- 1053 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
160 - TIRNAK
Onur BİLGE
Annem, ev işlerini birilerine yaptırtıyordu. Genelde dikiş dikiyordu. Sadece yemek onun temel işiydi. Herkesin her derdi onu bulurdu. Kendisini hemen hemen her konuda yetiştirmeyi başarmış, kültürlü bir kadın olduğu için komşular, akrabalar, her tanıyan ona akıl danışırdı. O nedenle geleni gideni eksik olmazdı.
Birisinin çocuğunun ayağını cam mı kesmiş, anneme getirir. O, yarayı temizler, sarar. Ağaçtan mı düşmüş, birisi taş mı atmış, kafasının bir yeri şişmiş, ayağı mı burkulmuş? Ailesi hamur pişirip sıcak sıcak koymak, tarhana pişirip sarmak ister, annem tartışır, engel olur; buz koyar, doğru doktora yollar. Birisi doğum mu yapacak? Ebeye telefon eder, nerdeyse buldurur, getirtir. Doğumda da bulunur, ebeyle karar verilir, hastaneye gitmesi gerekiyorsa taksi çağırtır, çoğu zaman tedavi ve ilaç paralarını öder.
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 7
TIRNAK - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15
YORUMLAR
ortaokul birinci sınıfa gidiyordum. Sınıfın en küçük çocuğuğuydum. Diğer çocuklar benden büyüktü. Kimisi sınıfta kelmış kimisi geç başlamış. Neyse sınıf başkanı seçiyorlar. Ben aday olmadığım halde beni seçtiler. Nedeni de ben küçük oldğum için boş derslerde görültü yapıyorlar bende yazamıyorum gürültü yapanların ismini.
Bir gün yine sınıf hahababam ınıfı gibi. Öğretmenimiz girdi sınıfa. Başka kalk dedi ben kalktım. Yaramzlık yapanların listesini istedi. Bende yok tabi. . Ama onlar kimin yaramzlık yaptığını biliyorlar. Birer birer dizdi tahtaya tabi beni de. Hepsine birer tokat. Beni de tam köşeye durdurmuştu. Bana bir tokat attı kafam duvarak. Bir tokat diğer yanağıma. kafam diğer duvara ve otur dedi yerine. Hiç ağlamadım. Bir sonraki gün yine dersler boş ve gürültü çok fazla yine aynı öğğretmen. Listeyi istedi. Yok dedim. " Dün dersini alamdın herhalde " dedi. Ben dersimi aldım hocam. O da sizin bildiğiniz bir gerçeğin tekrar söylenmemsi gerektiğiyidi. " Dedim ve tahtaya geçtim. Ama bu defa tek kelime söylemeden sınıftan çıkıp gitti. ve arkadaşların boş derslerde hiç ses yapmadan oturdular. Ve ben ghiç ama hiç liste yapmamıştım.
Yazınızı okuyunca bu günü anımsadım bir anda.
Yine çok güzeldi yazınız. Kutluyorum kaleminizi ve sevgiler yüreğinize
Ailevi sebeblerden dolayı bir yıl ortaokula gidememiştim.Sonraki başladığım yıl,ilk matematik yazılısından üç almıştım.Öğretmenimiz olan beyefendi--dördün altında olanı döveceğim--demişti.Duymuştuk aslında önceki sınıflardan bu huyunu.Tahtaya kaldırdı hepimizi,parmaklarımızı gösterdiği şekilde bir araya getirmemizi söyleyip,cetvelle sıradan vuruyordu ki,sıra bana geldiğinde elimi çektim.Çok kızdı ve bağırdı._uzat-- diyor bende sadece korku var.Yüzümü tutup tahtaya geri iterek şiddetle çarptı.Aniden istifra etmeye başladım ama bu sırada nefesde alamıyorum,sanki boğulacağım.Neyse idare götürdü vs.
Yılarca matematik dersinde,sınav olduğu gün nefessiz kalıp istifra eder oldum.Geçen yıl belediyenin açmış olduğu bir ingilizce kursuna yazılmıştım.Hİç aklımda yoktu,sorularda Türkçe sayıların ingilizce karşılığı istenmişti.Daha ben sayıları görür görmez,aynı şeyleri yaşadım.Ve ben kırk yaşımdayım.Demekki bunlar çocuklarımız için çok önemli...Böyle davranan öğretmenlerimiz varsa,lütfen yapmasınlar.O kadar güzel bir konuydu ki aklımdakileri yazamadan edemedim.Saygılarımla
Maalsef, bazı yaşananlar aradan ne kadar yıl geçerse geçsin unutulmuyor. Benim de lisede iken bir daktiloğrafi öğretmenim vardı. Her derse gireceği zaman sinir krizine girerdim. O da bana gıcık kapıyordu sanırım, ikmale kalmıştım o dersten. Ertesi yıl başka bir öğretmen girdi ve ben çok başarılıydım o dersten. İkisini,n farkı çıkıyor ortaya. İyi olmak çok zor, kötü olmak ise çok kolay. Kutlarım sevgili yazarım.
Çocuğun anne ile arasındaki soğukluk dikkatimi çekti doğrusu.Niye böyle bir türlü anlayamadım.Şu cetvel olayı da biraz abartılmış gibi geldi.Ben hiç rastlamadım da...
Okurken kendi çocukluk yıllarımla mukayese ediyorum.Farklılık olabilir.
Yazının sürükleyici olması harika...
Kutlarım üstad.saygılar...
ne kadar kötü ya evet cetvelle cocuklarin canini yakmak.
bu nasil egitimcilik.hala bu gibi seyleri yapiyorlarmi bu cagda acaba.
tirnaklarin hafif uzun olmai bencede en güzeli.
birde evet hayatta bilgisi olan insan bir cok yerde yardimci ola biliyor.keske herkes öyle olsa her insanin yardimina kossaydi.
yine cok güzel cok degisik bir cok yönden bakilabilir bir yaziydi.
emegine ellerine saglik.sevgiler sonsuz.
sevgili ONUR BİLGE,
Sizin anılarınızı okuyunca kendi anılarım okadar örtüşüyorki,bazen kendi çocukluğum gözümün önünden geçiyor da yüreğim cızlıyor.bu tip insanlardan her ortamda var Allah bizi bu devirde bu tip insanların şerrinden korusun.yüreğinize sağlık.yazılarınız daim olsun .onlar benim gece doslarım.onlarla hüzünlenip onlarla neşeleniyorum.sevgiler,saygılar.