Kızsal muhabbetler(9).............
- Nerdesin yaaa?İki saattir seni arıyorum.Leyla sesin niye öyle kötü?Nerdesin söylesene?!
-Üsküdar’da
-Ne yapıyosun orda?
-Ağlıyorum.
-Neeeeeeee niye noldu?
-Onunla oturduğumuz yerdeyim.Seda çok canım yanıyooo.
-Leyla ben Kadıköydeyim ,bekle geliyorum.Ağlama nolur!
-Tamam gel.
Dakikalar sonra.......
Leyla denize nazır bir mekanda, ne garsonun ne de diğer müşterilerin bakışlarına aldırmadan ağlıyor...Seda geldi işte.
Seda Leyla’ya sarıldı.
-Neden geldin buraya? B..k mu var diyicem, terbiye mi de bozdun. Beni öyle sinirlendiriyosun ki, niye yapıyosun bunu, niye?
Leyla tek kelime etmiyor ,gözleri denizde.Seda’ya baktı şimdi.Seda da ona.Seda ileri gittiğini farketti, yumuşadadı ,kız zaten kötüydü.
-Leylam yapma nolur!
Seda Leyla’yı güldürmeyi denedi:
-Gözlerin ağlayınca yeşil oluyoo, eladan yeşile geçiş, bence noluyo biliyo musun?Gözlerin yosun bağlıyo.Bu kadar ıslak bırakma.
Leyla hiç gülesi yokken güldü.
-Seda Özdemir Asaf’ın şiirini okumuştuk hatırladın mı?
’’Sevginin dışına düşülür
Aşkın içine düşülür
Sonra da oturulup düşünülür’’
İşte halim bu. Oturup düşünüyorum, kalbimi gözyaşları basıyor, ağlıyorum.
-Ağlıyorsun da ne oluyor Leylam söyle ne oluyor?O çok sevdiğin Piraye de sevmiş Nazım’ı.Geriye kalan ne? Nazım’ın aldatma hikayeleri.Pİraye Bursa cezaevine elinde bir bahar dalı; Nazım dışarıyı göremiyor,baharın kokusunu duyamıyor diye getirmiş. Getirmişte nolmuş? Sonu hüsran!
’’Her kadın saçmadır sevdiği zaman ,bırak da içimden seveyim seni açığa vurmadan’’ diyor Piraye.Keşke Nazım da hiç bilsemeymiş Piraye’nin ne büyük bir sevgi taşıdığını. Bi tarafı kalkmış sevilmekten.Ağzımı bozuyorum ama bozdurdun.
Leyla Seda’nın söylediklerini duymuyor ,konuşuyor habire:
-Seda sana okuduğum şiiri hatırladın mı hani sen saçma bulmuştun ,nerde buldun, demiştin
-Hangisi?
’’Yarına üç kişi çıkmayacak;
Eşek ,kral ve ben
Eşek açlıktan,
Kral can sıkıntısından,
Ve ben aşk acısından’’.
-Hatırladın mı?
-Hatırladım.Aşk acısı filan yok.Unut o salağı!
Tam bu sırada kafede çalan şarkı ikisini de susturdu.
’’BİR KIZIL GONCAYA BENZER DUDAĞIN
AÇILAN TEK GÜLÜ SENSİN BU BAĞIN
KURULUR KAPLERE.......’’
-Seda ne çok severim bu şarkıyı.offffffff ya.
’’Her gören göğsüme taksam seni der
Kimi ateş gibi yaktın beni der.
Kimi billur bakışından söz eder
Kim bilir hangi gönüldür durağın’’
-Evet çok güzel bir şarkı.Unut Leyla!
-Seda dün Cemal Süreya okudum bütün gün.
’’Ben nerde bir çift göz gördümse
Tuttum onu güzelce sana tamamladım
Sen binlerce yaşayasın diye yaptım bunu
Bir bunun için yaptım’’diyor.
-Ben de Seda , gördüğüm tüm gözleri onun gözlerine benzetiyorum
-Senin gibi solcu biri ,aşk meselelerini bırakıp siyaset düşünse ya Leyla hanım (!)bak o zaman bu salak saçma cümleleri kurar mısın?
-Sol mu?Ahhhhhhhh Seda ahhhhhhhhhhh!
Ömrümün sol anahtarısın
Hazan makamının kapısını çalan
Ne nisanlar gördüm ben
İlkbahardan kaçarken
Bir mızraba tutunan’’
-Offfffffffff offfffffffffff ben sol diyorum hatun Yılmaz Erdoğan’dan dem vuruyor .
Tam bı sırada çok yakınlarından bir martı geçti.İkisi de martıyı seyrettiler Seda sırf konuyu değiştirmek için:
-Ne güzel hayvanlar martıları çok seviyorum yaaaaaaa,dedi
-Ben albatrosları seviyorum bir tek onları.
-Albatros mu niye ki?
-Hiç kimse bir albatros kadar aşık ve yine onun kadar yalnız değildir.Albatroslar tek eşli yaşarlar asla eşlerini aldatmazlar, gerçek aşk onlarda var.Kanatları 3.5metreye buluyor okyanuslarda uçarken düşünsene.Ve bu uçuş aylar alabiliyor sonra geldiklerinde eşlarini buluyolar asla başka bir kuşa bakmıyorlar ,eşleri ölse bile.....
-Offffffffff Allahım offffffffffff bu meseleyi bile aşka getirdin ya ne diyim ben sana.Leyla sen beni uyuz etmek için mi varsın?
Leyla gene ağlamaya başladı.
Susuyorum, konuşmayacağım yalvarsan da tek kelime etmeyeceğim.
İyi konuşma!Küs hatta.
