- 470 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
ALAMANCI KADİR
Tam yirmi beş yaşındaydı. Askerliğini bitireli, yaklaşık altı ay olmuştu. Köyden çıkışı, askere gidişiyle olmuştu. Askere gitmeden evlenmişti. Hem ana,baba ve eş hasretini aynı anda çekmek zorunda kaldı.
Askerlik bittikten sonra ailesi ve arkadaşlarıyla hasret giderdi uzunca bir süre. Köydeki hayat, rutin bir şekilde sürüyordu. Akşam olup karanlık çöktüğünde, gençlerin ve yaşlıların tek eğlence mekanı kahvelere gün doğuyordu. Karanlık köy sokaklarına düşenlerin ayakları, soğuk kış gecelerinde, içi kahkahalarla inleyen o mekanda son buluyordu.
Yaşlılar ile gençlerin oturduğu bölümler farklıydı o kahvehanelerde. Oğlunun sigara içtiğini gören babası, görmemiş gibi davranır ve o tarafa bakmamaya çalışırdı.Yine o akşamların birinde ve yaz mevsiminde, kapıdan içeriye, giyimi ve kuşamı onlardan farklı biri girdi .
Selam verdikten sonra, yaşıtlarının olduğu bir masaya geçti ve oturdu. Salimlerin ortanca oğlu Kemal.
Yıllar önce Alamanya’nın işçiye ihtiyaç duyduğu bir dönemde, köye gelen iki kişinin anlatımlarıyla Almanya’ ya gitmişti. İçeri girdiğinde, herkese göz ucuyla bir bakış atmış ve mağrur tavırlarıyla geçip oturmuştu masaya. Anadolu köylüsü için en önemli şey toprağıydı. Onu, tıpkı çocuğunu sever gibi sever, hayvanlarından elde ettiği gübreyle onu beslemeye çalışırdı. Tek tanesi bile kıymetliydi. Almanya’ ya gitmeye cesaret edenlerde cesur ve atak kişilerdi zaten. Kemal de bunların arasındaydı. İlk gittiği yıllarda, köyüne gelememişti bile. Sonraki geliş gidişlerinde ise gözle görünür bir şekilde değişiklik olmuştu.
Ondan söz ederken hayranlık yanında kıskançlıkta hakimdi. Bir araya geldiklerinde hemen onun için,
“Biliyon mu ? Salimlerin Kemal yükü tutmuş. Eşek yükünen para getirmiş diyalar.Bir otomobili va. Aklın hayalin duru. Cekmiş kapının önüne. Gasım gasım gasılıyo.Bi de caka satıyo. Ne o takmış fotr şapkasının tepesine o tüyü. Eline de alıveriyo kasetçaları. Dangıdı dangıdı sokaklada. Ne olcek. Sonradan görme işte ! “
“Ne kıskanıyon. Zamanında, adamla geldile de köyde adam aradılardı. Neye gitmedin o vakit. Sen de getseydin. Fesatlıktan çatlayon.”
“Lan kıskanmayom da. Gendime kızıyıom. Ah eşek kafam ah. O, gittiğinde biz gorkup gitmediydik. Bak herif adam oldu. Kaçtı balık gaçtı. “
Kemal ise konuşulanların farkındaydı. Ve daha da fazla böbürleniyordu o yüzden. Gıcık kaptığı insanların evinin önünden geçerken, gaza daha fazla basarak böğürtüyordu arabasının motorunu.
O zamanlar, Türkiye’ de fazla bulunmayan teyp, radyo, kasetçalarlardan yanında getiriyor ve yakınlarına hediye veriyordu. Kahvede, cebinden çıkardığı Alaman cigarasından, yanındakilere aynı sebilden su dağıtır gibi dağıtıyordu. İçi gidiyordu ama ne yapsın. Halbuki o cigaraları ne şartlarda alıyordu. Kimse bilmiyordu.
DEVAM EDECEK !
