- 493 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
EY AŞK NEREDESİN -2
“ Ne biçim araba kullanıyorsunuz ? Dikkatsizliğinizin sonucunu gördünüz mü ? Bayanlar ancak bu kadar araba kullanır işte ! Size, bu ehliyeti kim verdi ? “
Nihal, bu sözler karşısında iyice sinirlendi ve yüzü kıpkırmızı oldu. Hemen karşı atağa geçti.
“ Ne diyorsunuz Beyefendi. Bunun cinsiyetle ne ilgisi var. Kazayı, sadece bayanlar mı yapıyor. Kaza işte. İsteyerek yapılabilecek bir şey mi ? Ne bağırıyorsunuz. Çağırırız polisi. Tutar tutanağı. Öderim cezamı. Ama benim kadar siz de kusurlusunuz. Bağırmayın. Karşınızda bir bayan var. “
Bu konuşma karsısında karşısında bağırıp çağıran adam sustu. Biraz sonra sakinleşerek, aracına yaklaştı. Şöyle bir baktı. Aracında, fazla bir hasarın olmadığını görünce de munis bir tavırla, aracının yanında bekleyen Nihal’ e yaklaştı.
“ Afedersiniz hanımefendi. Az önceki davranışım için. Benim adım Tarık. Çok kaba davrandığımı şimdi fark ediyorum. Araçta çok önemli bir şey yok. Ama kasko için tutanak düzenletmem gerekiyor. Trafik polisini çağıracağım. “
“ Evet, farkındayım Tarık bey, hatanızı anlamanıza sevindim. Ben acemi değilim. Çok ta dikkatli kullanırım. Burası ilk defa geldiğim bir şehir, gideceğim adresi tabelalardan takip etmeye çalışıyordum. Bir anlık dalgınlığa geldi sanıyorum. Yoksa ben de istemem tabii kaza yapmayı. Benim adım da Nihal. “
Konuşmanın ardından Tarık, cep telefonundan 154 ‘ ü arayarak ekip çağırdı. Trafik polislerinin tutanak ve hasar tespit çalışmalarının ardından oradan ayrıldılar. Polislerin gitmesinin ardından Nihal arabasına bindi. Aracında, farlarının dışında bir hasar yoktu. Öbür aracın da kaportasında bir iki yerde ezilmeler olduğunu fark edebilmişti.
Tekrar araçtan indi ve aracıyla ilgilenen Tarık’ ın yanına gitti.
“ Tarık bey, bu kağıtta, adım,adresim ve telefon numaram yazılı. Ne gerekiyorsa ödemeye ve karşılamaya hazırım. Dikkatsizliğim için özür dilerim. Benim gitmem gerek. İşime geç kaldım. Daha gideceğim yeri de bulmuş değilim. Size iyi günler diliyorum. “
“ Ben de özür dilerim. Size sarf ettiğim sözler için. Siz yabancısısınız galiba buranın. İsterseniz yardımcı olabilirim. Ben buralıyım. Yabancı bir şehirde, adres bulmanın zorluklarını bilirim. Nereye gidecektiniz ? “
“………….Bankasını arıyorum. Aslında tarif etmişlerdi ama bulamadım. Size zahmet vermek istemiyorum ama sanırım ihtiyacım var. “
“ Tamam, siz geçin yerinize. Ben aracımı kenara park edeyim. Sizi oraya kadar götüreyim. Sonra gelir aracımı alırım buradan. Mahsuru var mı ? “
İlk karşılaştıklarındaki negatif etki, sinirlerinin yatışmasından ve nazik konuşmalar ile pozitif bir düşünceye doğru sürüklemişti Nihal’i.
“ Tabii ki. Çok teşekkür ediyorum size. Buyurun. “ Dedikten sonra yerine geçti. Tarık’ ın yanındaki koltuğa oturmasıyla, aracı çalıştırdı ve yanındaki adamın yönlendirmeleriyle aradığı adresi buldu. Şehrin işlek caddelerinden birindeydi bankanın genel merkezi. Aracı, kenara çekti ve durdurdu. İkisi birden aşağıya indiler. Teşekkür ettikten sonra Tarık’ tan ayrılarak içeriye girdi. Heyecanına engel olamıyordu. Binanın içine girer girmez etrafını dikkatlice gözden geçirdi. Sonra, girişteki güvenlik görevlisine banka müdürünün odasını sordu.
