günlerden simit
Bugün günlerden simit. Öyle açım ki doymaya takatim yok.
Sakallı bir ihtiyarla gözgöze geliyorum sabah.Arabasında simitleri...Hemen yanında gri hareketler...Kumru kuşları bunlar; boyunlarında siyah narin bir çizgi.Aynından mı diyor ihtiyar.Gülümsüyorum. Nedense seviyor beni. Anlatacağı şeyler var belliki.Simidimi sarması epey uzun sürüyor.Köşeden havuzun kenarında çırpınan serçeleri izliyorum.Öyle açım ki aklıma gelmiyor simidi ısırmak.
Anlamsız bir hüzün iniyor gözlerime.Annem gözlerinde yağmur izi vardı derdi küçükken.Yağmasa da yağmurlu bir dünyaya doğdun sen. Gülümsedim. Hareketlendi damlalar. Keşke erkek olsaydım diyorum. En azından bir mazeretim olurdu ağlamamak için.
Bugün günlerden simit.Sonunda ısıryorum simidimi.Ardı arkası kesilmeden sıralıyorum lokmaları. Açılış devam deyip sürüklüyor diğerlerini.Minik bir çiçek çarpıyor gözüme. İki kaldırım taşının arasında başı... Sarı bir gülümseme sanki.
Gözlerimi ayıramıyorum çiçekten. İtirazı olan bir yaşam bu.Sıkışan bedeninden belli; vazgeçmiyor.Elimdeki kağıtlaar nerede diyorum.Seni yazmalıyım küçük çiçek. Simitçide unuttuğumu hatırlıyorum. Kalemim cebimde ama ah şu saman kağıtlarım.
Ayırılamıyorum küçük çiçekten. Baktıkça diniyor sanki yağmurlarım.
Bugün günlerden simit. Sonunda taşıyor yüreğim. Eteğimin uçuşmasına aldırmadan koşuyorum sevimli ihtiyarın yanına.Gülüyor kağıtlarımı uzatıyor bana. Yine aynı hafiflikle koşuyorum kaldırıma doğru. Sarı gülümsemem, çiçeğim orada diyorum içimden. Seni yazmalıyım... Seni yazmalıyım...Koşarken bir kaç kağıdım uçuyor ellerimden. Başka zaman olsa kıyamazdım belki. Ama şu geç kalcağım hissi...
Bugün günlerden simit.Aklımda herşeye rağmen iki kaldırım taşının arasında açmış sarı çiçek... Kaldırıma varmadan bir çocuk geliyor karşıma. Saman kağıtlarım yere düşüyor. Kalemim lacivert kanıyor. Bakıyorum çaresizce çocuğun ellerine.
Bugün günlerden simit ve sarı gülümseyiş o çocuğun ellerinde...