Kuyruk
Dünyayı sık sık ziyaret eden uzaylı dostlarımız bir gün Türkiye’ye uğramışlar ve hayretler içinde kalarak bir şeyin farkına varmışlar. Aşağıdaki yazı UYİM’in ( uzay yaşamı inceleme merkezi) bilirkişi raporundan alınmıştır.
‘ Bu kez Türkiye adı verilen sadece tek tarafı karalarla kaplı bir ülkeye uğradık. Yaşamlarını incelemeye aldığımızda damarlarımızdaki yeşil kanımızı donduran bir gerçekle karşılaştık. Bu insanlar hiyerarşik bir grup oluşturup yeni bir canlı örneği inşa edebiliyorlardı. Dünyadaki hiçbir ırkta gözlemlenemeyen bu oluşum karşısında uzay canlılarına ait derin bilgimize rağmen büyük bir şaşkınlık yaşadık. Türkler bu yeni canlıya kuyruk diyorlar. Kuyruk kelimesi sosyo-kültürel bir kavram olup DNA’daki aminoasitlerin sıralanarak olağanüstü bir yapı oluşturmaları gibi tek bir vücutla bilinçli hareket edebilen bir topluluğa işaret ediyor. Yaptığımız derin araştırmaların sonucunda bu yeni oluşumun anlatımı olan kuyruk kelimesinin terminoloji bilimine armağanı üstün ve araştırmacı bir düşünür tarafından değil halkın buluşu olarak tarihe geçmiştir. Kuyruğun yapısı dışardan bakıldığında basit gözükse de derinlere inildikçe karmaşık bir yapıda olduğu anlaşılır. Farklı kişilikteki bireylerin birleşimiyle tek bir karakter oluşturan kuyruk ya öfkelidir ya heyecanlı ya da umutsuz. Kuyruğun başı ile sonu arasındaki zaman farkı öylesine fazladır ki uzayımızın doğal yapısının sonucu olan zamanın hıza ve mekâna göre farklı ölçülürlüğü burada bilimsel bir deneyin mükemmel ve kesin sonuçlarını gözlemleme olanağını veren bir uğraşa girildiği iddia bile edilebilir. Kuyruğun başındaki kişinin zamanı durmuş gibidir o yüzden bu oluşuma ilk katıldığı zamandan son ana kadar geçen sürede kuyruğa son katılana göre tam tamına onyüzbin yıl yaşlanmıştır. Oysa aynı kişi kuyruğun sonuna geri dönmek istese ( gerçekte böyle bir istek henüz gözlemlenmemiştir, kuyruğu oluşturan bireyler devamlı kuyruğun ilerleyen bölümlerine doğru kayma eğilimindedirler) beklediği süreyi bir anda aşacağından ışık hızıyla hareket ettiğini iddia edebiliriz ve bunun sonucunda hem kendisini kuyruk başında bekler görebilir hem de kuyruk sonunda kendisini daha gençleşmiş bulabilir. Kuyruğun tam orta bölümü kusursuz yapının merkezi ve en önemli yeridir. Bu orta kısımda duran bireyler ilginç fizyolojik bir olay sonucunda yaşamlarına son verirler. Türkler bu yok oluşa kalp krizi diyorlar. Orta kısmı geçen birey kuvvetli bir ihtimalle kuyruk başına erişecek ve amacına ulaşacaktır.
Her canlı türünde olduğu gibi kuyruk adını verdiğimiz pek çok karmaşık canlının oluşturduğu bu yaratık da zamanla evrimleşmiş, savaşlara katılıp ideolojileri savunmuş inançlar besleyip isyanlara katılmıştır. Geçirdiği en büyük evrimi olarak sonradan kazandığı sistematik ve karmaşık yapısını gösterebiliriz. İnsanlar son yıllarda kuyruk oluşumunu sağlamak için bazı şartları yerine getirme zorunluluğuna katlanarak kuyruk arasındaki yerini sağlama almayı hedeflemişlerdir. Kuyruğun bu yapısını koruyucu özelliği sayesinde günümüzde bozunamaz sağlamlıkta kuyruk yapılarının ortaya çıkışı gerçekleşmiştir.
Kuyruğu oluşturan atomlar birbirine kenetlenerek farklı bir molekülün ortaya çıkmasına neden olur. Bu parçacığın karşı maddesi maddeyle temas ettiğinde ortaya çok sönük bir enerji açığa çıkar. Çünkü kuyruk, kuyruğu oluşturabilmek için çok büyük bir nükleer çekim kuvvetinden yararlandığından sonradan enerjisi tükenir ve kendi içine çöküp büyük bir patlamayla dağılmaya uğrar. Oraya buraya saçılan insan parçacıkları yeni bir kuyruk oluşturacak potansiyelle uzay boşluğunda patlamanın etkisiyle sürüklenip dururlar. Çok uzun zaman safhalarından sonra kuyruk başındakiler yüce zata ulaşıp misyonunu geçici bir mutlulukla tamamlarlar. Bu çok nadiren görülen bir şeydir. Kuyruk ise ilelebet yaşar.