Seyit Ali ......Öykü
.....................................................
Yıllar 1990’ları gösteriyordu...
Tarih, sancılı bir döneme hamileydi. Ortadoğu, güneydoğu insanları ölümleri kusuyordu her gün... Semada mavi ve beyaz bulutlar yerine, kapkara kurşunlar dalgalanıyordu...
Böyle bir devirde yaşamak, çok tehlikeydi...
Köyde monoton bir hayatı vardı. Köy dışına sadece bir kere gitmişti, o da askerlik için çıkmıştı. Toprakla bütünleşen bir insan, doğada senelerini bıkmadan eskiten, kendi halinde takılmaya özen gösteren, sabahtan akşama kadar tarlalarında, bağlarında gücünü tüketen, mülayim, biraz da sinirli, koca bir çınardı Seyit Ali...
İlk evliliğinden iki oğlu olmuştu, aşık olduğu ilk eşini evlilikleri üzerinden üç yıl dolmadan, ansızın hayat aradaşı onu yalnız bırakmıştı... Daha sevdiğine, daha ciğerparesine doymadan, yanıbaşından çabucak uçup gitmesi, onu çok mu çok üzmüştü...
Hala acısını yaşamakta... Hala kokusunu özlemekte... Hala varlığına ihtiyaç duymakta... Hala sesini işitmekte sanki...
Aşk bu olsa gerek, yıllar geçse de, etkileri sürüyor demek...
Köyde dul kadına ses yoktu, ama erkek, eşi ölür ölmez evlenmeliydi. Örf ve adetler bunu söylüyordu. Geleneğin dayatmalarına boyun eğmekten başka çaresi yoktu Seyit Ali’nin. Bir yıl geçmeden, evlenmeye, öksüz kalan iki oğluna bakacak ve yemeğini pişirecek,daha doğrusu evini idare edecek birini aramaya koyuldu...
Uzun uğraşlar sonucunda, Seyit Ali başka bir köyden birini aldı kendine... İsmi Rabia’ydı... Görüntüsü, şekli cemali manken olan Çağla Şikel’i andırıyordu...
Ve tekrar kaldığı yerden devam etti yaşamını omuzlamaya Seyit Ali. Durmak yoktu. Nasıl durabilirdi ki. Nasıl susabilirdi ki. Hayat tüm hızıyla akarken, alışkın değildi boş kalmaya. Zaten kendini bildiği bileli, bilekleri hareket halindeydi. Ekmeğini taştan çıkarsa da, ter dökmeliydi... Başka biçimde aş bulmak yoktu ona. Bunun bilincindeydi...
Yaşı artık nalları topluyordu. Bir ay sonra 50. yaşına ayak basacaktı. Gittikçe kuvvetli kollarına sızılar, acılar birikiyordu. Bu yaşına kadar neler yapmamıştı ki...
Düşününce ’Vay be koca bir ömür yaşamışım, bu kısa zamanda.’ İçli içli bunu söyledi...
Babası üç eş getirmişti. on üçü erkek, yedisi kız olmak üzre abiden ,abladan ve kardeşten oluşan 20 göbek bağı mevcuttu...
Kalabalık bir ailede büyümenin zorluğuna katlanmıştı. Az sevgiyle büyümüş, çok vakit de, sofradan doymadan kalkmıştı...
Çok anneye sahip olmak ayrıcalık değil, ayrımcılıktı ona göre...
Güneydoğuda cereyan eden olaylardan köyleri yakılmıştı, bu nedenle göç etti D. ilçeye. Ama zor geldi ona ilçe yaşantısı. Yabancısı olduğu bir yere taşınmak, farklı duygular içerisine sokmuştu onu. Farklı bir yerde bulunmak, psikolojisini alt üst etti açıkçası. Köy özlemiyle doluydu. Köyde doğup, büyümüştü çünkü. Zoraki bir alışmayla kabul etti bu kaderini...
