- 2619 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
ON İKİ
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
YORUMLAR
Dubleburger” yerine “davulburger” yazmış bizim esnafımız, ama nerden bilsin değil mi?
Türkçesi dururken, özenirsen başka dillere olacağı bu…
evet Türk milleti olarak ilk önce bu özentileri birakmak lazim.Almanyada bile Döner kebap yazarken
Türkiyede böyle yazilmasi tuhaf.Hemde komik bir sekilde.
Aslında burada gülmek yerine, ağlamak gerekiyor. Çünkü bunlar, toplumumuzun kültür seviyesini gösteriyor.
cok ta dogru demissiniz.
Baska yorum da bulunmak gereksiz bu sözünüze.
Diger taraftan da sunu söylemeli ki
Siz yazinizda kürtlükten bahsetmemissiniz.
onun icin Gereksiz yere Kürt sorununu buraya konu etmemeli ben ce.
Türkiye topraginda kim yasiyorsa
Türkiyeye laf ettirmemeli diye düsünüyorum.
Türk halkinin dahi cahaleti yenemediginden dolayi
kendi kendimize burasi Türkiye deyip gülündügünü de
göz önüne alirsak
sorunlarin diz boyu oldugunu görüyoruz...
yinede Türkiye essiz bir devlettir.
birazda milleti birlik olsaydi cok daha baska ola bilir Ülke gelise bilirdi.
hayirli bayramlar
yazilarinizda basarilar diliyorum.
saygilar.
Turgut Bey, değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Ama benim için Kürtlerin Türk olması ya da olmaması hiç bir önem arz etmiyor. Kim ne ise odur. Ben yaptığım çalışmaların sonucunu paylaşıyorum o kadar.
Bölgede 10 yıla yakın kalmış biri olarak söylüyorum. Kürtlerin kahir ekseriyetinin böyle bir derdi yok. Bu terör örgütünün ve Kürtçülerin yaygarası… Sadece 100 bin korucu var bölgede, şehit ailesi dernekleri var. Ama bunları gündeme getiren yok. Sadece bölücülerin sesi yansıtılıyor. Sorun burada.
Türkiye’de Kürt sorunu yok, Kürtçülük sorunu var. Bunu laf olsun diye değil, bilerek söylüyorum.
Kürt isyanları denilen isyanların çoğu, merkezileşmeye karşıdır. Bir kısmı, Hamidiye alayları ile elde ettikleri gücün alayların dağıtılması ile yaptıkları isyanlardır. Bir kısmı ise vergi isyanlarıdır. Mesela yolu olmayan ve dağ başında yaşayan bir aşirete “yol vergisi” konmuş, aşiret de isyan etmiş. Örnekler çoğaltılabilir. Kürtçü isyanlar da var, ama bunarlın tamamı dış güçler tarafından desteklenmiş ve kışkırtılmıştır.
allik tarafından 9/21/2009 1:02:59 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hayırlı Bayramlar Dostlar
Eline kalem alan, maksadına göre tarih yazabiliyor günümüzde. Gerçeklere göre değil. Türkiye’de kürt sorunu hiç olmadı şimdiye kadar demek de aslında yanlış olur. İsyanları ve yapanları araştırırsanız görürsünüz.
İçin gerçeği Kürt sorunu tek taraflı olarak olmadı. Türkler açısından bakınca bir Türk ile Kürtçe bilen arasında hiçbir fark olmamıştır. Ancak Kürtçe bilenlerin bir kısmının tarafından bakınca bir sorun vardır ve hep olmuştur. Bu bir kısım otuzun üzerinde isyana teşebbüste bulunmuş, başarılı olamamıştır. Çünkü sadece silahlı isyanlarda bulunmuşlardır. Bugün ise isyanı toplumun malı yapmak gibi bir strateji içindedirler.
Ali Bey gibi yazan çizen arkadaşların çoğu gönüllerini açmış, isyanları unutmuş görünmekte ve birlikte yaşadık, biz bir bütünüz hepimiz biriz demekte, ancak karşılığında hayır ben sizden değilim diyerek ayrılıkçı sözlerle karşılaşmaktadır.
