DESTEK Mİ? KÖSTEK Mİ?
Hepimizin bildiği o meşhur kadın programları...
Kadına yardım adı altında yapılan bu programlar ekranda gürültü kirliliğinden başka maalesef bir işe yaramıyor.
İçeriğinde kadına yardım ve yol gösterici olduğu savunuluyor ancak izleyen kadınların yaşam tarzına gölge düşürmekten başka bir işe yaramıyor.
Dejenere olmuş aileler iyi bir örnek gibi taşınıyor her gün ekranlara. Tepki alındığında ise ’biz burada topluma yararlı bir şeyler öğretiyoruz kadınların gözünü açıyoruz diye saçma bir savunmayla dikiliyorlar kendilerine karşı duran insanlara.
Topluma öğrettiklerine gelince...
Dayısını gördüğü zaman acaba tacize mi uğrarım diye temkinli durmak mı, yoksa eşlerinin acaba bizi de aldatıp başka kadınlarla yaşar mı korkusuyla diken tepesinde durmak mı?,
Kavga seslerinin ve saygısızlığın kol gezdiği programlar kadına destek adı altında bir köstek durumundadır maalesef.
Seyirci adı altında her gün görülen aynı yüzlerin yorumlarıyla beraber kalitesinin düşüklüğünü hızlandırıyorlar.
Oysaki kadın programlarında kadına yardım elini uzatacak fikirler üretilmeli ve toplumunda bu şekilde yönlendirilmesi gereklidir. Özele inilmeden yüzeysel anlatımla birilerinin dikkatini çekerek binde birde olsa kararan hayatlara bir ışık yakabilmelidir.
Bizde reyting kaygısının fazla oluşu ve kavga seyrine bayılan bazı kesimler olduğu için bu formatın nedeni görülebiliyor aslında.
Doğru olup olmayışının önemi olmadığından ’tamamen duygusal’ fikrini kanıtlarcasına dakikalarını her geçen gün uzatmaya devam ediyorlar.
Programa katılan ve bazen yapılan yorumlarla aşağılananlar sanki çözüm üretilmiş ve sorunları bitmiş gibi evlerine doğru yol alıyorlar, üstelik sorunlarını daha da büyüterek farkına vardığında pişmanım diyecek kadar çaresiz kalıyorlar.
Kadının sesi olacaksınız madem bir şeyler yapın da sesiniz yankılansın yüreklerimizde.
Yankılansın ki sonuna kadar destek olmaya çalışalım hem cinslerimize. Daha güzel, seviyeli ve topluma faydalı programlar yapılması dileğimle… Sevgilerimle…
GÜLDEN
YORUMLAR
mrb gülden kardeşim, söylediklerine katılıyorum,
bu konuda haklısınız, bu yapılan proğramlardan kim ne anlamış, ayrı tartışma konusu, bu proğramların insanlara yardı ettiğine nedense ben inanmıyorum, yapmacık geliyor nedense,
şu veya bu şekilde "Kadının sesi " değilmi bu proğramların genel adı, Ama bence tam böyle değilde, Fiiliyatta "KADININ SESSİZLİĞİ" ni andırıyor.
nedense.
Savran yazdı.
Kadının sesi olacaksınız madem bir şeyler yapın da sesiniz yankılansın yüreklerimizde.
Yankılansın ki sonuna kadar destek olmaya çalışalım hem cinslerimize. Daha güzel, seviyeli ve topluma faydalı programlar yapılması dileğimle… Sevgilerimle…
yazdiklarina aynen katiliyorum gulden kardesim
ne guzel ve iffetli bir yureksin kardesim, ne guzel dile getirmissin carpikliklari... ozgurluk adi altinda insanlarimizin ahlaki igfal ediliyorda, pek cokgu alkis pesinde hala...
kutlarim can
bu kiz yazar olacakta, bende gorecek miyim ki ))) diye dusunurum...
sevgi saygilar otelerdeki abinden...
büyük medya patronlarının insanları sömürmek ve kendi çıkarlarına alet etmek için yapamayacakları hiç bir şey yoktur...
bunun başında tv lerde ki kadın proğramlarında ki düzeysizlik ve ortaya konan tiyatro
seyircilerde figuran olarak kulanılır bu tiyatroda...
en son RTÜK'ün bu programlarla ilgili aldığı kararlar takdir takdir etmek lazım...
duyarlı bir kalemden son derece güzel bir toplumsal yazı..
yüreğinize sağlık..
susmayan ve susturulamayan bir kalem...
yeni yazılarında buluşmak dileğiyle...
kutlarım...
tebriklerim çoooook....
