- 561 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Simitler üşümüştür /1
dışarıda buz gibi ayazın aksine,evin içi ağustos sıcağındaymışcasına buram buram terletiyordu küçük çocuğu...
yüzünü avuçlarının içine almış,buharlanmış camın arkasından dışarıyı izliyordu.
arada bir de duvar kenarında harıl harıl yanan sobanın yanına gidip,sobaya doğru ellerini tutuyor ve tekrar pencerenin kenarına,eski yerine dönüyordu.
annesi şaşkın bakışlarla bu durumu izliyordu ama izlediği diziden gözlerini ayırıp oğluna soramıyordu.
---ne yapıyorsun oğlum,şu sıcacık evde ellerin mi üşüyor,diye...
bu böyle devam etti bir,iki,üç derken dördüncüsünde sabredemedi Aysel hanım.yavaşça yerinden kalkıp Mehmet’in yanına geldi ve yavrusunun minicik ellerini,ellerinin içine aldı.Memedinin elleri sıcacıktı,anne yüreği işte bir an oğlunun ateşinin çıkmış olabileceğini düşünmüştü.zira ne zaman ateşi çıksa elleri buz kesilirdi.
eğildi sarı saçlarını okşadı,öptü çilli yanaklarını.
---anneciğim bak!
dedi Mehmet,ve karşı kaldırımda simit satan çocuğu gösterdi küçücük ellerini uzatarak...
---ne oldu canım ?
---karnın mı acıktı ? canın simit mi istedi yoksa...
Mehmet başını salladı yok anlamında.
---hayır anneciğim istemiyorum simit,o simitler hep üşümüştür yiyemem ki ben onları...
dedi ve ağlamaya başladı.
annesinin içi burkuldu kıyamazdı hiç çilli bebeğine...
’niye ağlıyordu şimdi bu çocuk,sarıldı sildi gözyaşlarını şefkatli elleriyle.
---kuzucuğum ben eve getirince ısıtırım,sıcacık olurlar,sende yersin çıtır çıtır.
mehmetin bir anda gözlerinin içi parladı.
---anneciğim o zaman simitçi çocuğu da getirelim eve,onu da ısıtalım olur mu anne?Lleyla hanım anlamıştı şimdi,tüm olup bitenlerin hepsini.gözleri doldu ve karşı kaldırımdaki çocuğu inceledi bir çırpıda.
çocuk altı yedi yaşlarında,beyaz tenli,sarı saçlı,üzerinde temiz ama oldukça eski püskü,büyük ihtimal konu komşunun verdiği giysilerden vardı.
havanın oldukça soğuk olmasına rağmen, gocuk,kaban tarzı bir giysi bile yoktu üstünde...ve sırtındaki hırka da incecik görünüyordu.
Mehmet annesinin gözlerinin içine bakarak merakla sordu
---anne o çocuğun elleri üşümüş müdür?
Mehmet bir sobaya baktı bir dışarıdaki çocuğa.annesi Memedinin içindeki merhamet duygusunun yoğunluğu karşısında bir an utandı.şu sıcacık evin içinde kendisini dışarıdaki çocuğun yerine koyabilmiş ve hatta ellerinin üşüdüğünü bile hissedebilmişti.sanki O nun yerine, ısıtmıştı ellerini az önce kaç sefer sobaya tutarak...
Leyla hanım şoke olmuştu sanki...bir haftadır O çocuk karşı kaldırımda simit satıyordu ve kendisinin bu açıdan hiç dikkatini çekmemişti.
oğlu henüz beş yaşına yeni girmişti, bu kadar dikkatli,duyarlı ve empati gücünün bu kadar gelişmiş olması çok şaşırtmıştı kendisini...
ayrıca da gurur duyuyordu şu an Memediyle.kendisi de dahil,bütün insanlar bu kadar merhametli ve duyarlı olabilselerdi şu karşıdaki çocukve diğer bütün çirkinliklerin hiç birisi olmazdı bu güzelim yeryüzünde.
Mehmet annesinin cevabını bekliyordu sabırsızlıkla...
tam bu sırada kapının zilini duydular.leyla hanım kapıaya doğru giderken,Mehmet bir kez daha baktı karşı kaldırıma.
---anneee gitmiş simitçi cocuukkk !
(devamı bir sonraki denememde...)
YORUMLAR
Mehmet gerçek mi?Gerçekten oldu mu bu olay?Öyle çok etkilendim ki Mehmetler hep olsa bütün kadınlar anneler çocuklarını birer Mehmet gibi yetiştirseler.Bizler o kadar duyarsısız ki etrafımızdaki olaylara hepimizi kendimize getirecek birer Mehmete ne çok ihtiyacımız var.Yürekten tebrik ediyorum yazınızdaki tek sorun noktalama işaretleri.