Bundan sonra söylenecek ve yazılacak hiçbir şey de onların düşüncelerini değiştiremeyecektir biliyorum. Tohumları beyninde yeşermeye başlamış olanları sözle ikna etmek, yürüdükleri yoldan vazgeçirmek mümkün değildir. Ne dersek diyelim, ayrılık tohumları filizlenmeye başlamış bir defa. Muhakkak her birleştirici söze karşılık bir kılıf bulunacaktır. Bundan geri dönüş çok zor.
Bütün arzusu dünyada güçlü bir Türk milleti görmemek olan devletlerin maşaları uzanıp, zaman zaman bizi karıştırır. Bu da öyle bir karışıklık.
Batı’nın güneydoğuda yaşayan insanımın kara kaşını kara gözünü çok sevdiğini düşünmek gibi bir safdillik yaygın. Kimse Batı’nın bu desteğinin altında ne yatmaktadır düşünmez. Küçük heyecanlar ve pembe düşler görmeye devam eder.
Önceki isyanlar nasıl bastırıldıysa bu da öyle bastırılır. Ama küçük hesaplar büyük kan dökülmesine sebep olur. Bunları görmek gerek.
Devletin en üst kademelerine kadar gelen ve Kürtçe konuşmasını bilen insanların bulunduğu bir ülkede Kürt sorunundan bahsetmek, vatanın her tarafında iş güç sahibi olabilen Kürtçe bilen vatandaşlarımızın rahatlıkla işlerini sürdürdüğü bir ülkede Kürt sorunu diyebilmek, bu memleketi bölüp büyük Ermenistan hayalini gerçekleştirmek isteyenlere hizmetten başka bir şey değildir. Bunun böyle olduğunu da tarih gösterecektir.
Sonu düşünmek, tarafsızca sona bakabilmek gerek. İnternetten araştırıp büyük Ermenistan haritasıyla Kürdistan haritalarını karşılaştırmak gerek. Ermenistanın hala misak-ı milli sınırlarımızı neden tanımadığını anlamak gerek. Bir devletin sadece kalaşnikoflarla idare edilemeyeceğini görmek gerek.
Tarihte şöyleydi, böyleydi demek, biz ayrı bir ırk ve milletiz dolayısıyla ayrı yaşamalıyız demektir. Yani ayrımcılık yapmaktır.
Zaman zaman düşünürüm, güneydoğu dışında yaşayan, çalışan, iş güç sahibi olan ve ayrılıkçı düşüncede olan herkesi güneydoğuya gönderseler, maaş falan vermeseler, güneydoğudaki devlete ait her yeri kapayıp, oralara yapılan yatırımlara son verseler, para akışını kesseler, askeri, polisi, doktoru, öğretmeni ve diğer Kürtçe bilmeyen çalışanların hepsini geri çekseler ve sınırları kapasalar “Buyrun burası sizin, yaşayın.” deseler o bölgede neler olur?
Kimler o bölgeleri almak ister. O bölgede yaşayanlar buna nasıl karşı durabilir? Şeyhlerin, ağaların ve beylerin birbirleriyle mücadelesinde kaç insan ölür?
Ağa, bey, şeyh çocuğu olanların çıkıp da o bölge insanlarının güya menfaatleri istikametinde konuşanların asıl maksatları nedir?
Hesabı doğru bakarak görmek gerek.
Ali kardeşim hayata hep aynı açıdan bakanların bakış açısını değiştirmek mümkün değildir.
Eline yüreğine sağlık.
Tarihte yüz altmış iki devlet kurmuşuz. Hepsi de içeriden, dost dediklerimiz, yüreğimize bastıklarımızın isyanlarıyla yıkılmış.
Kader!
BU MEMLEKETTE BİR KEZ DAHA GÖRDÜM Kİ ALİ BEY KÜRT DEĞİL, KÜRTÇÜ SORUNU VAR VE BU KÜRTÇÜLERİN HAKKINDAN GELEBİLECEK KUDRETE SAHİP BİR MİLLETİZ NE DİYOR ATATÜRK:MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET DAMARLARINDA Kİ ASİL KANDA MEVCUTTUR!!! SÖZLERİMİN İLHAM OLMASI DİLEĞİYLE MUHATABIM SİZ VE YAZINIZDIR SELAMETLE YAZARI KUTLARIM...
