- 2532 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Allahın Sıfatları Hak.bir söyleşi.
Allah’ın Selamı, Rahmeti ve Bereketi üzerinize olsun...
Merhabalar Necdet ağabeycim. Ben Allahü Teâlâ’nın zatıyla ilgili bir sual soracağım.
Yüce Rabbimin zati sıfatlarında geçen vücuda sıfatıyla ilgili.
Allahü Teâlâ’nın var olduğuna şüphesiz iman ettik, fakat acaba Allahü Teâlâ’nın varlığına iman ederken O’nun yarattıklarına benzemese de bir eli, ayağı, gözü, kulağı, yüzü vardır diye mi iman edeceyiz, yoksa varlığından öteye aklimizin ermeyeceğine inanarak daha fazlasını araştımayacakmıyız?
Bu konuda beni aydınlatabilirsen çok sevinirim.
Bazı kişiler Allahü Teâlâ’nın varlığından bahsederken Allah’ın da bir eli vardır ama bizimki gibi değildir diye anlatıyorlar, bu şekilde anlatmak doğrumudur?
Şimdiden cevabin için çok teşekkür ederim. Umarım karışık bir şekilde sormamışımdır.
Hakk’a emanetsiniz, vesselam...
Allahın Sıfatları ile ilgili yazımı okuduktan sonra yukarıdaki soruyu soran kardeşimize yazmış olduğum cevabi bir yazıdır.
Zihnini bu gibi sorular meşgul eden kardeşlerimin de dikkatine arz ettiğim cevabi yazım aşağıdadır.
Okuyan kardeşlerime sevgi ve saygılarımı arz ederim.
Sevgili kardeşim.
Allah’ın Rahmeti, Bereketi, Sağlık ve saadeti senin ve sevdiklerinin üzerine olsun.
Güzel bir konuya temas etmişsiniz.
Evet, Rabbimiz vardır.
Zatına mahsus bir vücudu da vardır.
Allah (cc) Bir mevcud-i mevhum değildir. (olmadığı halde var sayılan)
Allahın zati sıfatlarında dikkat edersen, Muhalefetün-lilhavadis denen bir sıfatı da var.
Oda yarattıklarına benzememek.
Allah yarattıklarına göz vermiş.
Görmeleri için.
Bunca sanat harikalarını yaratmış ise yarattıklarını görmemesi, görülecek şeyleri görmeden yaratmış olması mümkünmü?
Görecek gözü ve görülecek nesneleri, yaratığı mahlukların yarattıklarını görmesini sağlayanın görme yeteneğinin olmaması mümkün mü?
Onun kendine has bir görmesi vardır.
Fakat bizim gözümüz gibi sınırlı, kısıtlı değildir.
Bizim idraklerimizin üstünde her yeri ve her şeyi görebilen bir görme yeteneğidir ve öyle de olmalıdır.
Biz kendi gözümüze bakarak Allahın da bizim gibi anlında iki gözü var diye düşünsek yanlış düşünmüş oluruz.
Yine Allah tüm sesleri yaratıp, yarattığı sesleri duyan kulaklar yaratmış ise Allahın duymadığını, sesi yaratanın sesten habersiz olduğunu düşünmek mümkün mü?
Ama Allahın duyması da Zatına mahsus alçak ve yüksek, gizli ve aşikâr her sesi işitme kapasitesine sahip bir duyma yeteneği olmalıdır.
Yoksa bizdeki olduğu gibi kafamızın iki yanına monte edilmiş basit duyma cihazı olan iki kulaktan ibaret değildir ve olamazda.
Amma organı nedir nasıldır, şekli biçimi, vasıf ve kapasitesi hakkında bilgimiz olmadığı gibi onu kavramaya da yeterli ve yetkili değiliz.
Bütün bu yazdıklarımdan hareketle!
Elbette her şeyi ve her yeri tutan bir YED-İ kudret (kudret eli) vardır.
Ama bizim iki omzumuzdan sarkan kollar üzerindeki beş parmakla sınırlı bir kapasitesi olan el olarak düşünmemeliyiz.
Sonuç olarak.
Allah’ı sıfatları ile bilir, icraatları ile tanırı sanatları ile takdir eder, nimetleri ile de muhabbet ederiz.
Zatını düşünmek (vucut olarak) caiz değildir.
Allah’ın zatını düşünenler tarihte gördüğümüz gibi putperest olmuşlar.
Misal bir mikrobun veya vücudumuzun hücrelerininde yaşamlarını devam ettiren his, duygu ve bu his ve duyguların işlevlerini yerine getiren organları vardır.
Amma bizimkilere benzemez.
İşyerimde ateist bir arkadaşımla uzun bir zaman sohbetler ettik.
Aradan hayli bir zaman geçtikten sonra, bir gün dedi ki,
Artık ben Allahın varlığına inandım.
Fakat zatını anlamak istiyorum.
Ona dedim ki.
Bak Kardeşim.
Senin dişinin kovuğunda milyonlarca bakteri doğar, büyür, yaşar, ürer ve ölür.
Veya; yine senin vücudunu oluşturan hücreler trilyonları geçer.
Hepside canlıdır ve senin sahip olduğun hayata ve hayatı yaşamaya yarayan her şeye sahipler.
Şimdi dişinin kovuğunda milyonlarcasının bir arada yaşadığı bakteriler veya senin vücudunu oluşturan hücrelerden birisi dese ki, ben şu insanı görsem nasıl bir şeydir.
Eli - ayağı, gözü-kulağı varmıdır.
Böyle bir talep doğru olur mu?
Veya böyle bir merak ile hareket eden doğru bir sonuca varabilir mi?
İşte makul olmayan bu istek ve düşünce ile hareket edecek olsak, başı gökte ayakları yerde kocaman bir insan düşünürüz ki yine o düşüncenin mahsulü Allah değildir. Cüssesinin büyüklüğü yeteneklerinin ve imkânlarının sınırsızlığı anlamına gelemez. Ve ona Allah denilemez.
Bak benim antoloji sayfamın başında bir sözüm var.
“EVSAF VE EFALİN SIĞIŞMAZ AKLA.
SENİ ANLAYAMAMAK ANLAMAKTIR ALLAH’IM.”
Evet, Onu anlayamamak anlamaktır.
Sevgili Kardeşim faydalı olabildim mi bilemiyorum.
Ama bu anlattıklarımdan sonra da yine merak ettiğiniz bir şeyler varsa çekinmeden yazınız.
Üzerinde mütalaa eder, sorun sebebi olan sorularımızı birlikte çözeriz. (İnşallah)
Ben müsait olduğumda yazarım.
Allaha emanet Ol.
.
Allahın Sıfatları Hak.bir söyleşi. Yazısına Yorum Yap
"Allahın Sıfatları Hak.bir söyleşi." başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.