Anne ve babasından görmediği, almadığı sevgiyi de iki aslan yavrusuna kalbiyle verdi. Çok üşüştü onlar için. Onları büyüttü. Onları evlendirdi... Şimdiki tek tesellisi, oğullarına verdiği huzura şahit olmasıdır...
İkinci hayat yoldaşı olan Rabia da kısır çıkmıştı. Edip etmediler çocuk sahibi ol(a)madılar. İlk başlarda bunu dert etse de, zamanla buna da alıştı, birçok zorluğa katlandığı gibi...
Şimdi ikisi iki yaşlı birer insan olarak iki odalı, bir salonlu bir evde yalnızlıklarını paylaşıyorlar...
........................
MESELCİ
22 Eylül 2009,,,
Mardin
YORUMLAR
SEYYİD ALİ
SEVMEK
SEVDİĞİNE VARMAK...SICACIK YATAGINDAN ALIP,SOĞUK TOPRAĞA BIRAKMAK SEVDİĞİNİ NE ACI....AMA EVLENMELİDİR SEYYİD ALİ 2 ÇOCUĞU İÇİN BİRDE TÖRE YA... SEYYİD ALİ 1 YIL BOYUNCA HİÇ DURMADAN HAYRANI OLDUĞU ÇAĞLA ŞIKELE BENZEYEN BİRİNİ ARARDA DURUR VE EN SONUNDA BULUR YAW BOY POS HEPSİ VAR OKEY DERVE ÇIRAĞANDA EVLENİRLER....BALAYINADA PARİS TEDİRLER....SEYYİD ALİ BİR ARA DÜŞÜNÜR ACABA ADINI ÇALA ŞIKEL OLARAK DEĞİŞTİRSEMMİ DER..YAW HERKES RABİA DESİN BEN ÇAĞLA ŞIKELİM OLSUN DER..GEÇİCİ OLARAK DONDURUR..HATTA FORMU BOZULMASIN DİYE ÇAĞLA ŞIKELE ÇOCUKTA DOĞUTMAZ .SEYYİD ALİ ÇALIŞKANDIR .ÇALIŞMAYIPTA NAPSIN ÇAĞLA ŞIKELİN KUAFÖR MASRAFLARINA GÜÇMÜ YETER..BUNUN HER GÜN MANİKÜRÜ VAR PEDİKÜRÜ VAR.GİYİMİ KUŞAMI SÜSÜ PÜSÜ...:=)...KOLAYMI AMA OLSUNDU BEE NASILSA ÇAĞLA ŞIKELE BENZİYORDUYA...:=)AMAN BOŞVERDİ ..SEYYİD ALİ HEP TEK BAŞINA TAKILIRDI:=) CAZ DİNLEMEKTEN TEK KALE MAÇTAN VE TARLA SÜRMEK HOBİLERİ ARASINDAYDI...YILLAR AYNEN BU ŞEKİL YANİ DEVAM ETTİ ...SEYYİD ALİDE 50SİNDE AMA NE ETİ KALMIŞ NE BUDU ..SUSUZ ÇÖLE DÖNMÜŞ...ÇAĞLA ŞIKELDE HALA TAŞ GİBİ DURUYOR...YANYANA GELMİŞLER AYNAYA Bİ BAKMIŞ SEYYİD ALİ YÜZÜ AYNI MUŞMULA GİBİ HEMEN ORDA KARAR VERMİŞ..ÇAĞLA ŞIKELİ PODYUMA ÇIKARACAK VE ÇOK PARA KAZANIP YÜZÜNÜ GERDİRİP BOTOKS YAPTIRACAKTIR...ÇOK SİPALİLERİ OLUR ...ARTIK SEYYİD ALİ ÇOK ZENGİN OLMUŞTUR ..ÇOCUKLARINI YETİŞTİRME YURDUNA VERMİŞTİR...22 ODALI.4 SALONLU..5BANYOLU.HAMAMLI.ŞAKUZİLİ 5 KATLI BİR GECEKONDU ALMIŞTIR ... ,,,,,,,,,,,,,SEYYİD ALİ..TOPRAK ADAMI ÇALIŞKAN MERT...HASTA DA OLSA HERGÜN TOPRAĞINI KOKLAMADAN ÇALIŞMADAN DURAMAZ...2 EVLADINI NAMERDE MUHTAÇ ETMEDİ YETİŞTİRDİ OKUTTU İŞ SAHİBİ YAPTI ..ÇALIŞTI BÜTÜN GÜCÜYLE..........HARAM YEDİRMEDİ....BÖYLE OLMALIYDI BİR BABA....ÖYKÜ.YÜ ÇOK BEĞENDİM ..YÜREĞİNİZE SAĞLIK
KULLANDIĞINIZ BAZI KELİMELER ÇOK HOŞUMA GİTTİ VEDE GÜLDÜM...TAKILIYORDU....ÇAĞLA ŞIKEL GİBİ ....SAYGIM DAİM....
