- 1201 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
166 - RESİM
Onur BİLGE
Birinci sınıfta tam küçük harfe geçeceğimizde bir ara ablam da yedek öğretmenlik yaptı bize. Tahtaya bir leylek çizdi. Aynen defterime aktardım. Gördüğüm her resmi olduğu gibi aktarıyorum. Henüz aslına bakarak bir şey yapamıyorum. Doğal hatları göremiyorum.
İkinci sınıfta iken, kitaplarımdaki elle çizilmiş karmaşık resimlere bakarak, bire bir benzetmeye çalışarak desen çizmeye başladım. Okul öncesinden sayfanın tamamını kullanabiliyorum. Arkadaşlarım, abuk sabuk kenar süsleri çöp adamlar yapmakla meşguller. İri yazılı öykü kitaplarını zevkle okuyorum. Küçük yazılı koyu renk saman kâğıtlara basılmış sıkıcı öyküleri okumak istemiyorum. Genellikle sınıf kitaplığından verilen, cebren okutulmaya çalışılan o tür kitapları elime alıp alıp bırakıyorum. Babamın, ablamın zevkime göre aldıklarıyla arkadaşım.
Başkaları küçücük desenler yapıyor, resim defterlerinin ortasına. Bit kadar. Benim resimlerim, bir tek çiçek bile olsa sayfayı kaplıyor. Bir de boyuyorum, kuru boyayla.
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 7
TIRNAK - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15
YORUMLAR
Yasaklar gizliliği, gizlilikler felaketleri getirir.
evet bu bir cok sey icin gecerli olabilir..
Resim yapma, şiir ya da yazı yazma arzusu, kusma isteği gibi gelir. Engellenemez.bencede.buna engel koyamayiz.koyamiyoruz zaten.
mutluluk onları yakalayabilenlerin ve avuçlarında tutmayı başarabilenlerindir.
herkes mutlulugu yakalasin ümid edelim.
cok güzeldi yine.
okadar cok yönden bakilir ki yazilarina.
bu yazilari okumakta hatta farkli bir mutluluk.
iyiki varsin.emegine saglik.sevgiler sonsuz.
evet Mihriban arkadaşımızın yazıya yorumunda ki methine katılıyorum..yetenek doğuştan olunca okunası eserler çıkıyor...tabi eleştiri her zaman olabilir,olumlu yada olumsuz ama bunlar insanı daha şefkle yaratıcılığa yönlendirir..bu yazıdaki imgeler gibi..çok orjinaldi kalemin kendini kağıt hissedecek kadar edebiyata düşkün birine onu kaşırcasına hadi yaz demesi..Onur arkadaşımıza başarılarının devamını diliyorum...mutlu bayramlar..
Kimisinde bu yazma kabiliyeti taa dogustan vardir..
SIRF "GÜNDEMDE OLMAK" ICIN YAZMAYAN ENDER YAZARLARDAN BENIM ONUR BILGE'M..
O edebiyatin sulak cayirlarinda yetismis..kendi kendini gelistirmis..YAZMAK onun hayati olmus..
Icinizden kac kisi yazmadigi günler eksik hissetti kendini? Yazmadigi günler acti, yazmadigi günler susuz?
YAZMAYI GERCEKTEN COK SEVDIGI ICIN, VE KIM NE DERSE DESIN INANILMAZ BIR KABILIYETE SAHIP OLDUGU ICIN
ONUR BILGE'M YAZMAYA HEP DEVAM EDECEK.
Hicbirsey,hickimse onu durduracak güce sahip degil..
O BIR KAYA!!!
önüne cikan "CAKIL TASLARI" onu nasil durduracakmi$? $a$arim!..
******
Herkese Háyirli Ramazanlar! :=))
elma-kokusu tarafından 9/20/2009 9:52:06 PM zamanında düzenlenmiştir.
“Aza, vazifeye tabidir. Kullanılmayan uzuv, dumura uğrar. Ana memesi bile, emilmez veya sağılmazsa, kurur. O nedenle çocukların eline küçük yaşta kalem verilmeli.”
Sevgili Onur, yine harika, yine çok güzel yazmışsınız...
Sizi yürekten kutlar; mubarek Ramazan bayramını kutlarım...
Selam ve sevgilerimle...
Resim!Resim gibi resmetmişsin sevgili 'Onur...
Bu yazınızı çocukluk gençlik dönemlerime dönmek isteyişimde
hep okuyacağım favori m olacak yazınız.Öyle kılcal resmetmek başlığa hakkını vermek 'Onur Bilge ye mahsustur efendim...
Benden çok şey vardı yazınızda çok şey...
Bir tanesi Teksas Tommiks ,kitapçılarda her bulduğmda alırım çocukluğumu...
Bu yazınıza makale yazmak isterdim;çok güzel çok güzel yazmışsın ,değerli kalem...
Kutluyorum sizi yüreğimin sesleriyle,çocukluğumu anlatan yazarımızı...
Sevgiler sevgiler sevgiler....
BU GÜN YAŞAYAN YETİŞKİNLER KUŞAĞININ ÇOĞU, RADYO DİNLEYİCİSİDİR. GÜNDE ÜÇ KEZ AÇILIP KAPANAN RADYO GERÇEĞİNE İNANMAYAN, CİNİŞİ, ŞEYTANİŞİ DİYEN YAŞLI İNSANLAR TANIDIM ÇOCUKLUĞUMDA. YAZARIMIN GERÇEK YAŞANTISINDAN KESİTLER AKTARMIŞ BU ÖYKÜSÜNDE. KENDİSİİ KUTLAR, BAŞARILAR DİLERİM. SAYGILARIMLA.
Yine harika bir yazı. Beni geçmişe götüren. Hayat mecmualarını babam alırdı ve biriktirirdi. İki katlı ahşap evimizin üst katında bir yerde saklardı onları. En büyük zevkim ahşap zemine onları yaymak ve okumaktı. Saatlerin nasıl geçtiğini anlamazdım o zaman. Bir de radyoda arkası yarın kuşlağı vardı. Her sabah 09. da başlardı galiba. Ertesi günki yayını kaçırmamak için erkenden uyanırdım. Ahşap kokan evde yine. Babam ben küçükken çok güzel resimler yaptığımı söylerdi ama şimdi hiçbir şey çizemem. Teşekkürler üstadem bu güzel yazılar için. Bayramınız kutlu olsun. Allah nice bayramlara erdirmesi dileklerimle. Sevgiler, saygılar :)