Doğrusu üslubunu son derece yakışıksız buldum. Konuş bence de, dilinin altındaki ortaya çıksın; kardeşlik, dindaşlık, barış, özgürlük vb. söylemlerinizin palavra olduğu aşikâr olsun.
Esasen yazdıkların cevap verilecek nitelikte değil. Ama bilmeyenler için aydınlatıcı olsun diye yazıyorum.
1- Tarih her daim yeniden yazılır. Ama yeni veriler, belgeler, tabletler vb. bulunursa ve bu bulunan belgeler yani bir şeyler söylüyorsa. Bilhassa az bilgimiz olan Antik Çağ’da yaşamış ve hakkında belge olmayan ya da az olan kavimlerle ilgili yeni belgeler ortaya çıkarsa. Ama öyle her canı sıkılan tarihi değiştiremez. Kendine göre, bir şeyler yazar ama o da tarih olmaz.
Türk Tarih Kurumunun görevi, Türk tarihini incelemek ve tetkik etmektir. Bilmiyorsundur diye, tekrar ediyorum. TTK, “Tarih yazanların, yapanlara sadık kalması” düsturu üzerine kurulmuş Cumhuriyetimizin mukaddes kurumlarından birisidir. Türk tarih tezi ile ilgili çok eleştiri okudum, bilhassa akademik olanları. Tavsiyem sen de okuyacaksan, iyi bir şeyler oku da, ciddi eleştiriler getir. (Etienne Copeaux, Türk Tarih Tezinden Türk - İslam Sentezine; Gerçi bunda da bir sürü ıvır-zıvır var ama, en azından seninkilerden daha tutarlı.)
“Pano”ymuş; “yalaka, riyakâr yazarlar sefa bahçesinde yaşarken, gerçekçi yazar kitlesi kafalarına mahkûm edilmiştir,” gibi ucuz kelimeler kurma. Ülkemizde en ciddi tarih çalışmaları TTK tarafından yapılmıştır; çünkü TTK ana kaynaklara dayanmadan yapılan çalışmaları ciddiye almaz. Çünkü ana kaynaklarına ve maddi delillere dayanmayan çalışmalar fanteziden ibarettir. O senin “gerçekçi yazar” dediklerin de, fantezi düşkünü bir avuç hayalperesttir. Çalışmalarının da bilimsel bir değeri yoktur.
2- “Yıl 1000 civarı Doğu Asya’dan Altay bölgesinden bir göçebe halkı Anadolu’ya gelmiş ve başka eski Anadolu medeniyeti yokmuş. TTK’nun öğretisinin karmaşık olduğu belliydi, ama gittikçe yalanlar bariz ortaya çıkıyor” demişsin.
1071’de Anadolu’ya gelen Oğuz Türklerinin ana gövdesidir. Daha önce de birçok Türk boyu, Anadolu’yu yurt tutmuştur. Bu konuda yerli-yabancı dünya kadar kaynak var. TTK’nın öğretisinde (öğreti de ne demekse burada!?) bir karmaşıklık yok. Karışık olan senin kafan… Sen biraz da başka kaynakları oku ve bunları karşılaştır. Hükmünü sonra ver. Çünkü ben senin bu yazdıklarının alayını, ana kaynaklarından okudum ve emin ol, hepsi fantezi.
3- Gen araştırmalarını, ben de destekliyorum. Hatta Kürtlerin de gen özellikleri çıkarılmalı ve hangi soydan oldukları bu şekilde ispat edilmeli. Çünkü gen araştırmaları ile Kızılderililerin Türklerle yakın akraba olduğu ve İtalya’yı kuran Etrüsklerin genlerinin Türklerle %97 oranında aynı olduğu ispat edilmiştir. (Şimdi sen inanmazsın bak istersen: http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=76144)
Ben kendi adıma Kürtlerin, Türklerle gen olarak %85 oranında akraba çıkacağını tahmin ediyorum. Çünkü Kürtlerin arasında bazı Fars ve Arap kökenli aşiretler de var.