sevgili ülviye,
öykü tadında yorumun
ve
içten gelen
ilgin için
sağol varol.
SEYYİD ALİ
SEVMEK
SEVDİĞİNE VARMAK...SICACIK YATAGINDAN ALIP,SOĞUK TOPRAĞA BIRAKMAK SEVDİĞİNİ NE ACI....AMA EVLENMELİDİR SEYYİD ALİ 2 ÇOCUĞU İÇİN BİRDE TÖRE YA... SEYYİD ALİ 1 YIL BOYUNCA HİÇ DURMADAN HAYRANI OLDUĞU ÇAĞLA ŞIKELE BENZEYEN BİRİNİ ARARDA DURUR VE EN SONUNDA BULUR YAW BOY POS HEPSİ VAR OKEY DERVE ÇIRAĞANDA EVLENİRLER....BALAYINADA PARİS TEDİRLER....SEYYİD ALİ BİR ARA DÜŞÜNÜR ACABA ADINI ÇALA ŞIKEL OLARAK DEĞİŞTİRSEMMİ DER..YAW HERKES RABİA DESİN BEN ÇAĞLA ŞIKELİM OLSUN DER..GEÇİCİ OLARAK DONDURUR..HATTA FORMU BOZULMASIN DİYE ÇAĞLA ŞIKELE ÇOCUKTA DOĞUTMAZ .SEYYİD ALİ ÇALIŞKANDIR .ÇALIŞMAYIPTA NAPSIN ÇAĞLA ŞIKELİN KUAFÖR MASRAFLARINA GÜÇMÜ YETER..BUNUN HER GÜN MANİKÜRÜ VAR PEDİKÜRÜ VAR.GİYİMİ KUŞAMI SÜSÜ PÜSÜ...:=)...KOLAYMI AMA OLSUNDU BEE NASILSA ÇAĞLA ŞIKELE BENZİYORDUYA...:=)AMAN BOŞVERDİ ..SEYYİD ALİ HEP TEK BAŞINA TAKILIRDI:=) CAZ DİNLEMEKTEN TEK KALE MAÇTAN VE TARLA SÜRMEK HOBİLERİ ARASINDAYDI...YILLAR AYNEN BU ŞEKİL YANİ DEVAM ETTİ ...SEYYİD ALİDE 50SİNDE AMA NE ETİ KALMIŞ NE BUDU ..SUSUZ ÇÖLE DÖNMÜŞ...ÇAĞLA ŞIKELDE HALA TAŞ GİBİ DURUYOR...YANYANA GELMİŞLER AYNAYA Bİ BAKMIŞ SEYYİD ALİ YÜZÜ AYNI MUŞMULA GİBİ HEMEN ORDA KARAR VERMİŞ..ÇAĞLA ŞIKELİ PODYUMA ÇIKARACAK VE ÇOK PARA KAZANIP YÜZÜNÜ GERDİRİP BOTOKS YAPTIRACAKTIR...ÇOK SİPALİLERİ OLUR ...ARTIK SEYYİD ALİ ÇOK ZENGİN OLMUŞTUR ..ÇOCUKLARINI YETİŞTİRME YURDUNA VERMİŞTİR...22 ODALI.4 SALONLU..5BANYOLU.HAMAMLI.ŞAKUZİLİ 5 KATLI BİR GECEKONDU ALMIŞTIR ... ,,,,,,,,,,,,,SEYYİD ALİ..TOPRAK ADAMI ÇALIŞKAN MERT...HASTA DA OLSA HERGÜN TOPRAĞINI KOKLAMADAN ÇALIŞMADAN DURAMAZ...2 EVLADINI NAMERDE MUHTAÇ ETMEDİ YETİŞTİRDİ OKUTTU İŞ SAHİBİ YAPTI ..ÇALIŞTI BÜTÜN GÜCÜYLE..........HARAM YEDİRMEDİ....BÖYLE OLMALIYDI BİR BABA....ÖYKÜ.YÜ ÇOK BEĞENDİM ..YÜREĞİNİZE SAĞLIK
KULLANDIĞINIZ BAZI KELİMELER ÇOK HOŞUMA GİTTİ VEDE GÜLDÜM...TAKILIYORDU....ÇAĞLA ŞIKEL GİBİ ....SAYGIM DAİM....
