- 1219 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
SIKINTI
Sıkıntıyı tarif ef dedi bana...
Düşündüm nedir sıkıntı?
Başıbozukluk mu biraz? Biraz çaresizlik mi? Her şeyin yolunda gitmesi mi sıkıntı? Yoksa hiç bir şeyin yolunda gitmemesi mi? Sıradanlık mı? Her şeyin aynı olması mı sıkıntı? Sevdanın itmesi mi? Yoksa heyecanın sevdadan düşmesi mi? Paranın çok olması yoksa az olması mı sıkıntı?
Düşlerin tükenmesi mi? Korkuların bitmesi mi? Ulaşılacak hedef kalmaması mı? Yaşlanmak mı? Gençliğin geri gelmeyeceğin fark etmek mi sıkıntı?
"Sıkıntın ne kardeşim?" diye sorduklarında, ıkınıp, sıkınıp, verecek cevap bulamamak mı sıkıntı?
Çevrenizdeki herşeyin yerinde durması mı; mağazalardan alınacak bir elbise bulamamak mı sıkıntı; lükse boğulmak mı; ihtişama doymak mı? Yok insan ihtişama doyar mı, demeyin, onlardan var elbet yalan dünyada...
Her şeyin sizi sıkması mı sıkıntı; bir benlik problemi mi? Alışkanlıkların sizi boğması mı? Sıkıntıya düşmeyi özlemek mi? Her sabah aynaya baktığınızda aynı suratı görmek mi; yada aynı çatalı, aynı tabağı sofraya her koyduğunda onları görmekten usanmak mı?
Sıkıntı insan olmak mı yoksa Yani adam gibi adam olmak mı? Sıkılıyorum dediğinizde sizi sıkmayacak şeylerin aniden hayatınıza girmemesimi sıkıntı? Suç işlediğinide ceza alacağınızı bilmek mi? Tüketirken herşeyi kendi tükenişinizi fark etmek mi sıkıntı?
Renklerinize yeni renkler ekleyememek mi sıkıntı? Başarılarınızı bağ ağrılarına dönüştüren popülerlik mi sıkıntı? Cep telefonunuzda aynı numaraları, evinizde aynı eşyaları, nüfus cüzdanınızda aynı ismi görmek mi sıkıntı?
Herşeyi değiştiremeyeceğinizi fark etmek mi, herşeyi değiştirseniz bile kendinizi değiştiremeyeceğinizi bilmek mi sıkıntı?
Güneşin batıdan hiç doğmayacağı, takvimde hiç bir zaman 367 gün olmayacağı, ufoların ne olduğunu öğrenmeden ölüp gidilenileceğini bilmek mi sıkıntı? Yada doğum tarihinize bir yüz yıl ekleyip ondan sonra büyük bir ihtimalle bu dünyada olmayacağınızı bilmek mi sıkıntı?
İnsan sıkılmak isterse bir çok gerekçe bulabiliyor, ama sıkılmak istemezse çok az çare bulabiliyor.
Sormuş ya şair mutluluğun resmini yapabilir misiniz? Ben çok istedim ama yapamadım. Budur işte benim için en büyük sıkıntı....
YORUMLAR
İnsan sıkılmak isterse bir çok gerekçe bulabiliyor,
>>> ÇOK DOĞRU. İnsan mutlu olmak isterse olur/başarır. Yani, mutlulukta sıkıntıda, nerde ararsan ordadır.
______________
Sormuş ya şair mutluluğun resmini yapabilir misiniz? Ben çok istedim ama yapamadım. Budur işte benim için en büyük sıkıntı....
>>>> Merak etme, bu ve bezeri sıkıntılar herkesde var. Ve hayallerimize ulaşamayınca kendimize sıkıntı yaparız. Gerçekleştirdiği andan itibaren ise artık değeri kalmamıştır.
İnan bu konu hakkında sayfalarca yazılır ama kalsın, çünkü alışkanlıklarımızın kölesi olmuşuz çoktan, hakkımızda hayırlısı olsun..
İnsan kanatkar olmadıkca, isteğide sıkıntısıda hiç bitmeyecektir.
Yazın cok yerindeydi,,, hatırlattı,,, güşündürdü,,, inşallah dersimizi alırız.
Muhabbetle...
"sahibinin sağladığı şöhretli bir duruşu olan ruh durumu. insanlar kötü ve sıkıntı vereni dillendirmek konusunda sevinç ve benzeri çoşkun durumlara haksızlık yaparlar, abartır kavga çıkarırlar, daha da abartır savaş başlatırlar. hitler'in fps oynayabileceği bir bilgisayarı olsaydı onca insan ölmezdi misal. neyse işte...gelişerek büyüyen gizli kaotik bir devrin içerisindeki birey depresif halden kurtuluşu büyük alışveriş merkezlerinde arar..."
"sınıfsız bir mevkide emin olmamakla beraber belki de sırf ait olma niyetiyle yapılan bir yolculuk esnasında maraza çıkartan iyelik eklerine dayanamayıp ya da senaryonun böyle zahiri ve acısız olması, bandajsız olarak seyahatin sonunun bulunması niyetiyle (ki ne kadar az flaster o kadar az kan kaybı demektir) daha fazla "tutum"ayarak sıkıldığın anda geçen renk körlüğüdür, belli bir süre yalnız sarı görülür, lakin renk sizi normal görür, bazı vakalarda görmez bile..."
"insanı rahatlıkla düşündüklerinden korkutup, kendisini inkar edebilecek duruma getiren duygudur. her zamanki zevkler, istek duyulan eylemler ve konuşmaktan hoşlandığınız kişiler kurur kalır gözlerinizin önünde. son derece ciddi bir şekilde uğraştığınız şeyler değersizleşip küçülür. duvarlar uzar, oda içinize doğru çekilir, "offf" diye mırıldanırken sarf ettiğiniz kelimeler saydamlaşır, kimi zaman tıpkı lafı bir yere getirmeye çalışıyor gibi büyürler yine içinizde, ama cevap veremezsiniz. hayat yoksunluğunun beyne vurduğu dakikalardır..."
"Tanıyorsun beni, belirsizlikler karşısındaki tepkilerimi biliyorsun.
Sıkıntılar basıyor yine zaman zaman, duygusal gel-gitlerim, isyanlarım oluyor; kafam bazen patlayacakmışcasına
düşünce dolu.
Sabahları yataktan çıkamıyorum hemen; günlerim yarı dalgın geçiyor, geceleri kolay kolay uyku tutmuyor.
Kafamı boşaltmak istediğimde gece yatağımda, seni düşünüyorum; tenini, sesini, sarıldığımı sıkıca, nefesini omzumda.
O zaman sanki biraz daha rahatlıyorum, daha kolay dalıyorum uykuya..."