Gen araştırması demişken, Genom projesi araştırmalarına göre, (Bu Proje, 250 milyon dolarlık maliyeti ile bugüne dek gerçekleştirilen en pahalı, en kapsamlı bilimsel çalışmadır) ilk akıllı insan, dünyaya bugünkü Kazakistan’dan yayılmıştır. (Macit Gürbüz, Kürtleşen Türkler; Şu bahsettiğin gen haritası her neyse, eğer hakkında etraflı bilgi verirsen onu da görüp değerlendirmek isterim. Gözümden kaçmış olabilir)
4- Kürtlerin Medlerden geldiği ilk kez V. Minorsky tarafından ortaya atılmış (İA Kürtler, Bu arada İA, İslam Anskl. demek) ve yine Minorsky tarafından terk edilmiştir. (Faik Bulut, Kürt Dilinin Tarihçesi). Medlerden günümüze hiçbir tablet, yazı, kaynak, heykel, eser vb. de kalmamıştır. Kalan sadece 5 tane kral ismidir. Bu isimlerin de Kürtçe ile herhangi bir bağı tespit edilememiştir. Edilse bile, 5 isimden yeni bir millet var edilebilir mi? Ayrıca Medlerin hüküm ettikleri saha çok geniştir. Kürtlerin bugün yaşadığı alan da buna dâhildir ve Kürtlerin yaşadığı alanda yüzlerce devlet var olmuştur.
5- Ahameniş İmparatorluğu ile Lübnan ve İsrail de olduğunu iddia ettiğin 5 milyona yakın Kürtün ne ilgisi var, o da ayrı bir muamma. Çünkü eskiden bir halk, bir başka ülkeyi egemenliği altın aldığında oraya genelde halkını taşımaz, (örnekleri varsa da, çok değildir) bir emir ya da vali tayin eder asker ve vergi alırdı. Bir başka muamma ise, bu iki ülkenin toplam nüfusu yaklaşık 11 milyon. Demek ki bunun yarıya yakını Kürt.!? Araplar, İbraniler ne kadar acaba? Hazır Kürt nüfusu o kadar fazlayken, bir Kürdistan’da orada kuralım…
8- Nevala Cori’ye (Göbekli Tepe) gelince, bu höyüğün bir “Kürt yaratması” olduğunu büyük tarihçi (!) Cemşit Bender nam-ı diğer Mehdi Halıcı’ya borçluyuz. (Cemşit Bender, Kürt Tarihi ve Uygarlığı) bu höyüğün insanlık tarihinde önemli bir yeri olmakla birlikte, Kürtlerle bir ilgisi yoktur. Nevala Çori, Hilvan’ın Kantara köyünde yer alır. Hilvan ise Urfa’ya bağlı bir ilçedir. Bilmen için söylüyorum. Urfa ve civarı tarihi bir Arap bölgesidir. Kürtler ilk kez 1031 yılında Urfa’yı almak için harekete geçmiştir. Hatta bu muhasara sırasında Urfa emiri Udair’in karısı, kocasının öldürüldüğünü görünce: “Kürdler gelip Arapların baba yurdu olan şehiri zaptettiler ve kocam emir Udair’i öldürdüler” diye haykırmıştır. (Detaylar için bk.:Urfalı Mateos, Vakayi-Nâme, Papaz Grigor’un Zeyl’i ile).
Bak sana Cemşit Bender’in yöntemi hakkında bir ipucu vereyim. Bir kitabında Bender, ana kaynaklarda Antik Çağ kavimlerinin Kürtlerle bir ilgisi olmadığını, bu bağı Kürt tarihçilerinin kurması gerektiğini ifade etmiştir. (Korku ve Cesaret, Kürt Tarihine Sataşanlar) Yani Bender’e kalırsa, Eskimolar eğer buralarda yaşasaydı, herhalde Bender, “İlk çiğ balığı Kürtler yemiştir” diye ortaya atılırdı.
Şunu da kafanın bir kenarına yaz. Kürtler ilk kez güneydoğu Anadolu’ya (güney kesimlerine) Müslüman Araplarla birlikte geldiler ve Türklerle birlikte doğu, orta ve batı Anadolu’ya doğru yayıldılar.