Eveeet ilk defa öykünüzün biri olan Seyit Ali'yi okudum. Şiirlerinizi değişik bir tarz ve duru bir anlatım olarak yorumluyor ve beğeniyle takip ediyordum. Ve şiirleriniz de bende arkası yarın öyküleri çağrıştırıyordu. Öykü tatındaydı.
Bu öykünüzde de o yalın, rahat, akıcılığı şiirlrinizde olduğu gibi buldum. Tarzınız size has öyküyü okurken ya da şiirlerinizi genellikle film izler gibi canlanıyor kişinin gözünde bu da başarılarınızın göstergesi...
Seyit Ali gerek bulunduğu yöreden gerekse de yaşam olarak ilginç bir karakter işlediğiniz ya da anlattığınız geleneklerden tutun da yaşamı işleyişiniz mükemmel. Sanki kısa bir film tadında beğeniyle okudum. Bundan sonra öykülerinizin de takipçisi olacağım.
Saygılar.
........................
ferah hanım,
siz takip ettikçe beni,
öyküler bir bir ortaya çıkacak,
bundan emin olun.
saygımla.
Eveeet ilk defa öykünüzün biri olan Seyit Ali'yi okudum. Şiirlerinizi değişik bir tarz ve duru bir anlatım olarak yorumluyor ve beğeniyle takip ediyordum. Ve şiirleriniz de bende arkası yarın öyküleri çağrıştırıyordu. Öykü tatındaydı.
Bu öykünüzde de o yalın, rahat, akıcılığı şiirlrinizde olduğu gibi buldum. Tarzınız size has öyküyü okurken ya da şiirlerinizi genellikle film izler gibi canlanıyor kişinin gözünde bu da başarılarınızın göstergesi...
Seyit Ali gerek bulunduğu yöreden gerekse de yaşam olarak ilginç bir karakter işlediğiniz ya da anlattığınız geleneklerden tutun da yaşamı işleyişiniz mükemmel. Sanki kısa bir film tadında beğeniyle okudum. Bundan sonra öykülerinizin de takipçisi olacağım.
Saygılar.
sevgili YÜREĞİ SEVGİ İLE DOLU DOST,
İnanınki yazınızı bir solukta okudum.aklıma yaşar kemalin ince memed romanı geldi.çağla şikel benzetmenizde gülümsetti .çocuklar olduktan sonra ister anne olun,ister baba olun artık hayata dair ne düşünceniz varsa ,bütün yapacağınız planları onlara göre yapıyorsunuz.ve e n önemlisi bütün sevginizi çocuklarınıza veriyorsunuz.tek hedef sağlıklı bireyler topluma yetişirmek için.sizde içinizdeki duygularınızı bu kadar güzel bizlere yaşattığınız için tebrik ederim.
