YAŞAM, ÖLÜM VE BEN
Gölgelerdeyim: karanlığın avucunda, aydınlığın kucağında; ölümde, yaşamın en uç noktasında; varlıkta, olmamakta; aşkta, yalnızlıkta..
Aydınlıklardayım: tan yerinde, gecede; semada, yeryüzünde; kalplerde ama hep görünmeyenlerde; herşeyde aslında hiçbirşeyde; herkeste, kendimde..
Nefes almaktayım, yaşamaktayım.. Aslında ben ölüme koşmaktayım, ben karanlıkta gözlerimi aydınlığa kapatmaktayım.
Ölümün kucağında yaşamın eşiğine giriyorum. Gölegelerin arasından aydınlığa çıkıyorum, ölümle birlikte yaşamın kapısını çalıyorum.. Aslında ben yok olmaktan geliyorum, varlığa yok olmaya gidiyorum.. Yok olmaya giderken var olmaktan kopamıyor, ben aydınlıktaki zifiri gecelerde yol alıyorum. Kendimi ancak yollardaki kavislerde bulabiliyorum.. Ancak gölgelere sığınarak güneşin tadını çıkarabiliyorum. Ben serinliğimi güneşin en kavurucu sıcağında yaşıyorum...
Suyumu ölümden, ekmeğimi yaşamdan alıyorum. Ölüm olmazsa ölüyorum. Yaşamsızlığa takatim var lakin ölümsüzlüğe dayanamıyorum.
Ölümdür benim aslında ab-ı hayat suyum, gölgemdir aslolan güeşim; benliğimdir yok oluşum; yorgunluğumdur hep uyuyuşum; kavurucu sıcağımdır benim rüzgarım; aslında yaşamımdır benim ölümüm...