D U A...

• 21 Eylül 2009 Pazartesi 21:59:38

sabah namazı sonrası...
beyaz sarıklı adam.caminin bir kutu köşesinde zikre dalmış...
kimsecikler yok.abit biri olduğu halinden belli.
bembeyaz sakalları ona bir heybet katıyorki...
dikkatle bakanın içi ürperiyor.
bazan aşka gelip silkiniyor,gözleri buğulanıyor...
camide çıt yok.cemaat namzadan sonra çıkmış.esrarengiz beyaz sarıklı adam a
kalmış cami...
birden irkiliyor,çünki cami kapısı öyle bir hızla açılıyorki;
telaşlı,heyecanlı,üstü başı yırtık,eski olduğu her halinden belli-
olan bir adam giriyor içeri süratle...
sağa sola bakıyor kimse yok.beyaz sarıklı kuytuda olduğu için göremiyor.
cami içinin kenarına denk gelen bir kolon un dibine dizleri üzerine çöküyor.
başını kolona eğik vaziyetde yaslıyor.gözleri yerde.elleri göğsüne yapışmış.
Allahım...
Ben çok günahkarım.sevabım iyiliğim yok rabbim.
senden birşey istemeye hakkım yok.ellerimi açamam sana.
sana kulluk yapamadım.ama suyuna ekmeğine muhtacım.
havana muhtacım rabbim.
nere gittiysem senin rahmetinle karşılaştım.
ben layık değilim dedim havanı solumayım dedim yapamadım.
suyunu içmeyim dedim yapamadım.
mekanından gideyim dedim gidemedim.
dünyayı terketsem diğer alemin kuşattı beni.
alemini terketsem yine senin sahip olduğun yerdeyim.
nere gitsem gidemem.mekanını terkedemem.
kulluğundan kaçamam.biliyorum.
ama kulluk yapamıyorum san.kimseye faydam olmadı.
senin rızanı kazanacak amelim yok.senden istemeye yüzüm yok.
Rabbim..beni affet...
affetmezsen beni burda şu anda taş eyle.
taş eyleki...
benin bu halimi görüüp te ibret alsınlar ve senin yolundan gitsinler.
doğru yolu bulamayanlar doğru yola girsin.
vicdansızlar a merhamet gelsin.
dünya sevdalıları dünyadan soğusun.
da bende sana bir iyilik yapmış olayım bu sayede..
belki senin rızana sebeb olur bu halimde...umarımki...
böyle rabbine yakarırkende,
elinden oyuncağı alınmış,
annesini kaybetmiş,
etinden et koparılan
çocuk gibi hüngür hüngür ağlıyordu...
Beyaz sarıklı adam merak etti bu kim diye.
yerinden kalktıonu görecek şekilde ona yürüdü.
bu adam ...dedi.mahallenin adını deli koyduğu adam.
dua eden adam dualarına ve ağlamalarına devam ederken
omzuna bir el dokunduğunu hissetti.
birden irkildi.kimse yok zannediyordu.korktu bir an.
gözlerini kıstı kim bu der gibi.
sonra açtı faltaşı gibi.omzuna dokunan yeşil sarıklı bir beyaz sakallı adam.
kalk gidelim dedi.
nereye dedi dua eden.
ona dedi.
kalktı.yeşil sarıklı geriye dönünce beyaz sarıklıyla
göz göze geldi.
beyaz sarıklı donmuştu.yeşil sarıklı gülümsedi,sıyrıldı ve çıkıp gittiler
dua eden adamla.
beyaz sarıklı bir anlam veremedi.
o gece bir rüya gördü beyaz sarıklı adam.
bir topluluğun arasında ilerliyor.o ilerledikçe topluluk
yarılıp ona yol açıyor hürmetle.
iilerliyor ilerliyor.sonra bir orta yere geliyor.
ortada bir masa var.yeşil sarıklı o adam o işte.camide gördüğü adam.

yanındakinide tanıyor.dua eden adam bu diyor içinden.
diğer dört kişiyi tanımıyor.hep birlikte sohbet ediyolar.
meyveler yiyolar.gülüşüyolar.
beyaz sarıklı adam topluluktakilere soruyor;
bu yeşil sarıklı kim.?
-sevgili peygamberimiz.
-yanındakiler?
dört halife.
-bu dua eden ne yapıyor yanlarında?
-Allah a öyle halis dua ettiki...
Allah onun elini boş vevirmedi.
peygamberimize arkadaş eyledi onu.
dua ederken kalp gözüyle,öyle yakaracaksın,
öyle isteyeceksinki..böyle yüksek mertebelere kavuşacaksın işte
dediler...
beyaz sarıklı birden uyandı.
sevgili peygamberimizi görmüştü.hem hayatta hem rüyasında.
süphanallah...
Rabbim sana şükürler olsun dedi.bu ne büyük bir nimet.
dua eden adamı birdaha gören olmadı o günden sonra...
Nebi KILIÇKAYA
21/09/2009...21:55
Sivas.
NOT.dostlarım.bu yazımda hatalarım olmuş tur mutlaka.
Allahın gazabına sebeb olacak sözlerden yine Allaha sığınırım.
benimki sadece bir yazı.dini akıl vermek değil kimseye.
sevgili peygamberimizi incitercek bir sözüm olduysa af diler
yine Allaha sığınırım...