6- Ahameniş/Pers İmparatorluğu’ndan bahsetmişsin. Persler, şimdiki Farsların atalarıdır; Akadlar da Arapların… Hangi siteden kes/yapıştır yaptın bilmiyorum ama, bir sürü tarih bilgisi vermişsin, Perslerle ilgili… Ama bilmeni isterim ki, Perslerin, Kürtlerle bir soy birliği yok. “Kürt Medlerden, Kürt Ahamenişlerden” bahsetmişsin ya, gerçi Eskimolar da Kürt müydü?
7- Frankurt Üniversitesinden Prof. Dr. Jost Gibbert’in şemasından da bahsetmişsin. O şemayı ben de gördüm, çok zaman oldu. Bir sürü sitede vardı baktığımda. Peki, aynı kişiye göre Zazaca’nın, Kürtçeden farklı bir dil olduğunu da biliyor musun? Ayrıca birçok araştırmacının ve bilim insanının Kürtçe’yi İrani dillerden saymadığını ve İranileştiğini? Bilmeni beklemiyorum. Ama ben anlatayım sana. Mesela V. Minorsky, Kürtçenin, Farsça ile aynı kökenden gelmediğini tespit etmiştir. Rus yazar Nikola J. Marr, “Kürtlerin dillerini değiştirdiklerini” kabul etmiştir. (Şükrü Mehmet SEKBAN, Kürt Sorunu) Yine Marr “Kürtçenin Hint-Avrupa haline doğru gelişmesi”nden bahsetmiştir ki, . (Cemşit Bender, Kürt Tarihi ve Uygarlığı) bu Kürtçenin bir Hint-Avrupa dili olduğunu değil, Hint-Avrupalılaştığını ifade ederBu görüşü, yani Kürtçenin köken olarak Hint-Avrupa asıllı olmadığını Bazil Nikitin de desteklemekte ve buna misal olarak Bulgarları göstermektedir. (Bazil Nikitin, Kürtler,)
9- Hasankeyf meselesine gelince, elbette tarihi eserlere değer vermek lazım. Her biri altın değil, elmas değerinde onların. Baraj işine ben de karşıyım. Zaten ülkemizde 550’den fazla baraj var. Daha uygun bir yer de bakılabilir. Ama bu Kürtlere karşı bir şey değil. Kürtlerin yaşadığı ve tarihi eserlerin olduğu tek yer Hasankeyf mi? Siirt’te Büyük Selçuklu devletinden kalma Ulucami yıkılıyor, kılını kıpırdatan yok. Türkiye’de nice Türk eserleri sahipsiz... Şahsi kanaatim olarak söylüyorum. Ben Anadolu’da Türk eserlerinin imar edilmesini, güçlendirilmesini, kullanıma açılmasını ve yenilerinin eklenmesini isterim. Çünkü bir yeri vatan yapan şey, verdiğin emektir. Bir toprak imar edebildiğin kadar vatan olur. Diğer halk ve kavimlerden kalma eserlere gelince, bunlar da korunma altına alınmalı, bilimsel tetkikleri yapılmalı ve Anadolu Medeniyetleri Müzesine kaldırılmalıdır. Çünkü Türklüğe karşı duran ve Türk’e düşmanlık eden her kavmin yeri, ancak Anadolu Medeniyetleri Müzesi’dir.
10- Partlara gelince, lafı çok da uzatmak istemiyorum. Ama bunların da Kürtlerle bir ilgisi yok. Begmyrat Gerey’in Büyük Türk Part Devleti (M. Ö. 247-M.S. 224) adlı kitabını oku, yeterli olur. Şu dil grafiğinden başını kaldırman mümkün olursa tabii.
11- Kürtlerin Müslüman olmadan önce bir kısmının Zerdüşt olduğu doğrudur. Ama Zerdüşlüğün bir Kürt yaratması olduğu konusunda elimizde hiç bir belge, kayıt vs yok.
12- “bu kadar şeyler yzmana gerk yok bence bu kadar detay fazla . neden böyle araştırıp zahmet ettin” demişsin.
