç temel öğesi vardı; Halk Egemenliği, Eşitlik ve Sosyal Dayanışma.
(*) Halk Egemenliği; yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti belli bir zümreye, belli çıkarlara sahip kimselere değil halka dayanmıştır.
”Yeni Türkiye devleti halka değer veren bir devlettir, halkın devletidir.”
“Bugünkü varlığımızın temel niteliği milletin genel eğilimini ispat etmiştir, o da halkçılık ve halk hükümetidir “
’Bizim görüşümüz ki halkçılıktır, kuvvetin, kudretin, egemenliğin, idarenin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır, yine şüphe yok ki, bu dünyanın en kuvvetli bir esası, bir ilkesidir
’’ Halkın devletinde bütün güç halkındır, halk kendi geleceğine kendi sahip çıkar,’’ “Bizim hükümet biçimimiz tam bir demokrat hükümetidir ve dilimizde bu hükümet halk hükümeti olarak ifade edilir’’
(*) Eşitlik; Atatürk halkın içinde ki tabaka ve kümeleri sadece iş alanları bakımından farklı görmüştür.
Atatürk’ün halkçılık anlayışına göre bütün bireyler birbirine eşittir, her meslek sahibi de diğerleriyle aynı saygınlığa sahiptir, bütün vatandaşlar birbirine eşittir, kimsenin ayrıcalığı yoktur.
‘’Türkiye Cumhuriyeti halkını ayrı ayrı sınıflardan oluşmuş değil ve fakat kişisel ve toplumsal hayat için işbölümü itibariyle çeşitli mesleklere ayrılmış bir olarak görmek esas ilkelerimizdendir.”
‘’Bizim halkımız çıkarları birbirinden farklı sınıf halinde değil aksine varlıkları ve çalışmalarının sonuçları birbirine lazım olan sınıflardan ibarettir.’’
(*) Sosyal Dayanışma (Sınıfsızlık, İşbölümü) : Atatürk’e göre halkçılığın temel esaslarından biri de halkın mutluluğunun gene halkça bir bütün olarak sağlanmasıdır. Bunun içinde herkes çalışmalıdır.
“Ne olduğumuzu bilelim, kurtulmak, yaşamak için çalışan ve çalışmaya mecbur bir halkız. Bundan dolayı her birimizin hakkı vardır yetkisi vardır. Fakat çalışmak sayesinde bir hakkı kazanırız. Yoksa arka üstü yatmak ve hayatını çalışmaktan uzak geçirmek isteyen insanların bizim toplumumuz içinde yeri yoktur.”
O halde halkçılık toplum düzenini çalışmaya, hukuka dayandırmak isteyen bir toplum sistemidir.’’ Çalışma sonuçları dengeli olarak değerlendirilecektir. Toplumdaki çeşitli kesimlerin çıkarları birbirine denk sayılmalıdır ki toplumsal barış kazanılsın ve sürdürülsün’’
****
Peki, Atatürk günümüzde ki milletvekillerinin dokunulmazlıklarını, maaşlarının 9 bin liranın üstünde olduğunu, milletvekili maaşı yanında emekli iseler emekli maaşlarıyla birlikte 12 bin liranın üstünde maaş aldıklarını, milletvekilliği süresince emekli maaşlarının da kesilmediğini, çok ucuza en kaliteli yemeği yediklerini, sembolik bir ücret karşılığında en lüks sosyal tesislerden faydalandıklarını, beş yıldızlı sağlık hizmetlerinden faydalandıklarını ve bütün bunlar yetmezmiş gibi protokol krizi olmasın, trafikte önleri kesilmesin diye vekillere özel T.B.M.M. veya M.V. yazılı ya da kırmızı plakalar verilmesini, T.B.M.M de 9 m2 olan odalarının 42 m2 ye çıkarılmasını, meclis divan toplantısında bir danışman ve bir sekreterle çalışan vekillerin üçüncü bir personel talebi gibi yeni yeni isteklerle gündeme gelerek aslına değil sadece kendilerine hizmeti esas aldıklarına şahit olsaydı,
Yine, ekonomik kriz ortamında lüks makam uçaklarına ve milyon liralık lüks makam araçlarına bindiklerini ve üç dört yılda bir bu makam araçlarının milyonlarca liralar ödenerek yenilendiğini ve en küçük makama kadar lüks makam araçlarının alındığını görseydi,
İşsizliğin %19 olduğu,(TÜİK’in son verilerinde %13,6) yılın ilk sekiz ayında bütçe açığının %779,9 artarak 31milyar 339 milyon liraya ulaştığı ve daha da acısı yılda en az 200 kişinin (TÜİK verilerine göre) Afrika’nın geri kalmış ülkelerinde görüldüğü gibi beslenme ve vitamin yetersizliği sebebiyle (açlıktan) öldüğü gerçekleri ortadayken vekillerimizin bu lüks harcamaları ve bitmeyen istekleri ne derece doğru ve kabul edilebilirdir.
Milletvekillerinin trende bir bilet parası ödemeden yolculuk etmesine çok sinirlenerek ‘‘NE DE GÜZEL HALKÇILIK AMA’’ diyerek öfkesini ve tepkisini anında dile getiren Atatürk, bugün ki çarpık durumu görseydi nasıl bir tepki gösterir, öfkesini hangi sözlerle dile getirirdi acaba…
******
Yararlanılan Kaynaklar:(*) Atatürk ilke ve inkılâpları tarihi:Ahmet Mumcu.- Atatürk’ten düşünceler: A.İnan. - T,T,K, TC, İnkılâp tarihi ve Atatürkçülük: M.K. Su, A,Mumcu. - Atatürk ilkeleri: Î.Z.Eyüpoğlu. Soner Bardakçıoğlu.
Dinçer Demirel
YORUMLAR
Acaba gerçekten öyle mi? Eğemenlik kayıtsız şartsız milletmidir"
Ben artık buan inanmıyorum. Halk önce fakirleştirilip sonrasında, padişahşlık gibi liderlere ve belli partilere muhtaç bırakılan bir ülke de eğemenliğin millette olduğuna inanlar var mı acaba?
Yazınız bu günümüze çok güzel ışık tutmuş Okunması gereken çok güzel bir yazı. Umarım dikaktlerden kaçmaz. Kutluyorum ve teşekkür ediyorum kaleminize. Saygılar