- 1048 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Sana Annemi Anlattım
Yerde kanlar içinde bir adam, başında bir kadın ve kadının elinde kalpten iki kolye hem ağlıyor hem de savcıya yalvarıyordu:
_’’ Savcı; al bu kolyeleri bunların içinde kızımın ve oğlumun adı ve soyadı, resimleri var. Bu adam onları sattı, beni ise vücudumdaki çizikler kadar satmak istiyordu ama gitmedim, yavrularımı bana bul,ne olur savcı’’ der demez yere yığıldı.
Savcı hemen sağlık ocağına götürmeleri için hemşireye ve doktora emir verdi.Sağlık ocağına varınca, hemen diğer doktorlarda koştu ve kadını muayene ettiler, bu sırada savcı içeriye girdi ve gördüğü manzara onu dehşete düşürdü:
_’’Bu olamaz, bu vahşet doktor’’ dedi, ’’ bunlar ne?’’ diye sordu.
_ ’’Savcım bunlar taze kesilmiş ve iğne iplikle dikilmiş yaralar’’ dedi.
Savcının avcunun içi yanmaya başladı, yıllar öncesi, çok yıllar öncesine gitti annesinin vasiyetini hatırladı:
_’’Oğlum bu iki kurşunu yanından ayırma, oku savcı ol; bir kurşunu adalet için kullan, diğerini ise yüreğinin adaleti için, unutma sakın öyle davalar göreceksin ki yüreğindeki adalet gerçek adalet olacaktır’’ bu sözlerden bir gün sonra annesi geri kalan kurşunları beynine sıkıp intihar etti.Bıraktığı mektupta tek suçum’’babanı çok sevmekti’’ yazıyordu.
Sevmek; bu kadar büyük suç olmamalıydı.Bu kadın da çocuklarını çok sevmişti. Çocuklarını sattığı için o adamı öldürmüştü,zaten bedelini çoktan ödemişti. Vücudundaki o yaralar hep onu hatırlatacaktı.
Kadın ayılıp kendisine geldi. Savcıya:
_’’Bul çocuklarımı, beni öldü bilsinler, sen okut savcı olsunlar’’dedi. Savcının söyleyecek sözü kalmadı, bu onun için sözün bittiği yerdi:
_’’İşte anaları kaderi buydu. Annesi olmayanın kaderi de olmaz doktor; bana öyle bir rapor yaz ki bu anayı, çile çeken anaları kurtarıp çocuklarına kavuşturayım’’dedi.
Oysa şimdi annesinin onu görmesini ve onunla gurur duymasını çok isterdi. Ama olmamıştı, hatırladığı geceler boyu annesinin babasından yediği dayaklardı.Anneciği temizliğe gider, kazandığı parayı ona verirdi ama yinede dayak yerdi. O küçücük yüreciği acı ile ezilirdi.
Şimdi de acı ile eziliyordu’’keşke babam ölseydi’’ diye geçirirdi içinden. Devlet onu sahiplenmiş,okutmuş ve milletine yaralı bir insan yapmıştı. Ama kendini bildi bileli o kurşunlar hep avucunun içindeydi.Onları hiç bırakmadı. Birisini adalet için, birisini de yüreğinin adaleti için kullanıyordu.Doktor; savcının suskunluğunu raporu göstererek bozdu:
_’’İşte savcım bu rapor senin yüreğinin adalet kurşunu olacak’’dedi.
Savcı:__’’Söyle doktor ne zaman bu anaların çilesi bitecek ve ne zaman sevgi suç olmaktan çıkacak’’dedi.’’ Bu hastaya iyi bak, vücudundaki yaralar geçecek ama yüreğindeki o yara var ya yıllarca geçmeyecek ve ben de yemin ederim ki onu çocuklarına kavuşturacağım’’dedi.
Bu olay onu çok etkilemiş olmalı ki; savcının bugüne kadar annelerle ilgili davalar, dinlediği anılar onun hatıralarında tazeleniyordu. Yine kendisi gibi savcı olan bir arkadaşı ona kendi başından geçen bir olayı anlatmışitı:
__’’Annemi aniden kaybetmiştik. Defin için herşeyi hazırlamıştık ve mezarlığa ulaşmıştık. Babam tabuta sarılıp sarılıp’’seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum’’ diyerek durmadan ağlıyordu. Anladığım kadarıyla uzun yıllardır aynı yastığa baş koyan babam, annemden ayrılmak istemiyordu.Artık toprağa verme zamanı gelmişti babamı tabutun başından zor ayırdık, babam hala daha’seni seviyorum, seni seviyorum’’ diyordu.Ben dayanamadım’’babacığım yeter artık onu biz de çok seviyorduk, fakat kaybettik’’dedim. Babam bana öyle acı dolu gözlerle baktıki o anı hiç unutamıyorum:
__’’Oğlum o beni hep başkasını seviyorum zannediyordu çünkü ben ona yaşadığımız sürece onu ne kadar çok sevdiğimi söyleyemedim’’ işte sevgili dostum benim sevgili annem, babamdan hayatı boyunca’’seni seviyorum’’ sözcüğünü duymadan bu hayattan göçüp gitti hemde küskün bir yürekle’’
Savcı bir sigara yaktı, birden gözünün önüne yerde boylu boyunca yatan ve kemikleri un ufak olmuş Seher geldi; onun ise dayak yemekten bebeleri hep düşmüş ve üstelik birde üzerine kuma getirilmişti. Seher isyan edip babaevine dönünce infazına karar verilmiş ve ağabeyi ile tarlaya gitmiş, traktörle ezilmiş adına da kaza denmişti.Savcı yıllar boyu davayı takip edip suçlu ağabeyi ve karar verenleri hapse attırmıştı.Ama neye yarar ki yok olan Seher’in kocaman hayatıydı.Sevgi sözcüğü Seher’inde duymadığı bir sözcüktü.
Sevgi sözcüğünün kurbanı olan anneler ve yanlarından geçip giden hayatı yakalayamayan anneler.
YORUMLAR
SEVGİLİ FATMA HASBİOĞLU
Yazınızı okuyunca türk kadınlarının bitmez çilelerini ve yaşadıkları bunca dram dolu hayatları evlatları için katlanmış olmaları çok duygulandırdı beni. allah tüm annelerin yüreklerinden merhametini esirgemesin.sizinde yüreğinize kaleminize sağlık.yazınız mükemmel olmuş.sevgilerimle.
İçim parçanladı yazar!
Bu dert, bu keder ruh sağlımı bozar.
Acaba savcıların ruh sağlığını korumak için tıbbi yardım almaları mümkün mü?
Her gün binlerce olaya tanık oluyorlar. Kolay değil bu meslekte yıllarca vahşete, şiddete şahitlik.Allah yardımcısı olsun hepsinin ve hepimizin.
Selamlar.