Aklınca bana taş atımışsın ama “araştırıp” demişsin. Evet, Allah söyletmiş, ben araştırıp yazıyorum. İşkembe-i kübradan atmıyorum. Diğer taraftan zahmet değil, merak. Merakla yapılan iş, zahmet olmaz. Ama senin yazdığın bu uyduruk şeylere verdiğim bu cevapların çok zamanımı aldığı kesin. Kaynaklarla konuşmuyorsun. Sözde, bir de araştırıp bana geri dönecektin. Ne oldu, kaynakları mı yok ettiler şimdi de, baraj mı bastı onları da? Hepsi boş. Bak ben kaynaklarla konuşuyorum. Ayrıca bu yazıda sadece kitapların adlarını verdim. Sayfalarını da sen bul. Belki okur, bir şeyler öğrenirsin.
13- “hazreti ademin türk olduğu ve türkçe konuştuğu kanıtlandı” ile başlayan kısmı ise senin ve senin zihniyetindeki kişilerin içindekini dışa vuruyor. Millete ibret olsun.
“hatta mezarında bir adet türkçe sözlük bulunmuş
kemiklerinden türkçe ay fırlayıp arkeolokların yüzünü parçalamış
buda ilahi türkçe dilinin ne derece hoyrat olduğunu gösteriyor
niye bu kadar barbar bir millet olduğunun göstergesi bir kere dilleri sert.
eğer tanrıda türk çıkarsa ooh ne ala herkes cennete çünkü ırkçılık yapar”
Bak bu sözler sana ait. Türkçe hoyrat bir dil ve Türkler barbar bir millet midir? Türkler ırkçı mıdır ki, -haşa- Türk çıkan Tanrı da ırkçılık yapsın? Senin ve senin zihniyetine sahip olanların bilinçaltına göre, evet. Bilimsel ve kaynaklara dayalı cevap veremeyip köşeye sıkışınca şimdi bunları kusuyorsun. Kus bakalım, millet görsün içinizdekileri. Daha çok kusacaksınız. Çünkü elinizde yalandan, uydurmadan ve fanteziden başka bir şey yok.
14- Bir de, “söylesene be kafatasıdaş” demişsin. Eğer burada bana “kafası taş” demişsen bil ki benimki taşsa, senin ki granit ve hatta çimento. Eğer kafatasçı/ırkçı diyorsan, seni Allah’a havale ediyorum. İftiracıların cezasını en iyi O verir. Doğrusu benim yazdıklarım da kafatasçılık nerde, ben de merak ettim. Bütün tacizlerinize rağmen, ben Kürtler hakkında tek kötü şey yazmadım, yazmam da. Çünkü benim içimdeki ile dilimdeki bir. Ama sen yazdığım gerçekler karşısında Türklüğe hakarete başladın. Eğer ırkçı, kafatasçı diyorsan içini yokla.
15- Ayrıca ben Türk ulusunu filan savunmuyorum burada. Milletim için yapacaklarım bende mahfuz. Sana ya da bir başkasına düşmez.
Sana son sözüm: Eğer bana kaynaklarla ve saygılı bir üslup içinde bir şeyler yazacaksan yaz, yoksa böyle sokak ağzıyla, şovmen edasıyla yazma. Yazdığın/yaptığın her saygısızlığa misliyle cevap veririm.
Ve sana bir tavsiye Allah’ın kitabından: “Ey inananlar! Çekinin Allah'tan ve doğrularla birlikte olun”
Not: Esasen bütün edebiyatdefteri okurlarından böyle bir üslup kullandığım için özür dilerim. Pek tarzım değil. Açıkçası başka bir seçenek de kalmadı bana.
Sevgili Salih,
Öncelikle selamlar ve iyi bayramlar…
Doğrusu sana ve senin gibi düşünenlere cevap yazıp yazmamak konusunda tereddütlüyüm.
Çünkü gökten ayet gelse, inanacak halde değil birçoğu…
Bilginin zekâtı da dağıtmakmış, yine de yazıyorum.