YORUMLAR
Sosyal ve bir o kadar da yararlı bir konu üzerine yazmaya başlamışsın değerli arkadaşım.Bu romanını da okumaya başladım.Almanya'ya bir zamanlar çok işçi alıyorlardı.Ne hayatlar,ne yaşananlar,ne buruk hikayeler yaşanmıştı,anlatırlardı,dinlerdik.Senin güçlü kaleminden okumaya bu akşam başladım.Devam edeceğim.Sevgilerimle.
kolay gelsinnnnnnnnnnnnnnn
küçükken hep bana yeni iş başlayanlar hadi koştur refika gel derlerdi bend ebilmezdim o zamanlar tabi hemen koşturuur komşu teyzenin yününden tutardım
meğer ben çok tez canlı ve aceleci bir insanım bundan dolayı işleri çabuk bitsin diye benim elimin değmesi gerkiyormuş ne bileyim ne kadar doğruydu ama ben deinanırım böyle şeylere UZAT BAKİM KAĞIDININ UCUNDAN KALEMİNİN UCUNDAN BANA DOKUNAYIM HEMEN SULAR SELLER GİBİ BİTSİN İNŞ
SENİ SEVİYORUM VALLA BİRAZ DAHA YAZARSAM OKULA DERSE GEÇ KALACAM SEN BU YORUMLARI OKUYANA KADAR BEN GELİRİM
SEVGİLER
Yazmanın güzel tarafı da olumlu ve olumsuz eleştiriler almak.Yoksa kendimizi nasıl geliştirebiliriz...
Eleştiri gönderen arkadaşı da hoş görmek lazım.
Bizim gibi yazarların yolu,çetin ve zorlu.Hemen yılmamak ve yazmaya devam etmek lazım..
saygılar efendim...
ayhansarıkaya tarafından 9/15/2009 10:06:25 PM zamanında düzenlenmiştir.
sevgili arkadaşım.
Zor bir konu seçmişsin.
Benim yeni evlendiğimde bir almanyalı komşumuz vardı.
Çocuğuna bir saçlı bebek getirmiş.
Benim kızda tutturmazmı ben de isterim diye.
Tabi ben saçlı bebek alamadım, kız dinlermi? isterim de isteri m diyor.
bende bez bebek yapıp, kendi saçlarımdan kesip saçlı bebek yaptım.
kutlarım arkadaşım...
EMİNE45 tarafından 9/15/2009 10:55:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
Merhaba,
Bu hikayeyi yazmaya başlamadan önce bir amcanın hayat hikayesini dinlemiştim. Kendisi anlattı. Bazı yerler kurgudur. Ama benim hikayemi yazmadaki amacım, insanları küçük görmek, rencide etmek ve küçültücü davranışlarda bulunmak değil. Ben yazmaya çalışıyorum kendi çapımda. Her yazdığım öyküde ve yazıda amacım bir mesaj vermek. Kimsenin kişiliğine saldırmam. Saldıranları da hoş göremem. Daha 1. bölümü öykünün. Ben öykümde orada yaşanan sıkıntıları, ezilmişlikleri yansıtmaya çalışacaktım. Hevesimi, kırmayacak ve devam edecek .
merhaba,
bir kac aydir uyenin birinin Edebiyatdefteri kurallarina bile aykiri kirici, bozguncu turden fitni yazilarini, idarecilerin buna mudahele etmeyislerini , ve Allah askindan yanip tutustugunu ima eden cogu uyelerin tepkisizliklerini protestodan dolayi Edebiyatdefterine girmiyordum. Bugun merak edip girdim, ayni fitneci halen dolu dizgin devam ediyor...
Bunlarin sizinle alakasi elbette yok... Alamayanli Kadir baslikli yazinizi dikkatimi cekti...
Birincisi ben Alamanyalilarin cok bol oldugunu bir vilayettenim, ikincisi, (Avrupaki insanlarin hepsini Alamanci sayarsak) Alamanci cocuguum ve kendimde 30 yildir Alamanci sayilirim...
ne sizin hikayenizde ne de Saban'in filmindeki tipden Alamacilarla karsilasmadim? Yani babam 70'li yillarda Turkiye'ye ucakla izine geldiginde basinda fotor falan yoktu... Kulaginin dibine teyb veya radyo koyup dinledigini hatirlamiyorum. Bolca Alamancinin bulundugu bizim memlekettede zaten boyle bir manzarayla karsilasmadim? Kendim de zaten boylesi seyler yapmadim?
Alamanci Kadirler veya Sabanlar herhalde onyargi veya hayal urunudur diye dusunuyorum. Kadir gecesi gunune denk gelen kirici bir yaziyi protesto ediyorum!
abdullah konuksever