'İktisat na ahlakidir ' diye derse başlamıştı,İktisat Hocamız.
İtiraz edildi,tartışıldı.'Siz bu helal,bu haramdır diye ayırırsanız,ticaret yapamazsınız.Müşteri neyi istiyorsa,onu satacaksınız.Yoksa ticarette başarılı olmanız mümkün değil.' Evet,bu günün televizyoncuları,bunu yapıyor.Kültür seviyesi düşük çoğunluğun rağbet ettiği programlara ağırlık verip,küplerini dolduruyorlar.Sizin ,bizim duyduğumuz kaygılar,onların umurunda değil..
Konuya değindiğiniz için tebrikler.
fikrettezal tarafından 7/16/2007 9:54:19 AM zamanında düzenlenmiştir.
fikrettezal tarafından 7/16/2007 12:13:13 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bizde reyting kaygısının fazla oluşu ve kavga seyrine bayılan bazı kesimler olduğu için bu formatın nedeni görülebiliyor aslında.
Doğru olup olmayışının önemi olmadığından ''tamamen duygusal'' fikrini kanıtlarcasına dakikalarını her geçen gün uzatmaya devam ediyorlar.
Programa katılan ve bazen yapılan yorumlarla aşağılananlar sanki çözüm üretilmiş ve sorunları bitmiş gibi evlerine doğru yol alıyorlar, üstelik sorunlarını daha da büyüterek farkına vardığında pişmanım diyecek kadar çaresiz kalıyorlar.
Kadının sesi olacaksınız madem bir şeyler yapın da sesiniz yankılansın yüreklerimizde.
Yankılansın ki sonuna kadar destek olmaya çalışalım hem cinslerimize. Daha güzel, seviyeli ve topluma faydalı programlar yapılması dileğimle…
kutlarım....guncel ve anlamlı yazınızı..sevgilerimle....
TELEVİZYON İCAD EDİLDİ, MERTLİK BOZULDU!...
Hala dünmüş gibi hatırlarım televizyonla nasıl tanıştığımı.
İlkokul yıllarımın dördüncü veya beşinci basamağıydı sanırım…
Mahallemizin o zamanki az buçuk hatırı sayılır zenginlerinden Sabri amcaların evinde vardı bir tek televizyon…
Radyoyu çok önceleri duymuştuk.
“Düğmesini çeviriyorsun, insanlar bu makinede konuşuyor, şarkı söylüyor” derlerdi o vakit…
Ama bir zaman sonra duymuştuk ki;
“Bir makine çıktı, insanlar içinde konuşuyor, şarkı söylüyor ve sen onları görebiliyorsun” diye…
Televizyon , o zamanlar bile yaşamımızın bir parçası olmuştu.
Okuldan çıktığımız vakit, Sabri amcaların evini tutar, televizyon seyretmeye giderdik…
İçerde, mahallenin çocukları, TV seyretmekten yoksun kalmayalım diye, uslu uslu bir köşeye oturur, temaşaya dalardık o zamanın filmlerini…
Heyecanlanırdık…
Bir gün, okulda iken, ağabeyim, babamın televizyon aldığını haber vermişti. Nasıl da sevinmiştim! hem de Nordmende!
O zamanın çok sevdiğimiz, keyif aldığımız dizilerini (Bonanza, Dallas, Uzay yolu) seyrederken, kendimizi seyrettiğimiz, hayran kaldığımız filmin oyuncularının yerine koyar, gah çekirge, gah en yaman kovboylar kesilirdik.