Öncelikle yazı da Kürtlerle ilgili tek satır yer almamasına rağmen, bu alınganlık niye, anlamak zor. Hani der ya bir halk türküsünde “havada bulut yok, bu ne dumandır” diye, işte o hesap…
Eleştirilerine cevabıma gelince;
1- Kürtleri bir yere gömmedim, çünkü Kürtler, bir Türk boyudur ve Türklük çatısının altındadır. Türkler, deyince buna Kürtler de dâhildir. Ama eğer içimizden birileri çıkar, Haçlılara uşaklık edilirse, merak etme, onları da gömecek bir yer buluruz, Allah’ın kulu da bulamaz.
2- Sen Kürt olabilirsin, kimsenin bir şey dediği yok. Hâlihazırda kendini Türk de hissetmeyebilirsin. Bunlar, elbette senin kişisel tercihin ve terörizme bulaşmadığı sürece, tüm düşüncelere saygı duymak gerekir. Ama bu bütün Kürtleri, Türklük çatısından ayırıp, başka bir millet yapmaz. Hiç kimse çıkıp da, bütün Kürtler adına konuşmaya yetkili değildir. Herkes bireysel tercihini yaşar.
3- çok komik bir yazı bence, demişsin. Evet, sence olabilir. Ama sadece sence… Sonraki satırda ise “bilmem yazın neyi anlatmak istiyor” demişsin. Madem öyle anlamadığın şeyi, nasıl komik buluyorsun?
4- Biz yıllardır bu topraklar üzerinde kardeşçe yaşadık, demişsin. Bu doğru ve kimsenin bir şey dediği yok. Ama yıllar değil, 1000 yıldır.
Tarafımdan cevaplamasını istediğin soruların cevaplarına gelince;
1- Çanakkale savaşı kimler ve kaç mezhepten oluşarak kazanıldı?
Çanakkale savaşı, topyekûn Türk milletinin bütünü tarafından kazanıldı. Tabii verilen şehitlerin sayısı batı Anadolu’da daha fazla. Doğu, güneydoğu daha az. Ama Çanakkale, batı da değil de, örneğin Hakkâri’de olsaydı, doğu ve güneydoğulu şehitler daha çok olacaktı. Bir de mezhep demişsin, ne alaka? Her millette farklı mezhepler, hatta farklı dinler hayat bulabilir. Ama maksadın Alevilerse, Aleviler etnik olarak en çok Türk kalan toplulukların başında gelir.
2- kürt kökenli yani benimle kaç senedir anadolu ve mezopotamya topraklarında yaşıyorsun?
Türkler Anadolu’ya ilk kez, MÖ 6000’li yıllarda geldiler. Madem Atatürk diyorsun, Atatürk’ün şu sözüne kulak ver: “Anadolu en 7 bin yıllık Türk yurdudur.”
Üstelik bu bilgi, öyle uydurma filan da değildir. Dönemin tabletlerinde bulunan bir bilgidir. Örneğin, Afyon Kocatepe Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ekrem Memiş, dönemdeki tabletlere dayanarak M.Ö. 2200’lere ait bir olayı şöyle anlatmaktadır:
“Akat Kralı, Mezopotamya’dan gelmiş. Fırat nehrini üstünden Anadolu’ya geçmiş. Anadolu’da o zaman küçük küçük şehir devletleri var. Bu küçük şehir devletlerinden 17’si Hatti Kralı Pampa’nın önderliğinde bir araya gelmişler ve Akat Kralı’na karşı vatanlarını korumak için mücadele etmişler. Bu 17 kraldan biri de çivi yazılı metnin 15. satırında geçen Türkî Kralı İlşu-Nail’di.”
Anadolu’ya ve Mezopotamya’ya değişik dönemlerde yerleşen bazı Türk boyları şunlardır:
Kurganlar (M.Ö. 6000), Sümerler (MÖ 4000), Turukkular (M.Ö. 4000), Turki Krallığı (M.Ö. 3000), Gutiler (M.Ö. 2150, Gaşkalar (M.Ö. 1550–1525), Kimmerler (M.Ö. 1900), Kumuk Türkleri (M.Ö. 876), İskitler (M. Ö. 800), Amazonlar (M.Ö. 4. yüzyıl), Hunlar (MS 3 yüzyıl), Ağaçeriler (MS 466), Sabir Türkleri (MS 515), Gur Türkleri….
