BURUK MUTLULUK (1)
Sabahın ayazında, titreyerek dışarı çıkan çocuğun ağzından hızlı hızlı buharlar çıkıyordu. Omuzlarını hafifçe kaldırıp kamburunu çıkartır vaziyette yürüyüşü de soğuğu ne denli hissettiğini gösteriyordu. Hızlı adımlarla yürüdü, elleri ceplerindeydi. Arada bir cebinden çıkarttığı ellerini ağzına götürerek, nefesi ile ısıtıyordu. Çocuk arada bir koşuyor, sonra yavaşlıyordu.
Taze ekmek ve gazete almak için dışarı çıkan Ali Kemal, bu manzarayı içi sızlayarak izledi ve adımlarını sıklaştırarak, çocuğu takibe başladı. Aklından pek çok soru geçiyordu.
“Böyle soğuk bir havada, sabahın bu saatinde , bu yaşta bir çocuğun sokakta ne işi olabilir?” diye mırıldandı kendi kendine. Böyle telaşlı nereye giderdi bu küçük çocuk? Üstelik ince ince yağmaya başlayan karın altında üzerinde ince bir ceketle, üşüdüğü öylesine belliydi ki. Soğuğu hissettikçe adımları sıklaştı küçük çocuğun, ardından Ali Kemal’ de kalın paltosunun yakasını kaldırmış, elleri ceplerinde adımlarını hızlandırdı.
Nihayet küçük çocuk ilerideki nöbetçi eczaneye girdi, doğruca kalorifere yaklaşıp ellerini ısıttı ve eczacıya yöneldi, hemen arkasından içeri giren Ali Kemal’ i fark etmemişti bile.
“İsmail amca, annemim yine astım nöbeti tuttu ve hiç ilacı yok” Eczacı hiçbir şey söylemeden, kederli gözlerle ilaç dolu raflara yöneldi. Çocuğun istediği ilacı raftan indirip sardı ve gülümseyerek uzattı; “Geçmiş olsun Cemil, ilacı hemen annene yetiştir oğlum” dedi .
Cemil koşarak eczaneden çıktı. Kapıda Ali Kemal’ i gören Eczacı İsmail “ Buyurun efendim” dedi, Ali Kemal “Günaydın “ dedikten sonra, az önce koşarak çıkan çocuğu takip ederek geldiğini ve çocuğun haline çok üzüldüğünü söyledi. Eczacı İsmail dertliydi;
“Ahh, bayım bu çocuğa ve annesine hepimiz üzülüyoruz, o kadar zor durumdalar ki” dedi… Ali Kemal çocuk ve annesi hakkında bazı sorular sordu.
Eczacı İsmail anlatmaya başladı;
“Çocuğun babası hayırsız çıktı” . Kaçırarak evlendiği karısını bu oğlan 7 yaşındayken terk edip gitti, güya başka bir kadına aşık olmuş, bir daha da arayıp sormadı. Kadının Babadan kalma küçük bir evi vardı, kadıncağız küçük çocuğuyla baş başa yapayalnız kalınca ekmek derdine düştü, bir fabrikada işe girdi, geçen sene astıma yakalanmış, havalar kötüleşince işe gidemez olmuş, fabrikadaki işinden de çıkarttılar, şimdi komşuların yardımıyla hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar, birkaç hayırsever yardım ediyor ”…
YORUMLAR
Gerçekten zor günler yaşayanlar var .Hastalar var,işşizler var,ve açlar var,çevremizde bildiklerimize duyarsız kalamayız ama ya bilmediklerimiz görmediklerimiz ne olacak..Allah yardımcıları olsun ...selamlarla Güzel bir paylaşımdı..
serapertence tarafından 2/6/2010 2:37:47 PM zamanında düzenlenmiştir.
Okumakta biraz geciktiğim için kusura bakma arkadaş.Malum bayram telaşındaydık...
Yeni bir öyküye başlamış bulunuyorsunuz.Konu ilgimi çekti.Kalem akıcı.çevre tasvirlerine yer vermişsiniz.İnsanın içsel dünyasına girmişsiniz...
Biraz konuyu geniş tutabilirseniz ,sanırım daha iyi olacak...
Tebrikler...selamlar...
başka bir kadın ha...
laf mı şimdi bu?
kızı kaçırmış, evinden ocağından etmiş, sonra da 7 yaşındaki bir çocukla bırakıp gitmiş. Olacak iş mi bu?
yazık çok yazık ve ne yazık ki böyle çok örnek var
hasta bir anne, çaresiz bir çocuk
bakalım nereye gidecek hikaye...
ellerinize sağlık bir solukta okudum çok güzeldi.