Beşinci kata asansörle çıktı. Tam karşıdaki odaya doğru yöneldi. Kapıda durdu ve üzerindeki kıyafetleri elleriyle, son bir kez gözden geçirdi. İçinden derince bir nefes çekerek kapıyı tıklattı. İçeriden “ Girin” Sesini duyar duymaz, kendinden emin bir şekilde içeriye girdi.
Masada, evrakların içinde kaybolmuş vaziyette oturan kırk beş-elli yaşlarında olduğunu tahmin ettiği gözlüklü ve saçları kırlaşmış, banka müdürünü gördü. Kendini tanıttı. Onun gösterdiği yere geçerek oturdu. Kısa bir sohbetin ardından, içinde bulunduğu tedirginliği atmıştı.
Biraz daha oturduktan sonra aynı katta bulunan onun çalışacağı odaya doğru ilerlediler. İçeriye girdiğinde, büyük bir oda ve tam kapının karşısında bulunan geniş bir çalışma masasını gördü. Odadaki eşyalar, masasının rengi ile uyumlu seçilmişti. Banka müdürünün gitmesinden sonra koltuğuna oturdu bir müddet.
Camın önüne geldi ve oradan dışarıya baktı. Dışarıda insanlar, bir telaş içinde yolda yürüyordu.
DEVAM EDECEK !
YORUMLAR
İlk karşılaştıklarındaki negatif etki, sinirlerinin yatışmasından ve nazik konuşmalar ile pozitif bir düşünceye doğru sürüklemişti Nihal’i.
“ Tabii ki. Çok teşekkür ediyorum size. Buyurun. “ Dedikten sonra yerine geçti. Tarık’ ın yanındaki koltuğa oturmasıyla, aracı çalıştırdı ve yanındaki adamın yönlendirmeleriyle aradığı adresi buldu. Şehrin işlek caddelerinden birindeydi bankanın genel merkezi. Aracı, kenara çekti ve durdurdu. İkisi birden aşağıya indiler. Teşekkür ettikten sonra Tarık’ tan ayrılarak içeriye girdi. Heyecanına engel olamıyordu. Binanın içine girer girmez etrafını dikkatlice gözden geçirdi. Sonra, girişteki güvenlik görevlisine banka müdürünün odasını sordu.
Beşinci kata asansörle çıktı. Tam karşıdaki odaya doğru yöneldi. Kapıda durdu ve üzerindeki kıyafetleri elleriyle, son bir kez gözden geçirdi. İçinden derince bir nefes çekerek kapıyı tıklattı. İçeriden “ Girin” Sesini duyar duymaz, kendinden emin bir şekilde içeriye girdi.
Masada, evrakların içinde kaybolmuş vaziyette oturan kırk beş-elli yaşlarında olduğunu tahmin ettiği gözlüklü ve saçları kırlaşmış, banka müdürünü gördü. Kendini tanıttı. Banka müdürünün eliyle gösterdiği yere geçerek oturdu. Kısa bir sohbetin ardından, içinde bulunduğu tedirginliği atmış ve kendini daha tanıdık hissetmeye başlamıştı o ortama.
Banka müdürü ile epeyce oturdular. Banka müdürü ile birlikte aynı katta bulunan onun çalışacağı odaya doğru ilerlediler. İçeriye girdiğinde, büyük bir oda ve tam kapının karşısında bulunan geniş bir çalışma masasını gördü. Odadaki eşyalar, masasının rengi ile uyumlu seçilmişti. Banka müdürünün gitmesinden sonra koltuğuna oturdu bir müddet.
Camın önüne geldi ve oradan dışarıya baktı. Dışarıda insanlar, bir telaş içinde yolda yürüyordu.
namı değer hülyam
maşaAllah, hızına yetişene aşk olsun.
ölümsüz aşk bitti hayırlısıyla,
şimdi yeni bir seriyle karşımızdasın.
ne mutlu sana.
saygımla
üretken yazar.