Leyla ile Seda hararetle tartışırken, Leyla yaşlı gözlerle bakarken hemen yanlarında üç gençten adı Mustafa olan Leyla’yı süzüyordu.
-Oğlum bu kız sabahtan beri ne zırlıyo ya.Paşa git teselli et!
-Sen et Mustafa abisi.
Leyla gençlerin konuşmalarını duymak istemese de duydu Seda da duydu ama çaktırmıyor şimdi bir de bunlarla uğraşmak istemiyor.
Ama Leyla’nın da farkettiğini anlayınca konu değişir umuduyla:
-Bu salaklar ne diyo ya?Adlara bak Mustafa, Paşa diğeri de Alemdar mı
-Neeeeeeeee?
-Aman Leyla tarihteki Alemdar Mustafa Paşa işte.
-Mustafa ,
Paşa,
-Diğeri de Alemdar olsun bari.
-Seda ya ben Alemdar Mustafa Paşa’yı tanımıyorum.
-Normal tarih derslerinde ’’biz şöyle şanlıydık, böyleydik şöyleydik’’den başka bişey yok ki.
Gençlerden adı mustafa olan :
-Oğlum Zeki, senin adını Alemdar yaptılar neyse şu ağlayan güzel gözlü kızın hatrına sen de Zeki ol bee!
Leyla sinirlendi laf dalaşına girecek hali yoktu.
-Kalk Seda gidelim yamyam dolu burası
Mustafa şaşırmıştı
-Oğlum yamyam dedi bize ya!
Tam Leyla’ya sen ne diyosun, diyecekken kızlar hızla kalkıp gittiler.
-Leyla görüyosun di mi gerizekalılar ne diye bizi dinliyolar?
-Kimmiş bu Alemdar Mustafa Paşa anlatsana boşver o salakları
Seda ohhhhh çekti nihayet aşk harici bişey konuşacaklardı
-Talihsiz bir sadrazam.3.Selim ,amcası olur kendilerinin.Nizamı Cedit ordusunun kurulmasına büyük tepki göstermiş ve amcası 3.Selimi tahtan indirmiştir.Ancak daha sonraları yeniçerilerdense Nizamı Ceditin daha etkili olduğunu görüp Nizamı Cedit yanlısı olmuştur ve amcasını tekrar tahta geçirmeye çalışmıştır.Ancak Kabakçı Mustafa Paşa emrindekilerle ayaklanmış sarayı basıp ney çalmakta olan 3.Selim’i öldürüp cesedini Alemdar Mustafa Paşaya göndermiştir.Alemdar Mustafa Paşa artık şehzade Mahmut’un tehlikede olduğunu anlamış onu kurtarmıp, tahta geçirmiş, kendi de sadrazam olmuştur.Alemdar Mustafa Paşa padişahın yetkilerini kısıtlayan padişah ile ayanlar arasında imzalanan Senedi İttifak ile meşhurdur.
-Eeeeeeee sonra nolmuş kesin öldürmüşlerdir.Padişah uyuz olmuştur ona.
Evet uyuz olmuş ama en çok yeniçeriler uyuz olmuş.Nizamı Cedit de ne ola biz varız, demişler.
Yeniçeriler Alemdarın kaldığı Babıali’yi basmışlar Alemdar Mustafa Paşa saraydan, padişahtan yardım istemiş
- Yardım etmiş mi?
-Sence?
-Etmemiştir.Çıkarlarına dokundu ya ölsün banane demiştir halbuki onu kurtaran Alemdardı.
-Evet aynen öyle olmuş.Alemdar Mustafa Paşa ne yapmış bil!Mahzene inmiş, barut fıçılarını ateşlemiş.
-Vay canına.Ulan ben ölüyorum, hep beraber ölelim bre kefereler, demiştir.
-Ne bileyim benzer bişey demiştir.1000 yakın yeniçerinin 600 yakınını ve kendisini öldürmüş.Daha sonra cesedini bulup günlerce İstanbul’da dolaştırmışlar sonra da bir kuyuya atmışlar.Daha sonraları da adına bir türbe yapılmış.
-Vay canına talihsizmiş ha.
-Bu arada konuşmam diyodun ama konuştun Leyla.Barıştık mı?
Evet.Yoksa sen de beni bir kuyuya atacaksın di mi?
-Belli olmaz atarım.
-Peki peki artık aşk acısından ve o zattan konuşmayacağım Seda sen haklıydın baştan beri değmez biliyorum.
-Ohhhhhhhhhhhh be..
-
YORUMLAR
-Hiç kimse bir albatros kadar aşık ve yine onun kadar yalnız değildir.Albatroslar tek eşli yaşarlar asla eşlerini aldatmazlar, gerçek aşk onlarda var.Kanatları 3.5metreye buluyor okyanuslarda uçarken düşünsene.Ve bu uçuş aylar alabiliyor sonra geldiklerinde eşlarini buluyolar asla başka bir kuşa bakmıyorlar ,eşleri ölse bile.....
Leyla ile Seda'nın söyleşisinden edebi,sosyal ,tarihve politik
dersler almaya devam ediyorum.Bu dersler hafızamda kalıcı oluyor...
Kutlarım efendim.
"Belki oradadır demek,görmeyi umud etmek.Yada gökyüzünden görecekmiş zannetmek insanı sürükler o kendini üzeceğini bildiği yere...Bile bile lades işte:))Birde merak etdim ağlayınca yosun rengine dönen gözler..bu kelimleri ben birinden duymuştum...içim acıdı okurken..acaba Seda nerden aklına getirdi bunu.))Arkadaşım bu defa uzun soluklu bir sohbetdi..okurken mest oldum.Sevglerimle"