Kızsal muhabbetler(10).........
- Seda çıkar şu aptal güneş gözlüğünü!
-Niye yaaaa?
-Ne o öyle ?Kendi gözlerinle bak insanlara ve hayata!
-Zaten kendi gözlerimle bakıyorum ,seninkilerle değil!Hem güneş var, ne yapayım?
-’Güneşe gözlerini dikip bakarsan gözün bozulur
Gözlük takıp bakarsan güneş bozulur’ demiş şair.
-Hangi şair ?
-Özdemir Asaf canım.
-Seda dün ne yaptın? Aldın mı ’Çile’ kitabını?
-Aldım almam mı Necip Fazıl’ı severim bilirrsin
-Şuna bak hemen almış ben sevmiyorum o adamı çok yobaz.
-Hiç de bile bak ne diyor:
’Fatihlik nimetinden yüzü bir nurlu mühür
Biz akıl tutsağıyız çocuktur ki asıl hür’
-İyi iyi sen oku!Ben okumam!
-Siz varya sözde solcular, sağ kesime yobaz dersiniz ama asıl yobaz sizlersiniz, adamın görüşünden sanane be ,okumazmış lafa bak!
-Sedaaaaaaaaaaaaaa! Sanane lan okumam işte ,okumam!
-Maşallah lanlı lunlu ne de terbiyelisin!
-Tamam ya konuşmuyorum
-İşine gelmeyince de hemen konuşmuyorum öyle mi Leyla hanım?
-Öyle Seda hanım zorla adamı sevdireceksin bana.
-Tamam hadi eve gidelim bu böyle uzar!!!
Seda Leylaya çok bozulmuştu ama çok seviyodu ,onu kıramayacak kadar çok.
Dakikalar sonrası;
Leyla hatasını anladı .Seda’yı ne çok severdi, hem haklıydı ,sevmemesi okumayacağı anlamına gelmezdi.
-Seda ya ne bozuluyosun hiç mi şiirini bilmiyorum sanıyosun ,adama uyuz oluyorum.
’Kalbimi ve aklımı hep sağ elime verdim
Görevi olmasaydı sol elimi keserdim’
Seda mısralara bak ya adam sol düşmanı resmen gel de sev!!!
-Ben sev demiyorum Leyla ama ben onu okumam demek de ne?
-Öyle dediğime bakma okudum vaktiyle.’Korku’adlı şiirini beğenirim mesela ,kısacık ama güzeldir.
’Bir kalbim var ki benim,sevdiğinden burkulur
Kahredenden ziyade,sevilenden korkulur.......
-Neyse kapayalım bu konuyu.
-Tamam kapayalım Leyla hadi tatlı yapalım mı?
-Yapalım.
-Ne yapalım?
-Tavuk göğsü.Sen şu çamaşırları katla, ben malzemeleri hazırlayayım.
Seda çamaşırlıktan kuruyan giysileri topluyor, bir yandan da şaşkın şaşkın iç çamaşırlarını inceliyor.Leyla’ya:
-Leylaaaaaaa bunları kim giyo ya ?Şu iç çamaşırlarına bak kırmızı dantelli, bi de şu sütyene bak!
-Ben giyorum ne var?
-Ne mi var?Bişey yok ki bunlar nereni kapatıyor söyler misin ?Hale bak!
-Ne ya kadınsı şeyleri seviyorum senin gibi rahibe iç çamaşırları giymemi bekleme!
-Zaten bunları giyince pek bişey giymiş sayılmıyosun canım!
-Sedaaaaaa sen de toplumdaki cinsel baskıdan nasibini almışsın.Hanım hanımcık kızlar böyle şeyler giymez ,onlar cinsellik düşünmez ,aaaaaaaaa çok ayıp,arsız,azmış bu kız işte bu yaftalar senin beynini de doldurmuş.
-Ne alakası var Leyla?
-Çok lakası var.Kadınlığından utanıyosun sen, çünkü bu toplum utanmayı hep kadına mal etmiş.
-Leyla benim görüşlerim farklı değil seninkinden ,bence de cinsel baskı var ama ne bileyim sen şeysin..şey
-Ben söyleyeyim Seda ,fazla açığım, herşeyi konuşabilirim eğer bir kız herşeyi konuşabiliyorsa iki şey çıkıyor ortaya:
a.Hafifmeşrep
b.Basit
Oysa kültürlü aklı başında her kız cinselliği okumalı, öğrenmeli, kadın olmaktan utanmamalı.
