- 394 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
ALAMANCI KADİR - FİNAL
Uzun aradan sonra Hans’ ın referansıyla başka bir bölümde, ustabaşı olarak terfi etti. Maaşı artmış Türkiye’ ye ailesine daha fazla para göndermeye başlamıştı. Kaldığı evden ayrıldı. Kendine ait bir ev kiraladı. İlk zamanlar, yalnız kalmanın keyfini çıkardı. Daha sonra evde sıkılmaya başladı. Almancayı epey ilerletmişti. Can sıkıntısından, dışarı çıkıyordu. Arkadaşlarının götürdüğü gece klüplerine de gidiyordu.
Son yıllarda yabancı düşmanlığı başlamıştı. Türklere ait evler kundaklandı. Bir zamanlar, kapıda karşılayan Almanya, sıkılmış limon muamelesi yapmaya başlamıştı. Bu olaylar ve davranışlar Kadir’ i çok etkiliyordu.
Orada tanımıştı Eva’ yı.Mavi gözleri ve gülen yüzüyle ilgisini çekmişti. Tanıştılar ve belli bir süre sonra beraber yaşamaya başladılar. Uzun yıllardır gidemediği vatanına gitmek istiyordu aslında. Eva’ nın nasıl bir tepki vereceğini bilmediğinden, erteledi bu yolculuğu. En sonunda, rızasını alarak sılaya gitmek üzere yola çıktı. Gelişinde çektiği sıkıntıları çekmemek için uçak yolculuğu ile gitmek istedi. Uçak ile Ankara’ ya gitti . Oradan da köyüne gitmek üzere yola çıktı.
Evine gittiğinde ailesinin gözlerinde özlem ve kırgınlık ifadesiyle karşılaştı. Kızı büyümüştü. Onu tanımadığı için yabancı gibi davrandı. Ona yaklaşmıyor ve sıkıştırınca da ağlamaya başlıyordu. Bir süre sonra kabul etti babasını.
Köylüleri onu Kemal ağabeyi gibi karşılamıştı. Yaklaşık bir aylık izin bittikten sonra yine yollara düştü Kadir. Arkasında, babası için hıçkırıklar ile ağlayan bir çocuk vardı bu kez.
Eva ile uzun süre beraber yaşadı ve ayrıldı. Başkaları girdi ondan sonra ama karısının yerini tutmadı.
Karısı her izne gelişinde ona Almanya’ ya gitmek istediğini söyledi. Ama Kadir onu götürmedi. Tam otuz yıl çalıştı. İki çocuğu daha oldu. Karısını yanına almaktansa, şehre taşımayı uygun buldu. Ev aldı ona ve çocukları eğitimlerini tamamladılar.Bu zaman içinde annesini, babasını kaybetti. Babasının cenazesine yetişemedi. Hasret dolu yıllar geçirdi. Tam, kesin dönüş yapmak üzere iken acı bir telefon geldi. Otuz yıldan fazla ayrı yaşamak zorunda kaldığı karısı hayata gözlerini yummuştu. Çok pişmanlık duydu.
Çok ağladı. “Keşke, onları yanıma alsaydım” Dedi uzun süre.
Cenazeden sonra kızı, evdeki eşyalarını toplarken annesine ait bir kilogram altın buldu. Anadolu kadınının ihtiyatlı davranışını sergilemişti. Kötü günler için birikim yapmıştı. Çocuklarını ve Kadir’ i, belki de kendi geleceğini düşünmüş olmalıydı.
Kadir şimdi pişmanlıklarını evindeki duvarlara anlatıyor. Tek başına bir hayat sürmeye çalışıyor. O, geleceği için Almanya yollarına çıkan, iki toplum arasında sıkışıp kalmış bir Türk insanı. Başka çaresi olmadığı için gitti. Ayrı geçen otuz yıl. Şimdi haftada bir karısını ziyarete gidiyor. Ama mezarına…… Ah Almanya. Dışı seni yakar, içi beni……
Gerçek bir hayat hikayesidir.
YORUMLAR
Almanya.Ne aileleri ayırmış,ne mutusluklara sürüklemiş.İşte benim anlamadığım ailelerini neden götürmemişler.Ailelerini götürebilirlerdi daha sonra bir düzen kurduktan sonra.Ama bazılarının işine geliyotrdu demek ki.Bir de orda rahat yaşamak isteği,orda ya beraber yaşıyorlardı başka bayanlarla,ya da evleniyorlardı.Geride kalan eşi,çocuklarını ne derece düşünüyorlardı.Sadece para göndermek,senede bir görmek yeterli değil,her şey para değil tabi.İşte bazı Türk erkeklerinin zihniyeti.Tebrik ederim,harika bir romandı.Dilerim hepsini kitap haline getirme imkanınız olur.Selam ve sevgilerimle.
Sevgili arkadaşım, hikayenin sonunun kötü biteceğini biliyordum ama; bu kadar çabuk biteceğini tahmin etmezdim...
Biz yazılarımızı içimizden geldiği gibi yazamazsak nerede kaldı özgürlüğümüz.
Onur Bilge'ye katılıyorum, senin şevkin kırıldı.
Ama hayatta bunlar olacak.
Meyvenin olgunu olduğu kadar, hamıda var...
Her söze kulak asıp moralini bozma, doğru bildiğini yap.
Doğru er geç anlaşılır...
Kutluyorum...
Sevgilerimle...