BIÇAK KEMİĞE DAYANDI ARTIK

• 25 Eylül 2009 Cuma 18:04:21

Hırsızlar çeşmenin başını kapmışlar…
Ellerindeki halkın verdiği oylarını;
Padişahın mührü sanmışlar…
Ha babam, de babam,
Her yeni güne bir kanun çıkartıp,
Kara mührü basmışlar…
Anam da gördü seni,
Babam da gördü seni,
Çocuklarım da gördüler seni,
Bre vicdanı satılmışlar,
Bre özgür iradeyi ve düşünceyi,
Haksız yere soyanlar!
Hani siz Fatih’in torunlarıydınız?
Hani siz Osmanlı’nın mirasçılarıydınız?
Madem ki öyle,
Gel şöyle yanı başımızda dur da,
Hele oku bir bakayım şu ferman gibi mirası;
Atan bak ne bırakmış, sana da bana da?

Emine Pişiren/Edremit-Akçay

***
(*) “Bu gayrı menkulâtımdan elde olunacak nemalarla, İstanbul’un her sokağına ikişer kişi tayin eyledim.”
“…Bunlar ki, ellerindeki bir kap içerisinde kireç tozu,
ve kömür külü olduğu halde günün belirli saatlerinde,
bu sokakları gezerler.”
”…Bu sokaklara tükürenlerin,tükürükleri üzerine bu tozu dökeler ki yevmiye 20′şer akçe alsunlar;”
“…Ayrıca 10 cerrah, 10 tabib ve 3 de yara sarıcı,
tayin ve nasp eyledim.”
“…Bunlar ki, ayın belli günlerinde İstanbul’a çıkalar bilâistisna her kapuyu vuralar…”
“…Ve o evde hasta olup olmadığını soralar; var ise şifası ya da mümkün ise şıfayab olalar….”
“… Değilse kendilerinden hiç bir karşılık beklemeksizin Darülacizeye kaldırılarak orada salâh bulduralar…”
***

Bende Orta Çağı kapatıp Yeni Çağa insanlığı kavuşturan Fatih Sultan Mehmet-in bu vasiyetini okuyunca, elim çenemde düşünüp durdum.

Zira:

BIÇAK KEMİĞE DAYANDI

Şimdi:
Sormaz mıyım haklı olarak ben size?
Fatih Sultan Mehmet gibi ataların;
"Ölüm hak miras helal " demişler ise,
Mirası aldın; mühürletip kattın tapu hanene de…
Neden dağıtmazsın, bu vatan evlatlarına?
Sonra sana hesap sormazlar mı ahrette?

Şimdi:
Madde madde çıkarttın SGKanunlarını,
Bir çırpıda yok edip iç ettin.
Yandaşlarına ve kendi cepkenine,
Ata mirasını da lüp lüp boca ettin.
Her ne varsa devletin hazinesinde;
Hem kendini hem de aileni ihya ettin.

Şimdi:
Derdi ve hastalığından yana yakılan,
Hastaneye, dispansere her varanın cebinden,
Söke söke alacaksın 8 ve 10 TLirasını,
Her yazılan reçete başından keseceksin,
Deli Dumrul gibi harcını.
Bu düpedüz anayasal hak ihlali değil midir?
Hani nerede, sesin kısılana kadar;
Er meydanlarında verdiğin er sözler?
Nerede Atatürk’ün emaneti ve dirayeti?

Anımsa;
Bir zamanlar Davos’ta,
Duruşunuz ço hoşuma gitmişti.
Yüreğim milli duygu haliyle kabarınca;
Bende yanılıp size alkış bile tutmuştum.
Hatta hatta öfkeli vatandaşlarla,
Eli kalem tutan her vatandaştan;
“Mürekkep kirliliği yapıyorum” diye
Eleştiri oklarına hedef bile olmuştum.

Oysa;
“Türkün Onurunu taşıyor” diye
Ne çok sevinmiştim, ne çok!
Meğerse o şovların reklam arasıymış…
Meğerse önce siz, bizi kandırmışsınız…
Bizler de gaflete düşüp uyuya kalmışız.
Bir güzel de rüya görmüşüz
Uykuyla uyanıklık arasındaki zamanda.

Şimdi;
Benden size ufak ve naçizane tavsiye...
Size ne Osmanlının kavuğu yakışıyor,
Ne de Cumhuriyetin o şerefli kasketi…
Sıkı sıkı tutunup, fuzuli işgal ettiğin;
Atatürk’ün demokrasi beşiğinden,
Haydi inin de halkın arasına karışın!

Bakın!
Artık o vatandaşların bir boğa gibi,
Öfkesini, kinini burnundan solumakta
Anasını aldı, evine değil mezarlığa bıraktı.
Anası da oğlunu evine değil vatan uğruna,
Aynı adrese şehit olarak uğurladı.
Yeter artık, yeter!
Zira BIÇAK KEMİĞE DAYANDI.

Emine Pişiren/Edremit-Akçay
25.09.2009

(*)Yukarıda Fatih Sultan Mehmet’in vasiyetnamesinden sadece bir kaç maddesidir.