Tam bı sırada zil çaldı karşı komşu ’Bizde kalmamış sizde varsa biraz çay alayım ’dedi
Leyla çayı verdi.Sonra:
-Seda ya bu kadında ne olursa bizden istiyo bu yirminci alışı.
Bu sözlerle hararetli konuşma sona erdi.
Az sonra;
Seda:Bak aklıma bir söz geldi bir kitapta okumuştum:
-Refik Halit Karay söylemiş:
’Kadın kendi başına ne gül goncasıdır, ne diken.Koklamasını bilirsen gül,
tutmasını bilmezsen diken’.
-Güzelmiş.
Tatlıyı yapıyorlar .Leyla un fırlattı Seda’ya.
-Ohhhhhhhhhhh ya çok komik oldun.
-İntikamım acı olacak.
-Nihayet bitti tatlı yapımı.
-Seda televizyonu aç ne var ne yok bakalım.
Seda televizyonu açtı.
3.köprü yapımıyla ilgili tartışmalar vardı.
-Yapın yapın doğayı yeterince katlettiniz zaten 3.köprüymüş.
-Seda sana boğaz köprüsünün hikayesini anlatayım mı?
-Anlat!
-Boğaz köprüsü İngilizcede ’Bosphoros’diye yazılıyor, kelime anlamı ’inek geçiti’
-Ne alaka ya?
-Hikayesi mitolojik.
Yunan tanrılarından Zeusu biliyosun. Çok çapkın. Karısı Hera var evlilik tanrısı .Hani bana ol dediğin tanrı.İşte o.Hera’nın bir rahibesi varmış adı İo.Zeus bu kıza kafayı takıyo illa onunla birlikte olacak.Hera bunu anlıyo ve İo’yu bir ineğe çeviriyor ama Zeus kendini öküze çevirip İo’ya rahat vermiyo.Hera bakıyo olucak gibi ineğe bir at sineği musallat ediyo.İnek at sineğinden kurtulmak için devamlı koşar.inek Avrupadan Asyaya geçer yani bizim boğaz köprümüz işte adı Bosphoros kalır.
-Enteresan.Saçma ama ilginç, adamlar ne çok etki etmişler dile.
-Ben mitolojiyi seviyorum saçma değil bence.
Seda çantasından ’Çile’ kitabını çıkardı Leyla bıyık altı güldü.
-Can Yücel ne demiş biliyor musun Necip Fazıl için?
-’Nazım Hikmet olmasaydı Türkiyenin en büyük koministi Necip Fazıl olurdu’ demiş.
-Uğraşma benle kitabımı okuyacağım.
-Aman sevsinler oku!Gıcık ,senin adın Rosinante olsun bundan sonra!
-Rosinante mi?
-Evet.
-Ne o be küfür mü ediyosun?
-Hayır Rosinante Don Kişot’un atının adı
-Neeeeeeeeeeeeee at mıyım ben.
-Atlar fazla dişi ,kısrak gibi hatun derler, oysa sen yobaz erkekleşmiş dişisin.
Seda yastığı Leyla’nın kafasına geçirdi şuan yastık kavgası yapıyolar.
Leyla çok güçlü Seda’nın hali tarumar..........
YORUMLAR
Can Yücel ne demiş biliyor musun Necip Fazıl için?
-’Nazım Hikmet olmasaydı Türkiyenin en büyük koministi Necip Fazıl olurdu’ demiş.
:)))
ömür bu kızlar....
ama çok akıllılar...yine çok çok güzeldi...inceden ve derinden taşı gediğine koyabilecek kadar süperdi bugün yazı...
kutluyorum ve geç okumuş olduğum için çok çok özür....
sevgimle,,
Oysa kültürlü aklı başında her kız cinselliği okumalı, öğrenmeli, kadın olmaktan utanmamalı.
Toplumun gizli kalmış,bilinç altına sıkıştırılmış konuyu çok güzel irdelemişsiniz.
Kutlarım...
Pazardan geç gelmiştim.Az daha yazınızı okuyamayacaktım...
Yine güzeldi. selamlar...
off arkadaşlar bir araya geldiğinde hele bir de gece yatıya kalmışsa işte o zaman ne yatak kalır yatacak, ne yastık kalır dağılmadık ne yorgan kalır yerlerde sürünmeyen.
Yine çok güzeldi özellikle Can YÜCEL'İN söylediği konu çok daha önemliyid sevgili şairim.
Kutluyorum kaleminizi ve sevgiler yüreğinize. İyi bayramlar diliyorum tüm kalbimle