- 824 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Yalnızca ikimiz kalınca sevgimiz hesap sorar bizden
(Ya da önce karalama yapıp sonra temize çekebilseydik... devamı...)
Peki ama karşılaştığımızda değerlerini gerçekten bilebiliyor muyuz acaba? Gereken emeği, ilgiyi, özeni gösterebiliyor muyuz? Hoşça geçireceğİmiz zamanlara hataları mı yüklüyoruz yoksa? Bazen tek taraflı, genellikle de karşılıklı yapılan hataları... İşte az önce sözünü ettiğim güzelim zaman dilimlerini yeniden yaşama şansımız olsaydı hatalar yerine sevgimizi katardık belkide yaşamakta olduğumuz her ana... Tıpkı güzel bir tabloyu tamamlar gibi. Tıpkı bir tutam çamura vücut verir gibi. Ve yine tıpkı içimizde ki çocuğa seslenir gibi. Ama dedim ya, geçen zaman bir kez daha yaşanmıyor, yaşanamıyor ne yazık... Daha da acısı, sevdiklerimizi de katıp götürüyor önüne . Kala kala geriye bir tek sevgimiz kalıyor elimizde. O zamanında nasıl kullanacağımızı bir türlü bilemediğimiz, o kadar da değerini kavrayamadığımız sevgimiz. Zaman zaman da, hadi itiraf edin, korkup kaçtığımız sevgimiz.
İşte şimdi hesaplaşma zamanı... Yalnızca sevgimiz ve biz... Karşı karşıyayız. Sevgimiz hesap soruyor bizden, haklı olarak elbet: "Neden paylaşmadın beni o en çok sevdiklerinle? Oysa senin söylemeye, onlarınsa duymaya ihtiyacı vardı. Bu kadar mı zor söylemek, hele bir de hissediyorsan beni dolu dolu... Yan yana gelmiş iki küçük sözcük: Seni seviyorum. Kırmak, incitmek kolay da şu iki küçük sözcüğü söylemek mi bu kadar zor senin için? Şimdi söylemeye hazırsın belki, ama bu sefer de söyleyebileceğin birileri kalmadı! Artık yalnız benimle kaldın. Zamanla paylaşamadığın kocaman bir nehir olacağım gönlünde. Beni paylaşamadığın için de yatağıma sığamayacağım. Ve bundan yine sen rahatsız olacaksın. Oysa bir zamanlar paylaşabileceğin ne kadar çok insan vardı etrafında. Bir teki bile yeterdi hem benim için hem de senin için. Ama korkaklığın ve o aptal gururun yüzünden yapmadın işte. Ve yine baş başayız seninle. Yalnızca ikimiz...