Babam, her gün yayınlanan dizi furyalarını seyrederken, sürekli değişen farklı bölümlerinden bi haber,
“Oğlum her gün oynuyor bu film, sıkılmıyor musunuz bu filmi her defasında tekrar tekrar izlemekten” diye der, dururdu…
Sofraya oturur, dizilere öyle kaptırırdık ki kendimizi, yemek zamanlarında yemek kaşığını ağzımıza götürecek yerde burnumuza koyacak hallerimiz olurdu.
Gariptik…
Çocuktuk işte…
Sizler neler yaşamışsınız kim bilir?
Bizler geliştik, teknoloji de…
Kanallar renklendi, çoğaldı. Çok şey değişti.
Ama bir tek şey değişmedi,
Hala o çocukluğumuzdaki “esaret”…
Kendimizi alıkoyamadık o sihirli kutunun büyüsünden…
O iletişim mucizesi evlerimize, hayatımıza girdi, ama,
Evlerimizden, hayatımızdan da bir şeyler götürdü ne yazık ki…
Sıcacık kış gecelerinde, büyüklerimizin, gece ilerlerken bize anlattıkları ve bizimde usulca dinlediğimiz ve keyif aldığımız masalları dinleyemez olduk sonra…
Gün aşırı gidip geldiğimiz, hallerini hatırlarını sorduğumuz konu komşu, akraba, dost ziyaretlerini unutur olduk gün geldi…
Ve en önemlisi, en değerli saydığımız, üzerlerine titrediğimiz gözbebeklerimize, çocuklarımıza sahip çıkamaz olduk an geldi…
“Aman kaçırmayalım!” diye, gece yarılarına kadar beklediğimiz, ailemizi, eşimizi, çocuklarımızı, kısacası her şeyimizi bir kenara atıp, dizi furyalarına daldık gün geldi…
Ve en son “dertlerimize çare bulacaklar, ailevi sorunlarımızı paylaşacağız” diye yıkılmış insanları peşlerinden sürüklediler gün geldi…
Cinayetle son buldu ümitler…
Ve mertlik bozuldu en son …
Can evimizden yaralandık…
Bizi en zayıf noktamızdan,duygularımızdan vurdular…
Yaralandık…
Baş edemedik…
Onlar güçlüydüler çünkü, biz ise zayıf…
Onların her şeyi vardı, bizim ise elimizde naylon dan yapılmış bir kumanda aleti…
Ve en son dudaklarımızda her şeyi özetleyen iki acıklı kelimeyle kalakaldık…
O da şu,
“TV icad edildi, mertlik bozuldu"...
Güncel ve sorumsuzca yapılan proğramlara dikkat çekmek...Sorumluluk taşıyan bilge bir kalem...yerinde tespitler...Şu teknolojiyi,bir türlü yararlı kullanamıyoruz vesselam...Halbuki,tüm kanallar,öyle yapıcı ve eğitici proğramlar yapar ki...Cehalete ışık tutup,nerede proplem varsa,aydınlatmaları işten bile değil...Bu ülkede hala doğum kontrolüne cahil,insan haklarından bi haber,çocuğunu eğitmekten aciz insanlar varsa,bunun çok büyük suçu tv denilen sistemdedir...Ülkenin heryerine kolayca ulaşabilen tv ve radyo proğramları çok faydalı proğramlar yapamıyor...Bilakis,yaşamlara köstek oluyorlar...Ne acı tablo...Konuya duyarlı bu kalemi tebrik ediyorum...Gülden,senin o kuvvetli kaleminden,nice güncel proplemlere ışık tutan yazılar bekliyorum..Kalemine sağlık...Yazsın bu kalem,hiç durmadan,ışık saçarak karanlıklara...Sevgimle...
size tamamıyla katılıyorum ne programlar öyle..birazcık reytıng için toplumu insanları rencide edıp bırakıyorlar..hele o dinleyıcılerın sonrakı ruh hallerı nasıl olacak..toplumu derinden yaralar bu tur programlar farkında bıle değiller..en kısa zamanda bunun önüne geçilmeli ve daha sağlıklı ve düzenli toplumlar yaratmak adına daha guzel duzeylı ve faydalı programlar yapılmalı...yüreğine ve kalemıne sağlık...anlamlı ve guzeldı..kutlarım..sevgılerimle..