Oğuz Türklerinden birkaç asır önce Bulgar, Kuman (Kıpçak) ve Hazar Türklerinin Anadolu’nun doğu ve kuzeydoğusuna yerleştiği bilinmektedir. Bizans’ın 6. ve 7. yüzyılda Balkanlardan getirdiği ve bugünkü doğu bölgelerimize yerleştirdiği Bulgar ve Avar Türkleri de Anadolu’da görülen diğer Türk unsurlarıdır. (Bu konularda ilgili tarih kitaplarına bakabilirsin. Çünkü muhtemelen inanmayacaksın.) İlginç bir bilgi olarak aktarayım, Kürtçe’de ve Zazaca’da “ben” kelimesi yerine kullanılan “ez/az” kelimesi, Bulgarca’da da aynıdır.
Peki, Kürtler, Ortadoğu’da ilk ne zaman görüldüler ve ne zaman Anadolu’ya geldiler?
Kürtler, ilke kez Ortadoğu’da Arap-İslam akınları ile görüldüler. Ondan öncesine kadar, elde Kürtlerin Ortadoğu’daki varlığına dair herhangi bir bilgiye sahip değiliz. İlk İslam kaynakları, örneğin el-Belazuri, Mesudi vb., Kürtlerin yaşam alanlarını kabaca Musul-Urumiye hattında gösterir. Hatta Anadolu hakkında etraflıca bilgi veren Belazuri, er-Ruhâ (Urfa), El-Cezire (Cizre), Harran, Sümeysât (Samsat), Nusaybin, Âmid (Diyarbakır), Sincar, Kemah, Malatya, Hılât (Ahlat), İrminiyye (Ermeniyye)’de hiç Kürt varlığı saymamıştır.
Türkler son büyük Oğuz akınları ile Anadolu’ya gelmeden önce, Kürtler Musul ve Urumiye hattında büyük katliamlar yaşıyorlardı. Minorsky bile “Türklerin Anadolu’ya gelişinin arifesinde, Kürtler tedrici olarak eriyorlardı” demiştir. (İA, Kürtler) Oysa Oğuzların bölgeye gelmesiyle Kürtler, erimekten kurtulmuş ve Oğuzların yanında yer alarak kudret ve kuvvet kazanmışlardır. Yavuz ve Abdulhamit dönemlerinde ise, bu durum zirve yapmıştır.
3- Atatürk’ten ve Nutuk’tan bahsetmişken, Atatürk’ü fikirlerini ve eserlerini bilirim. Ama sen Atatürk’ün “Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz” sözünü hiç duydun mu? Aşağıdaki sözlerini de iyi oku.
Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkına Türk Milleti denir. (1930)
Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trakyalı, hep bir soyun evlatları ve aynı cevherin damarlarıdır. (1923)
Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur. (1923)
“Evet, ben kürdüm ve burası Türkiye” demişsin.
Kürtlüğü, Türklüğün karşısına koyup, alternatifi olarak düşünmedikçe ben de bu sözüne “eyvallah” diyorum.
Not: cevap yazacaksan kaynaklara göre yaz. Selamlar.
peki kürtleri ne yaptınız nereye gömdünüz ? ben kürdüm ve burası türkiye diyorum :):) cok komik bir yazı bence çünkü biz yıllardır bu topraklar üzerinde kardeşce yaşadık ve türküde her zaman kürtlerle kazandık dediler bilmem yazın neyi anlatmak istiyor
sizin tarafınızda cevaplamasını isteyerek bir kaç soru sunmak isterim
çanakkale savaşı kimler ve kaç mezhepten oluşarak kazanıldı ?
kürt kökenli yani benimle kaç senedir anadolu ve mezopotamya topraklarında yaşıyorsun ?
siz türkiye türklerindir diyorsunuz peki ,eminmisiniz ?
hiç nutuk kitabını okudunuz mu ?
önder atatürk'ün söylemlerini hiç okudunuz mu ?
evet ben kürdüm ve burası türkiye diyorum