Şimdi ikisi iki yaşlı birer insan olarak iki odalı, bir salonlu bir evde yalnızlıklarını paylaşıyorlar
yazınıın en can alıcı noktası bence burasıydı.beni çok hüzünlendirdi.ben bu sonuçla bir çok yazıda karşılaştım.ve bana en acı veren evliyken yanlız yaşayan insanlar.inşallah en kısa zamanda bu yazının devamını bekliyorum.yüreğinize sağlık.kaleminiz daim olsun.sevgilerimle.
..................................
sevgili inci dostum,,,
ilgin çok
sağol
varol.
saygımla.
Bu öyküye ben de bayıldım ama; iyiki rabia'nın çocukları olmamış. Olsaydı o zaman ak koyun kara koyun belli olurdu.
Acaba ayırım yapmadan büyütebilecekmiydi çocukları?
Bu güzel yaşanmış öyküyü bizimle paylaştığın için çok teşekkür ederim Meselci kardeş...
Tebrikler...
.........................................
Rabianın çocukları olsaydı,
bu kadar büyük sevmez
sarılmazdı iki oğluna
seyit ali.
doğru tespit
sevgili emine.
saygımla.
Bu öyküye ben de bayıldım ama; iyiki rabia'nın çocukları olmamış. Olsaydı o zaman ak koyun kara koyun belli olurdu.
Acaba ayırım yapmadan büyütebilecekmiydi çocukları?
Bu güzel yaşanmış öyküyü bizimle paylaştığın için çok teşekkür ederim Meselci kardeş...
Tebrikler...
.........................................
Rabianın çocukları olsaydı,
bu kadar büyük sevmez
sarılmazdı iki oğluna
seyit ali.
doğru tespit
sevgili emine.
saygımla.
sevgili YÜREĞİ SEVGİ İLE DOLU DOST,
İnanınki yazınızı bir solukta okudum.aklıma yaşar kemalin ince memed romanı geldi.çağla şikel benzetmenizde gülümsetti .çocuklar olduktan sonra ister anne olun,ister baba olun artık hayata dair ne düşünceniz varsa ,bütün yapacağınız planları onlara göre yapıyorsunuz.ve e n önemlisi bütün sevginizi çocuklarınıza veriyorsunuz.tek hedef sağlıklı bireyler topluma yetişirmek için.sizde içinizdeki duygularınızı bu kadar güzel bizlere yaşattığınız için tebrik ederim.
Şimdi ikisi iki yaşlı birer insan olarak iki odalı, bir salonlu bir evde yalnızlıklarını paylaşıyorlar
yazınıın en can alıcı noktası bence burasıydı.beni çok hüzünlendirdi.ben bu sonuçla bir çok yazıda karşılaştım.ve bana en acı veren evliyken yanlız yaşayan insanlar.inşallah en kısa zamanda bu yazının devamını bekliyorum.yüreğinize sağlık.kaleminiz daim olsun.sevgilerimle.
Toprakla bütünleşen bir insan, doğada senelerini bıkmadan eskiten, kendi halinde takılmaya özen gösteren, sabahtan akşama kadar tarlalarında, bağlarında gücünü tüketen, mülayim, biraz da sinirli, koca bir çınardı Seyit Ali...
..
bu tasvire bayıldım....
---------
İsmi Rabia’ydı... Görüntüsü, şekli cemali manken olan Çağla Şikel’i andırıyordu...
..............................buna gülmeden edemedim...
portre/ öykü olmuş..gayet güzel bir anltımın var..tebrikler...
................................
sevgili müget dostum,
beğenmene çok mu çok sevindim.
varol
sağol
daim.
Toprakla bütünleşen bir insan, doğada senelerini bıkmadan eskiten, kendi halinde takılmaya özen gösteren, sabahtan akşama kadar tarlalarında, bağlarında gücünü tüketen, mülayim, biraz da sinirli, koca bir çınardı Seyit Ali...
..
bu tasvire bayıldım....
---------
İsmi Rabia’ydı... Görüntüsü, şekli cemali manken olan Çağla Şikel’i andırıyordu...
..............................buna gülmeden edemedim...
portre/ öykü olmuş..gayet güzel bir anltımın var..tebrikler...